1. BÖLÜM: KAYIP DOKTOR

1663 Words
ARSLAN DEMİR KARA ; Multimedyada Arslan demir var. .... Karargaha girdiğimde her yer dağınık ve bir o kadarda askerim yaralı ve perişan durumda. Alçaklar karargaha zavallı bir adamı sokup bomba patlamıştı. "demir" diye bana seslenen üsteğmenimdi. Çok severdi beni birbirimizin gözlerinden anlaşıyorduk. Bu zamana kadar tanıdığım bir asker olarak en ılımlı insandı. "Üsteğmenim" diyip önünde selam verdim. "Ambulans nerede kaldı askerlerimin çoğunun durumu ağır" Üsteğmen gözleri yaşlı bir şekilde yüzümü inceledi "ambulansın geçtiği yola bomba döşemişler ambulans gelemedi orada da çok fazla ölü ve yaralı var demir" Alçaklar planlı bir şekilde iş yapmışlardı. "Üsteğmenim izin verin sınır dışına çıkayım" Üsteğmen kaşlarını çatıp sinirli bir homurtu çıkararak "hayır olmaz Demir seni tehlikeye bile bile yollayamam" Aklımda bir plan vardı. Bunu geçen hafta toplantıda dile getirmiştim. Benim grubum ve diğer birçok asker kabul etmişlerdi. Ama üsteğmenim ve bir üst komutanım buna olumlu yaklaşmadılar. Bu olaydan sonra artık durabileceğimi sanmıyordum. Birçok asker şehir düşmüştü. Birçoğuda yaralı. "Komutanım" diye bana seslenen yöne döndüm. Bizim gruptan Ali'ydi. Önümde selam verip "komutanım olanları duydum uçağa binmedim hemen buraya geldim" nerden duyduğunu sorgulamama gerek yoktu çünkü sevgilisi muhabirdi. Elimi omzuna koyup "oğlum keşke gelmeseydin ailen seni bekliyor" Yaklaşık bir aydır hiçbirimiz eve gitmiyordu. Önemli bir operasyon üzerinde çalışıyorduk. Bugün benim grubum ve ben 1 haftalık izne çıkmıştık. Tabi alçaklar benim çıkacağımı bilmediği için böyle bir şeye kalkıştılar amaçları Arslanı yuvasından etmek. Ama şimdi işler tam tersine döndü Arslan onları yuvasından edecek. .... .... 1 HAFTA SONRA ; ÜSTEĞMEN ARANIYOR.... Telefonu kulağıma götürüp cevaplanmasını bekledim. "Hayırdır Demir sen beni önemli bir sorun olmadığı sürece aramazsın" Çok iyi tanıyordu beni bende onu çok iyi tanıyordum. Aramızda Üsteğmen Komutan ilişkisinden daha çok abi kardeş ilişkisi vardı. Gülerek konuştum "çok iyi tanıyorsunuz beni üsteğmenim, benim sizden bir ricam olacak" Üsteğmenim ciddi bir ses tonuyla "dinliyorum Demir " dedi. Bende aynı şekilde ciddi ses tonuyla "üsteğmenim eğer uygun görürseniz bana 1 hafta daha izin verir misiniz?" 7 yıldır bu görevdeydim ve ve şuana kadar böyle bir talepte bulunmamıştım. Bulunmakta istemiyordum ama mecbur kalmıştım. Düşüncelerimi üsteğmenimin neşeli sesi böldü " sonunda evleniyorsun ha Demir çok sevindim" Evet nişanlıydım ama henüz böyle bir planım yoktu. Çünkü sevmiyordum bi türlü kıza ısınamamıştım. Ayşe benim amcamın kızıydı kız beni seviyordu ama ben bi türlü kıza alışamamıştım. Saçma sapan tripler ve olmadık yerlerde kıskançlıkları vs vs. "Yok Üsteğmenim biz bunu biraz daha ileride düşünüyoruz henüz erken" Aslında biz 2 yıldır nişanlıydık. Nişanıda istememiştim aslında ama babam zorlamıştı bende mecbur kabul etmiştim. Ama şuanlık sevmediğim biriyle evlilik düşünmüyordum. Üsteğmenim benim aklımdan geçenleri okumuş gibi tekrar sesi kulağıma ilişti. "Biliyorum, tanıyorum seni Demir ama böyle olmaz otur babanla bu konuyu ciddi bir şekilde konuş yoksa ben konuşacağım" Üsteğmenim sadece söylemezdi, söylediğini yapan bir insandı. Üsteğmenimin yerine benim konuşmam daha iyi olacaktı çünkü artık ikimizde götüremiyorduk. "Emredersiniz üsteğmenim, konuşacağım" gerçekten artık zamanı gelmişti. Ne olacaksa olsun konuşacaktım. Ayşe zaten işimide beğenmiyordu. Gidip uzun süre gelemediğim için biraz sorun çıkarıyordu ama ben asla bu Vatan yolundan dönmezdim. Karşımda babam dursa yine Vatanımı savunurdum. "1 hafta sonra görüşürüz Demir Allah'a emanet ol dediklerimi sakın unutma" içim rahatlamıştı. Şimdi geriye kalan akşam saat 22.00'u beklemekti. "Sizde Allah'a emanet olun üsteğmenim görüşürüz" .... .... SAAT 00.00; "Ali her şey hazır mı birazdan kontrolden geçeceğiz" Ali, ben, selim ve ahmet gidiyorduk. Ahmet ve Selim orada ki adamları oyalayacaklardı bizde silahlarla sınırı geçecektik. Eğer bir sorun olursa görevli askerleri bayıltmak zorunda kalacaktık. Kolaylıkla sınırı geçtiğimizde rahat bir nefes almıştım. Şimdi Arslanı yuvasından etmek nedir göreceklerdi. Ali'nin yanına aldığı şalları yüzümüze atkı gibi sarıp arabadan indik. Adamları bizi tanımazdı çünkü hepsi çömezdi ama büyükleri beni ve grubumu çok iyi tanıyordu. Şuan kendimi bir aynada görmek isteyeceğim en son şeydi çünkü farklı olmayalım diye onların giydiği pis kıyafetleri bizde giymiştik. Karşımıza eski bir bina çıkınca hep beraber oraya doğru yürüdük. Selim ve Ali etrafı kontrol etmek için bizden ayrıldılar. İçeri girdiğimde pis koku burnumu doldurdu. Etrafa bi göz gezdirdiğimde buraya yaralı teröristleri getirip iyileştirmek için kullandıklarını etraftaki dağınık ilaç kutusundan ve bir kaç tıbbi araçtan anlamıştım. "Ahmet üst kata bak" "Emredersiniz komutanım" o üst kata çıkarken bende bu katta olan odalara göz gezdirmeye başladım. Gözüm bi odada takılı kaldı. Odanın kapısı kapalıydı. Her şeye rağmen elimi silahıma götürüp kapıya tekme attım. İnanamıyordum gerçekten çok iğrenç. Şimdi anlaşıldı bu pis kokunun nereden geldiği. İtler ölen arkadaşlarını buraya getirmişti. Uzun sürede kaldığı için kokuyorlardı. Burnumu tutup odadan çıkacağım sıra gözüme bir çıkıntı çarptı. Oraya dikkatli baktığımda gizli bir kapı olduğunu farkettim. Ayağımla ölen teröristti itip gizli kapıyı açtım. Karanlık olduğu için hiçbir şey göremiyordum. Telefonumun ışığını açıp baktığımda bodruma benziyordu. Ama görünürde bir şey yoktu. Biraz daha dikkatli baktığımda boyunluğun üstü kan olmuştu. Elimi uzatıp aldığımda DOKTOR; RÜYA SU YILDIZ Yazıyordu. Boyunluğu elime alıp odadan çıktım üst kata doğru bağırdım "Ahmet aşşağıya in" "Buyrun komutanım, üst kata baktım hepsi boş sadece bir odayı ameliyathaneye çevirmişler" Bu beceriksizler nasıl ameliyat yapabiliyordu. Ya da birini esir mi almışlardı. Ama daha önce ihbarda bulunulmamıştı. Böyle bir şey olsa ihbarda bulunuluyordu. Doktor veya hemşire kaçırıldı diye bir şey duymamıştım. Ahmet beni anlamış gibi konuşmaya başladı. "Komutanım daha önce ihbarda bulunulmadı. Doktor kaçırıldı diye" evet aklımda düşünüyorum. Böyle bir bilgi istihbarata da gelmemişti. "Ahmet istihbarata böyle bir bilgi geldi mi" Ahmet düşünürken dış kapı sert bir şekilde açıldı elimi hızla silahıma götürüp kavradım. O sırada Ali'nin sesi kulağımı doldurdu. "Komutanım size yemek getirdim" biz ne işindeyiz bu ne işinde hala daha boğazını düşünüyor. Aliye baktığımda gülerek önündeki teröriste bakıyordu. Bize yemek diye getirdiği bir teröristti. İşime gelirdi şimdi öğrenirdik bu tıbbi aletlerin kimin kullandığını. Ayağımı yüzüne vurup "konuş" dedim. Korkağa benziyordu. Zaten hepsi korkaktı. "Arslancıkta burdaymış" demek tanıyordu beni. Teröristlerin arasında benim adım Arslancıktı. Büyük adamlarının bana taktığı isimdi bu. Dişlerimi gıcırdatıp "demek beni tanıyorsun, o zaman sana yapacaklarımıda biliyor olmalısın" benim lügatımda bir teröristi kolay kolay öldürmek yok ona bütün işkenceleri uygulamak var. "İstediğini yap arslancık benden hiçbir şey öğrenemeyeceksin" ayağımla tekrar ve tekrar yüzüne vurdum ağzından ve burnundan kan geliyordu. Gebersin piç. Belimdeki silahı kavradım çıkaracağım sırada silah sesleri duyulmaya başladı. Gözümü tekrar teröriste çevirdiğimde gülüyordu. Tuzak kurmuşlardı. Elime bir şey bulaştığını fark ettiğimde elimde sıktığım boyunluğun kesik yeri elimi kesmişti ve kanıyordu. Şimdi her şey yerine oturdu bu aletleri bu doktor kullanıyordu ama nerede bu. Aklıma bodrum geldi.. "selim, ali üst kata çıkın buraya hiçbir terörist gelmeden vurun" Ahmete gözlerimle teröristi işaret edip tekrar kapalı odaya gittim. Bodruma tekrar bakmadan çıkmayacaktım. Telefonumun ışığını açıp gizli kapıyı açtım. Görünürde merdiven olmadığı için aşşağıya atladım. Telefonumun ışığını etrafa tutup göz gezdirdiğimde karanlık olduğu için gördüğümle bir anda irkildim. Doktor şuan karşımda kanlar içinde eli zincirlere bağlı ağzı bezle kapatılmış yatıyordu. Işığı yüzüne tutup baktığımda ağzındaki ve burnundaki kanlar kurumuştu. Demek ki uzun zamandır burada tutuluyordu. Nabzını kontrol etmek için elini tuttuğumda kollarında kesikler olduğu ve kanların kurumadığı dikkatimi çekti. Demek ki bu yaralar yeni olmuştu. Nabzını kontrol ettiğimde çok yavaştı ama yinede bir umut yaşıyordu. Doktoru sınırdan geçiremezdik. Geçirirsek bile o zamana kadar ölürdü. Aklıma Ahmet'in bahsettiği ameliyathaneye çevirdikleri oda geldi. Hızlıca zincirlerden kurtulup kucakladım. Kaybedecek 1 dakikam bile yoktu. Ameliyathaneye çevirdikleri odaya götürüp hemen sedyeye yatırdım. Acil Yardım dersi almıştım ama tek başıma yapamayacağım için Ali'yide çağırmak için odadan çıkıp Alilerin bulunduğu yere gidip "Ali koş hızla gel peşimden" Ali beni takip edip odaya geldiğinde ağzı tutulmuş gibi bir bana bir kıza bakıyordu. Kızın hali çok kötüydü ölmemesi bile bir mucizeydi. Kaybedecek zamanımız olmadığı için aliye dönüp "ali öyle bakma yardım et bana ölmemesi lazım bu doktorun" Elime aldığım narkozlu iğneyi koluna yaptım. Kolunda Ali'nin farkettiği kurşun vardı. Kurşunu çıkarmazsak ölecekti. Ölmemesi için her şeyi yapmak zorundaydım. Bu doktor burada kaldığı süre içinde birkaç bilgi öğrenmiş olabilirdi. Dışarıda ki çatışma durmuş olacak ki selim de bizim bulunduğumuz odaya gelmişti. Hepimiz birlikte kolundaki kurşunu çıkartıp yarayı sarmıştık. ... ... Selim arabayı alıp gelmişti. Ali ve Ahmet teröristi bagaja bindirip bende kucağıma aldığım doktorla arkaya geçip oturdum. "Selim biraz daha hızlı nabzı yavaşladı" doktorun kolunu sürekli tutup nabzını kontrol ediyordum. Hayati tehlikesi hala daha devam ediyordu biz sadece ilk yardım yapmıştık biraz daha yaşamasını sağlamıştık. Ama yüzüne bakılırsa en fazla 21 22 yaşında gibi duruyordu bu kadar genç bir doktor bu teröristlerin eline nasıl geçmişti anlayamamıştım. Sınırı geçer geçmez telefonumu uçak modundan çıkarıp yenilediğimde üsteğmenimden bi çağrı vardı. "Komutanım üsteğmenim aramış" selimi de aradığına göre anlamıştılar durumu. O kadar da dikkatli çalışmıştım. Ama üsteğmenimin gözünden bir şey kaçmamış demek ki. ... ... Doktorlar acil ameliyata alacağını söyleyip gitmişlerdi üzerinden 2 saat geçmesine rağmen hala daha haber bekliyordum. İyi olmalı. İyi olmak zorundaydı. Ölememeliydi. Ölemezdi. O doktor bize çok lazımdı. Ali, Selim ve Ahmet'i karargaha göndermiştim. Son durumu üsteğmenimin bilmesi lazımdı. Telefonlada konuşmuştuk biraz azar işitmiştim ama daha kötü olan tarafı bu olayı en üst düzeylerin öğrenmiş olmasıydı. Üsteğmenim disiplin cezası alabileceğimizi yani 1 ay askerlik yapamayacağımızı söyledi ama ben karargahı evim olarak görüyordum 1 ay buradan uzak kalamazdım o 1 aylık sürede beni bi tımarhaneye kapatmaları lazımdı yoksa ben evimi bırakamazdım. .. .. .. Ameliyat bitmişti yoğun bakıma almışlardı. Doktorun söyledikleri pek iç açıcı değildi. Kız psikolojik sorunlar yaşaya bilir. İnsanlara güvenini tamamen kaybedebilir. Hayati tehlikesini atlatmıştı ama en zor kısım buydu sanırım bir daha kimseye güvenemeyecek olması. Psikolojik sorunları ve dahası bu küçücük beden bunlara nasıl göğüs gerecekti. Biraz daha camın önünde bunları düşündüm. Düşüncelerimi üsteğmenimin sesi böldü hemen kendimi toplayıp selam verdim "hoşgeldiniz Üsteğmenim" Birazdan duyacaklarım beni heyecanlandırıyordu. 1 saat önce disiplin kurulu üyeleri toplanmıştı. Bizim hakkımızda karar alınacaktı. "Hiç hoş gelmedim Demir " iğneleyici bir şekilde üstüne bastırarak Demir demişti. Kızınca böyle konuşuyordu. "Disiplin kurulu sana bu cezayı verdi" elindeki zarfı bana uzatıp "diğer grup arkadaşlarınada farklı cezalar verildi" Elime aldığım zarfı açıp okumaya başladığımda her cümlesinde kaşlarım daha da çatıldı. Bu nasıl cezaydı böyle. Disiplin kurulu benimle kafa mı buluyordu anlamış değilim. Gözlerimi üsteğmenime çevirip "yanlış ceza bu üsteğmenim" Üsteğmen burun kemerini sıkıp "doğru ceza bu Demir nasıl bir ceza bekliyordun askerlikten men edilmek gibi" Aman Allah yazdıysa bozsun öyle bir şey olacaksa ben kendi kafama sıkayım gerek kalmaz öyle cezaya. "ama üsteğmenim ben ne yapabilirim ki" Herkesin kendi seçimi nasıl zorlayacaktım ki. Gerçekten benim cezam kazık gibiydi bu disiplin kurulunun hiç acıması yoktu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD