“ Vayyy! Helal olsun be! Saklaya da bilirdi ama saklamamış! Her şeyi dökülmüş! Takdir ettim doğrusu! Peki kız¿ Bir şey olmuş mu aralarında¿ Yani söz falan kesmişler mi¿” Gizem kafasını sağa sola sallayarak konuştu.
“ Kız memleketten ilk geldiği zamanlarda benimle konuşabilmek için yollar arıyormuş! Deli çocuk! ‘ben Asude’ yi bahane etmeye çalışıyordum!’ dedi!” Kızlar tekrar kahkahalara kapıldığında Asude sesini toparlamaya çalıştı.
“ Hal bu ki daha ters tepeceğinden haberi yok manyak herifin!” Gizem çocukça omuz silkti.
“ Ona da sordum ki!” Asude arkadaşının cevabıyla “ NEEEE!” çığlık atarak gözlerini arkadaşını gözlerine dikti.
“ Dalga geçiyorsun!” Asude’ nin ciddileşmesi üzerine Gizem nasıl laf anlatacağını bilememişti.
“ Tamam ya! Zaten mahcubum sana karşı! Daha fazla utandırma beni!” Asude kollarını önüne bağlayarak sandalyesine iyice yaslandı.
“ Umut ne cevap verdi gerçekten merak ettim!” Kızcağız dudaklarını büzerek şirin görünme çabasıyla mırıldandı.
“ Önce bir kahkaha attı sonra da ‘benim iki tane kız kardeşim var. hep bir erkek kardeşim olmasını isterdim, Asude’ yi tanıyınca ‘iyi ki de olmamış!’ diyorum. yoksa babamı delirtirmişiz!’ dedi.” Gizem’ in Umut’ u taklit ederek söylediği son sözlerle bir daha kahkaha tufanı koptu.
“ İkna oldun mu peki balım¿” Konu değiştirme sırası Asude’ nin sorusuyla kızarmaya başlayan Gizem’ deydi artık.
“ Söz falan kesilmemiş. ‘bizim oralarda babalar söz verdi mi biter.’ demişti Umut. Şimdi nişan olmadan işi bitirmeye çalışacağını söylüyor.” Asude asıl konuya bodoslama giriş yaptı.
“Bugün nasıldı peki¿” Gizem aklına gelen anılarla hülyalı bir bakış attı arkadaşına.
“ Çok güzeldi! Nasıl anlatayım ki! Sahilde oturduk önce, sonra deniz kenarında yürümeye başladık. Kaynamış mısırla pamuk şeker aldık. Sahilde otururken sırtımı göğsüne yasladım. Sanki hep yerim orasıymış gibiydi.” Gizem’ i gözlerinde yaşlarla dinleyen Asude iç çekerek konuştu.
“ Balım şu yaşadığın şey o kadar kıymetli ki! Sevdiği tarafından asla sevilmeyecek biri olarak söylüyorum kesinlikle değerini bil! Ben bir kere olsun Emirhan’ ın gözlerine doya doya bakabilmek için, elini tutabilmek için nelerden vazgeçerdim biliyor musun¿ Bu yaşadığın mutluluğu sakın kaybetme! Ne olursa olsun vazgeçme sakın!” Sırf arkadaşının hüznünü biraz olsun hafifletmek için içinden geçenleri söyleyiverdi.
“ Biliyorum güzelim! Ama sen de bu kadar karamsar olma gülüm be! O ibne de sana karşı bir şeyler hissediyor bence. Yoksa niye bu kadar peşinden koşsun ki¿” Asude Gizem’ le aynı fikirde değildi.
“ Onun tek derdi beni yatağa atmak! Ben artık kabullendim.” Genç kız arkadaşının fikrini değiştirmeye çabaaldı.
“ Kötü düşünme yavrum ya!” Asude derin bir nefes aldığında kelimeler kendiliğinden dökülüvermişti dudaklarından.
“ İşin garibi ben de artık onunla birlikte olmak istiyorum. Dokunmak, sarılmak, öpüşmek... Bunları hayal etmek bile içimde kelebeklerin uçuşmasına sebep oluyor. Gerçeğini yaşamak nasıl bir şey diye düşünmekten kendimi alamıyorum ama bunları hissetmekten de çok utanıyorum. Bir yandan da böyle utandığım için onun yanında kendimi rahat bırakamıyorum. Offff!!!!” Gizem munis bir gülücükle arkadaşını hapsolduğu girdaptan çekip kurtardı.
“ Dur gülüm! Senin aşık olduğunu anlaman aylarını almışken bu aşkla gelen duygularını birden bire kabullenmeyi nasıl düşünebilirsin¿ Sakin ol önce! Böyle hissetmen gayet doğal! İnsan sevdiğine dokunmak ister, sevmediğine değil.” Asude şaşkındı.
“ Böyle hissetmem normal mi yani¿” Gizem başıyla onayladı onu.
“ Tabii ki normal gülüm.” Asude hazır cevaplarını bulduğu birini bulunca bir diğer merak ettiği konuya değindi.
“ Peki neden utanıyorum¿” Gizem bir süre düşündükten sonra yanıtladı arkadaşını.
“ Bence iki nedenden. Birincisi Erdem’ den sonra kendini o kadar soyutlamışsın ki kadın-erkek ilişkilerinde aşkın yanında tutkunun da gelebileceğini unutturmuşsun resmen kendine, ikincisi ne kadar aşkından ölsen de hâlâ gururunun üzerinde ayaktasın ve o gururun Emirhan’ ın senin için ne düşündüğünü sana unutturmuyor. O yüzden de kendini geri çekiyorsun.” Gizem söyledikleriyle yine Asude’ ye yol göstermişti. Sabaha karşı 3’ e kadar o kadar çok şeyden konuşmuşlardı ki, kâh dertleşmişler kâh gülüşmüşlerdi. Dostluklarını öyle ince ince içlerine işliyorlardı ki kızlar farkında bile değillerdi bu durumun. Peki şikayetçiler miydi¿ Ne şimdi sorsanız, ne de o zaman sorsanız cevap kesinlikle değişmez, “ ASLA!” olurdu! Gizem en sonunda dayanamayıp yatmıştı ancak Asude o saatten sonra uyursa uyanamayacağını bildiği için bir demlik çay demleyip bütün gece konuştuklarını düşündü. Onu ondan iyi tanıyan arkadaşı doğruyu söylemişti. Bugüne kadar hiç bir zaman gururundan ödün vermemişti. Bu uğurda senelerdir babasıyla konuşmayan genç kız eski eşinin onu aldattığını öğrendiği ilk anda da boşanmıştı. Şimdi de Emirhan’ ın onu sevmediğini bildiği için içi genç adamın aşkından kavrulsa da kendini ona bırakamıyordu. Bu farkındalıkla kendini daha güçlü hissetti Asude. Artık Emirhan’ ın yanında heyecanını daha rahat gizleyebilecekti hiç şüphesiz.
Sabah durağa çıkan kızlar servise bindiklerinde Gizem Umut’ un yanına oturmuştu. Önlerinde oturan Asude’ yse servis biraz yol aldıktan sonra arkasına dönüp baktığında gördüğü görüntüyle dua etmeye başladı ‘ Rabbim! Emirhan’ la bana da şu durumu nasip et!’ .
Gizem ile konuşmaları sürekli aklında olan Asude uzun bir zamandan sonra ilk defa Emirhan’ a karşı bu kadar dik durmuştu. Gelip geçerken genç adamın gözlerinin üzerinde olduğunu hissediyordu ancak ona bakmamak için eskisi gibi üstün bir çaba harcamasına gerek duymuyordu. Aşkını ehlileştirmeyi öğreniyordu Asude. Gerçi içine attıkça aşkı sevdaya karacaktı ama o daha bunun bilincinde değildi. Gün içerisinde Gizem’in yanına gidip gelirken bir kaç defa Umut’ la denk gelmiş ‘yeter artık ya! biraz da arkadaşımı bana bırak!’ diye şımaran Asude’ ye Umut sadece homurdanmayla cevap vermişti. Zaten istediği her an görebiliyordu Gizem’ i Asude. Şu kısıtlı zaman zarfında asıl o Umut’ a rahat verseydi ya! Yoookkk!!! Olmazdı! İllâ ki bir fırlamalık yapacaktı arkadaş deyip bağrına bastığı bu fındık kurdu!
Asude’ deki değişim bir tek Emirhan’ ın değil mağazadaki çoğu insanın dikkatini çekmişti. Ne olmuştu bu kıza böyle! Onu görünce heyecandan sesi içine kaçan kız gitmiş, yerine dimdik gözlerinin içine bakarak konuşmaktan çekinmeyen bir kız gelmişti. Yürüyüşüne bile bir özgüven gelmiş daha fark edilir olmuştu. Eskiden her hangi ufacık bir erotik yaklaşımında nefesi bile titreyen kız, şimdi ona neredeyse kafa tutar hâle gelmişti. Masumluğuna inanmaya başlamıştı hâl bu ki! ‘ bu kız seni ayakta uyutuyor!’ diyen beyni, ‘ ama gözlerindeki ifade hiç değişmemiş!’ diyen kalbinin sesini yine bastırmıştı maalesef ki!
Asude her ne kadar Emirhan’ a güçlü görünmek istese de içindeki fırtınaları dindiremiyordu. Evet artık sevdiği adama heyecanını belli etmiyor, kızarmak haricinde bir tepki vermemeye üstün gayret gösteriyordu ancak bu genç kızı çok yoruyordu. O da koşup boynuna sarılmayı, kokusunu içine çeke çeke öpmeyi, korkmadan elini tutabilmeyi, ‘bu adam benim!’ diyebilmeyi çok istiyordu lakin bunları yapsa onun gözünde zaten olmayan değerini daha çok dibe çekeceğini de biliyordu artık. Bu karmaşadan kurtulabilmek için biraz çarşı Pazar dolaşmaya karar vermişti o gün. Aslında hiç huyu değildi böyle boş boş gezip tozmak ama evde durdukça düşüncelerinin onu boğduğunu anladığı için kendini dışarı atmıştı. Bir kuyumcu vitrininin önünden geçerken gördüğü kolyeyle resmen camekana yapışıp aşk yaşamaya başlamıştı. Daha fazla kendini tutamayan Asude içeri girip fiyatını sordu.
“ Kolay gelsin. Şu vitrinde orta rafta olan takım kolyelerinin fiyatı nedir acaba¿” Tezgahın arkasındaki adam kıza yardımcı olmaya çalıştı hemen.
“ Sağ olasın kızım. Hangisini sordun¿” Asude dikkatini çeken kolyeyi parmağıyla göstermişti.
“ Siyah beyaz olanın.” Kuyumcu kaşlarını kaldırarak memnunca gülümsemişti.
“ Oooo!!! Beşiktaşlı mısın¿” Asude için takımının yeri bambaşkaydı.
“ Hem de ölümüne!” Adam Asude’ nin verdiğü cevapla şaşırdı.
“ Bir bayanın bu kadar fanatik takım tuttuğunu da ilk defa görüyorum!” Asude daha önce de böyle düşünenlere denk gelmişti.
“ Doğrudur abi. Çoğu insana da tuhaf geliyor zaten ama bence takım tutmak cinsiyetle alakalı değil. İnsanın içinden geldiğini düşünüyorum.” Kuyumcu babacan bir tavırla karşıladı Asude’ nin düşüncelerini.
“ Haklısın kızım! Bu kolye 690 tl tutuyor ama sana 675 tl’ ye olur. O da bir takıma bu kadar gönül vermenin hatırına!” Ufak bir hesaplamadan sonra birikmişinin üzerine biraz daha para ilave eden genç kız kolyeyi gerdanına göre ayarlatıp büyük bir sevinçle almıştı.
Babası ve kız kardeşi fanatik Fenerbahçeliyken o daha küçüklüğünden beri siyah-beyaz takıma gönül vermişti. Metin-Ali-Feyyaz’ ları hayal meyal anımsıyorken 100. Yıl şampiyonluğunda bir hafta okula formayla gittiğini hatırlıyordu. İlhan Mansız’ a olan hayranlığı ise bambaşka bir seviyedeydi. Baba evindeki odası baştan başa bu adamın posterleriyle kaplıyken lisede babasından aldığı üç kuruşu biriktirip formalarını alırdı. Gerçi şimdi de farklı değildi bu durum. Evindeki odasında yatağı Beşiktaşlı nevresimlerle süslüyken duvarlarında 2 sene üst üste şampiyon oldukları kadronun posterleri ve takım bayrağı asılıydı. Sırf takım tutmuş olmak için ‘Beşiktaşlıyım!’ demez, mutlaka maçlarını izlerdi. Zaten küçüklüğünden beri olan bu futbol merakı yüzünden çoğu şeyi de bilirdi. Hani şu futbol konuşan kızlara direkt ‘ofsayt nedir¿’ diye soranlara gerekli cevabı yapıştırır sonra da maç pozisyonları hakkında fikir beyan edince karşısında oturanları (genelde erkekler) şaşkına çevirirdi. Çoğu erkek arkadaşıyla da bu futbol muhabbeti sayesinde tanışıp kaynaşmıştı. Nedendir bilinmez onlarla futbolu ya da tuttuğu takımı bir erkekmiş gibi konuşabilen Asude’ nin yanında erkekler daha rahatlıyor, sanki kendi hem cinsleriymiş gibi kasmadan küfür kıyamet bu muhabbeti yapabiliyorlardı. Çok fanatikti ancak kışkırtmalara gelmez, duruşunu bozmazdı çünkü Beşiktaşlı çok sevdiği bir gazetecinin bir söyleşisinde söylediği sözlere kesinlikle katılıyordu.
‘ Beşiktaşlılık bir takım taraftarlığı değil bir hayat felsefesidir.’
Kolyesini alan Asude eve gelirken Emirhan’ la daha önce hiç böyle bir muhabbet içerisine girmediğini hatırladı. Bütün mağaza Asude’ nin tuttuğu takımı biliyordu çünkü işe formayla geldiği de olmuştu, mağaza içerisinde takımının maçını izlediği de ancak Emirhan’ a hangi takımı tuttuğunu sormak hiç aklına gelmemişti. Oysa ki ilk tanıştığı insanlara genelde hemen sorduğu sorular arasındaydı ‘hangi takımlısın¿’ sorusu lakin sevdiği adama gelince hiç bir şey herkeste olduğu gibi işlemiyordu.
İşe gittiğinde Gizem’ i biraz durgun görmüş fakat üzerine de gitmek istememişti. Biraz sohbetle arkadaşının keyfini yerine getirmeye çalışmış ‘seni güldürdüğüme göre işimin başına dönebilirim.’ diyerek yanından ayrılmıştı. Kendi reyonuna geçtiğinde rutin işlerine başlamıştı.
“ Kolay gelsin.” Emirhan’ ın sesini duyan genç kız etkisine girmemek için ondan tarafa bakmadı.
“ Teşekkür ederim, sana da kolay gelsin.” Asude’ nin boynundaki kolyeyi hemen fark etmişti Emirhan. Zaten bu kızdaki en ufak bir değişiklik ona o kadar büyük geliyordu ki hemen anlıyordu. Elini uzatıp kolyeyi parmak uçlarında tutmuştu.
“ Keşke 1907 alsaydın!” Asude için bu kadar yakınlık akla zarardı.
“ Beşiktaşlıyım ben!” Emirhan yandan bir gülüşle karşısındaki kızın gözlerine baktı.
“ Ben Fenerbahçeliyim ama!” Neye tepki vereceğini şaşıran Asude kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Yoksa Emirhan’ ın yakınlığından her an bayılabilirdi çünkü yine çok yaklaşmıştı kıza. Bir de parmaklarının tenine değdi değecek tutuşu resmen yangın sebebiydi! Üzerine Fenerbahçeli olduğunu öğrenmesi de cabasıydı sanki! Babasıyla küstüğünden beri Fenerbahçelilerle arasında bir lanet olduğunu düşünmeye başlamıştı çünkü hayatında ne zaman birinden hoşlanmasa veya sevemese mutlaka Fenerbahçeli çıkıyordu!
“ Kendi nişanlına al o kolyeyi!” Asude’ nin sözleriyle gözleri kararmaya başlamıştı Emirhan’ ın. Zaten kızın bu kadar yakınında olup kokusunu almak bütün kimyasını bozuyordu, bir de onun ağzından nişanlısının varlığını duymak sinirlerini oynatmıştı.
“ Ben senin boynuna o kolyeyi takacağım!” Asude inatla karşılık verdi genç adama.
“ Eğer bir gün senin olursam o gün kendi ellerinle takarsın!” Konuşmasını Emirhan’ ın gözlerinin içine bakarak tamamlayan Asude kendi gözlerindeki ifadeden habersizdi. Sesi belki sert olabilirdi ancak söylerken göz bebekleri titremiş sevdiği adama açıkça ‘senin için ölüyorum!’ demişti. Bunu Emirhan anlamıştı lakin Asude’ nin son zamanlardaki tavrı kalbini o kadar karartmıştı ki kibrinden gözlerinin önünü göremiyordu. Bunda sonra ki bir kaç gün Emirhan’ ın Asude’ ye kolyeyle ilgili laf atmalarıyla geçmişti.
O gün işe geç gitmek için Mehmet Bey’ den izin almaya çalışmıştı. Çünkü Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi vardı. Aslında maçları denk geldikçe izler, denk gelmediği zamanlarda da ‘demek izlememem gerek.’ diye düşünür izlemek için uğraşmazdı. Bu onun için totem gibi bir şeydi. Ne için izin almak istediğini soran Mehmet Bey’ e maç için olduğunu söylediğinde aldığı tepki çok ilginçti.
“ Ben izlemiyorsam sen de izleyemeyeceksin! Yarın işinin başında ol!” demişti Mehmet Bey. Sonradan duyduğunda göre Mehmet Bey’ de koyu Fenerbahçeliydi. İşe giderken formasını giymişti yine hatta mağazaya girerken Emirhan’ la denk gelmişlerdi. Emirhan’ ın onu formayla görmesi Asude’ nin içini bir tuhaf etmişti. Maçın başlamasına az bir zaman kala işlerini toparlayan Asude karşılaşmayı telefondan olsun takip edebilmek için saklanabileceği bir yerler ararken Emirhan yanına geldi.
“ Hadi iddiaya girelim!” Asude böyle şeyleri oldu olası haz etmezdi.
“ Ben iddiaya girmiyorum!” Genç adam Asude’ nin damarına basmaya kararlıydı
“ Bir Beşiktaşlı olarak kaçmak hiç yakışmıyor sana!” Emirhan’ ın alayla söylediği sözler Asude’ yi bezdirmişti.
“ Tamam girelim. Neyine¿” Emirhan hemen aklındaki fikri söyledi.
“ Fenerbahçe yenerse o kolyeni çıkartıp 1907 kolyesi takacaksın.” Asude daha önceki konuşmalarına atıfta bulundu.
“ Ben dediğin kolyeyi nasıl takacağımı sana daha önce söylemiştim.” Emirhan önce kızın kulağının altından kolyesinin ucundaki rakamların durduğu gerdanına kadar işaret parmağının tersiyle yumuşakça gezintiye çıkıp Asude’ nin gözlerine yakıcı bakışlarıyla baktı ve sonra konuştu.
“ Ben de başka şekilde demedim zaten gülüm! Sonuç olarak Fenerbahçe yenerse bu kolye değişecek!” Sözleri bittikten sonra biraz uzaklaştı Emirhan çünkü biraz daha öyle kalsa kesinlikle genç kızın dudaklarına yapışacaktı. Gözleri dudaklarına kaydığını hissettiğinde ne kadar özlediğini anlamıştı o yüzden çareyi kendini geri çekmekte bulan genç adam devam etti.
“ Beşiktaş yenerse sen ne istiyorsun¿” Sevdiği adamın yakınlığıyla heyecandan yine bitkisel hayata giren Asude’ nin beyin fonksiyonlarının yerine gelmesi bir kaç dakika sürmüştü. ‘Allah’ ım ben bu adama ne zaman alışacağım acaba!’ diye içinden söylenirken Allah’ tan Emirhan kızın durgunluğunu düşünmesine yormuştu.
“ Bu kadar düşündüğüne göre ne isteyeceksin çok merak ettim!” Genç adamın sesiyle kendine gelen Asude ne zaman uzaklaştığını anlamadığı adama bakarak mırıldandı.
“ İtiraz etmek yok ama!” Emirhan kabullenmişlikle göz kırptı genç kıza.
“ Tamam gülüm söyle bakalım sen!” Derin bir nefes alan Asude bütün cesaretini toplayarak gözlerini Emirhan’ ın en içine hatta kalbine dikip bütün aşkıyla baktı ve o da işaret parmağının tersini sevdiği adamın kulağının altında tüy gibi gezdirdi.
“ Sadece tam da burandan koklayarak öpmek istiyorum!”
Maç başlamış, Asude telefonundan takip ediyordu. Takımı çok güzel oynuyordu. Henüz 20. dakika olmasına rağmen 2 gol atmışlardı. Her gol atıldığında genç kız kollarını iki yanına açıp Gizem’ in reyonuna kadar “ GOOOOLLLL!!!” diye bağırarak koşuyor, bu esnada Emirhan denk geldiğinde de “ Alacağız bu maçı!” diyerek sırıtıyordu! Gizem arkadaşının bu haline kahkaha atıyordu çünkü bu kızın duygularını uçlarda yaşamasına alışmış ‘sevdi mi deli seviyor!’ diye düşünüyordu artık. Emirhan Asude’ nin hâlini gördükten sonra maç falan aklından gitmişti! Tamam o da takım tutuyordu hatta takım tutan bir kaç bayan da tanıyordu ama bu kız gibisini de hiç görmemişti! ‘senin ilgini çeken de bu değil mi zaten!’ ‘hayır, dikkat çekmek için yapıyor!’ beyni ve kalbi yine savaş halindeydi genç adamın ve tabii ki bu her zaman olduğu gibi tekrar sinirlerini oynatmıştı! Hava almak için mola alanına çıkmaya karar verince Asude’ den maçın ilk yarısının bittiğini de öğrenmiş oldu!
“ Emirhan!” Genç adam kendi adını Asude’ nin dudaklarından duyunca öfkesine hakim olmak için kaşlarını çattı.
“ Efendim!” Sevdiğinin suratını asık görmesine rağmen şu anda tamamen takımının önde olmasıyla ilgilenen genç kız onun bu tavrını da ona bağlamıştı.
“ Bu kadar dert etme be! Daha 3 tane attık!” Sözlerinin ardından göz kırpan kızla Emirhan onu nasıl durduracağını düşünüyordu. Aklına gelenle hemen konuştu.
“ Bu akşam tek kazanan ben olacağım!” Giden Emirhan’ ın arkasından Asude hâlâ onun ne dediğini düşünüyordu. ‘ne demek istedi bu şimdi! neyi kazanıyor ya!’ söylenerek kendi kendine konuşurken ikinci yarının başladığını anladı. Emirhan’ ın ne demeye çalıştığını düşünmeyi bir süre rafa kaldırıp maça odaklandı. Fenerbahçe’ nin ilk golünü atmasıyla “siktirrr!” çekerken Asude’ nin aklına Emirhan’ la girdiği iddia ve Emirhan’ ın az önce söylediği sözler geldi! Bu kez gözleri irileşerek yüksek sesle bir “SİKTİR!” dedi! ‘ne yaptım ben ya! Asude aklına sıçayım senin! sen bu adamın yanında ne zaman mantıklı olacaksın gerizekâlı!’ diye iç kavgasında kaybolan kız bir gol sesiyle ekrana döndü ancak gördükleriyle artık sesli bir şekilde kendisine sövmeye başlamıştı! ‘al sana iddia orospu! al sana kabul ettiğin teklif! çeneni eşşekler tepim tepim tepsinler de bir daha hiç konuşama inşallah!!!!’ Derken bir gol daha geldi! Asude sonuca bakmaya korkuyordu lakin bu kez Beşiktaş atmıştır herhalde umuduyla yine de baktı. 3-3!!! Yanlış gördüğünü düşünüp tekrar baktı genç kız. Hayır, sonuç aynıydı! Tam 12 dakikada 3 gol mü yemişlerdi yani! ‘ah be Beşiktaş! hem kendini yaktın hem de beni! ulan ben o kolyeyi nasıl takacağım şimdi!’ düşünürken kendi kendini yine mantıklı tarafı cevapladı ‘ hah! tek derdin de kolye zaten! nasıl taktırmak istediğini unuttun galiba!!!!’ Asude hemen maçı kapattı çünkü maçın daha 70. dakikası oynanıyordu ve bundan sonraki sürede eğer yenilirlerse çok büyük bir sorunu vardı! Bunu ne kadar geç öğrenirse onun için o kadar iyiydi! İki elini alnına bastırarak gözlerini yumup iç savaşına kaldığı yerden devam etti. ‘nasıl yaptım bunu! nasıl! nasıl! nasıl!’ ‘adamın niyeti belli zaten her yolu oraya çıkartmaya çalışıyor, her fırsatı da değerlendiriyor! lan senin çenenin yayı zaten gevşek bir de işin içine o girince iyice koy veriyorsun! hayır! Beşiktaş yense ne olacak gerizekâlı! adamı öpmek istedin lan! bir iddiaya bir öpücük! hakkındaki düşüncelerinin altına imza da atsaydın bari!’ kendini yine en güzel kendisi gömmüştü genç kızın! Zaten kimsenin yüzüne dahi söyleyemeyeceği eleştirileri kendi kendine yapar bu nedenle de aynı eleştiriyi ne kadar sert olursa olsun dışardan duyduğunda çok fazla etkilenmezdi. Derin ve sesli bir ‘OOOFFF!!!’ çekip ‘ben sadece masum bir öpücük istemiştim. tek niyetim kokusunu hissetmekti!’ diye söylendi. İç sesinin cevabı gecikmemişti tabii ki, ‘ o da öyle anlamıştır emin ol!’ .
Emirhan da molaya çıktığında hemen maçı açmış izlemeye başlamıştı. Emirhan’ ın keyfine diyecek yoktu çünkü hem takımı 12 dakikada 3 gol atarak maçı berabere bitirmeyi başarmış hem de bir iddiayı kazanmasını sağlamıştı. Gerçi berabere kalmışlardı ama her ikisinin istediklerini yaptıktan sonra ortada bir problem kalmazdı genç adama göre. Asude’ yle uğraşmak için yüzünde kocaman bir gülümsemeyle mağazaya doğru yürümeye başladı. Emirhan’ a görünmemesi gerektiğini bildiğinden maçın bitiş düdüğüyle içerde Asude resmen içine girecek delik aramakla meşguldü! Yemek saatine kadar da pek zorlanmadı bu durumdan çünkü genç adamın her davranışını o kadar ezberlemişti ki istediği zaman saatlerce sevdiği adamdan aynı mağaza içerisinde saklanmayı başarmıştı. Lakin yemek saati geldiğinde Gizem’ in ‘yemeğe gidelim.’ demesiyle ortalığa çıkmak zorunda kalmasından dolayı Emirhan’ la burun buruna gelmesi kaçınılmaz olmuştu. Sevdiğinin sesini duymasıyla ne yapacağını bilemez halde baktı.
“ Nereye kayboldun sen¿” O kadar içine konuşmuştu ki Asude kendi bile zor duymuştu.
“ Bir yere kaybolmadım, buradayım.” Emirhan’ ın yandan gülüşü ve gözlerindeki yaramaz pırıltılar zaten iddia konusu yüzünden stres olan Asude için tam bir kalp krizi sebebiydi!
“ Nereye gitti az önceki o ateşli taraftar¿!” Asude yerin dibine girmek üzereydi.
“ Ateşli demesek¿!” Emirhan için bu durum çok eğlenceli bir hal almıştı.
“ Tutkulu mu demeliydim¿” Genç kız duyduğu kelimeye panikle karşı çıktı.
“ Yok o da olmasın¿!” Asude’ nin sözleriyle kahkaha atan Emirhan’ a genç kızın kalbi kanat takmış gidiyordu!
“ İddiayı ben kazandım!” Ne diyordu bu adam ona! İyice telaşyapmıştı genç kız!
“ Berabere kaldık, kimse kazanmadı!” Onun bu halini gören Emirhan’ da zevkten dört köşeydi neredeyse!
“ Takımlar birer puan aldıklarına göre ikimizin de istediğini yapmamız gerekir.” Asude yine karşı çıktı sevdiği adama.
“ Yok yapmayalım!” Asude’ nin sözlerinden sonra Emirhan genç kızın gözlerinin içine bakıp göz kırptı!
“ Bana borçların çoğalıyor güzellik!”
Asude Gizem’ i bulduğunda arkadaşı tabağındaki yemekleri didikliyordu. Asude’ nin sevdiği adamı görünce kendini unuttuğunu fabrika ayarlarına dönmesinin de zaman aldığını bildiği için Gizem onlar konuşmaya başladığında arkadaşını beklememiş yemek yiyebilmek adına salona gelmişti lakin o kadar keyfi yoktu ki ne Asude’ nin gelişini anlamıştı ne de yemek yiyebilmişti. Asude onun bu halini görünce artık dayanamadı.
“ Balım ne oluyor¿ Bir kaç gündür tuhafsın zaten anlatmayacak mısın artık¿” Gizem’ in hiç keyfi yoktu.
“ Yok bir şey gülüm.” Asude ise bir derdi olduğuna adı gibi emindi!
“ Dinliyorum!” Asude’ nin öğrenmeden peşini bırakmayacağını bilen Gizem konuşmaya başladı.
“ Geçen gün tartıştık Umut’ la. Ondan beri de biraz değişik davranıyor sanki.” Genç kız üzgünce baktı arkadaşına.
“ Nasıl yani¿ Neden tartıştınız¿” Gizem öfkelenmemeye gayret etmişti ilk başlarda.
“ Bu ara biliyorsun o sabit vardiyada ben dönüyorum diye pek görüşemiyoruz zaten. Bir de geçen sabah mağazaya girmeden karşı pastanede 5 dakika olsun görüşelim istedim ama beyefendi kıyafetime taktığı için sadece surat asmakla yetindi!” Ancak anlattıkça sinirleniyordu Gizem! Asude hâlâ olayı kavramaya çalışıyordu.
“ Ne giydin ki¿” Gizem’ in sesi sinirden sıktığı dişlerinin arasından tıslayarak çıkmıştı.
“ Tayt!” Hâlâ anlamamıştı Asude!
“ Eee¿” Gizem arkadaşının saflığına bıkkınca gözlerini devirdi.
“ Offf! ‘nasıl bu kadar dar giyiyorsun¿’ dan girdi ‘sen benim sözümü dinlemiyorsun!’ dan çıktı! Ondan sonra ben de kendimi tutamadım artık! Bu yaşıma kadar kendime hiç bir zaman laf getirmediğimi ve nerede ne yapılacağını, ne giyileceğini bildiğimi söyledim. İşte o tartışmamızdan beri soğuk, yazdıklarından bile hissediliyor.” Sözlerini bitiren Gizem’ in gözlerine hüzün bulutu çökmüş ortalık yerde ağlamamak için kendini sıkmaya başlamıştı. Asude’ nin sesini duyunca kendini toparlamak için derin bir nefes aldı.
“ Bir de benim konuşma mı ister misin¿” Genç kız hemen itiraz etti bu teklife.
“ Yok gülüm. Eğer böyle devam ederse ben kendim konuşmayı düşünüyorum. Saçma sapan davranıyor gerçekten.” Gizem’ in konuştukça kötü olduğunu anlayan Asude yaptığı aptallığı arkadaşını güldürebilmek için biraz da abartarak anlatmaya başladı.
“ Kendince kıskançlık yapmaya çalışmış salak herif! Boş ver sen onu balım gel bak sen beni dinle yine ne boklar yedim ...” Sözlerini bitirdiğinde Gizem gerçekten kahkaha atıyordu.
“ Senin gibi aklı başında, konuşurken aynı zamanda da düşünebilen biri bu adam karşısında nasıl böyle mal olabiliyor vallahi âlemsin ya!” Asude de bilmiyordu ki!
“ Ben de onu çözsem problem kendiliğinden hâllolacak balım da çözemiyorum işte...” Dudaklarını büzen Asude ile Gizem bir kıkırtı daha koy verdi.
“ Hepsi aşkından gülüm.” Gizem’ in sözleriyle elleriyle yüzünü kapattı genç kız.
“ Hay sıçaydım ben böle aşkımın içine! Niye normal normal aşık olmuyorum ben ya¿” Gizem genç kızı sakinleştirmek için gözlerinin içine baktı
“ Yavrum senin neyin normal Allah aşkına¿ Az önce sanki stattaymışsın gibi maç izledin farkında mısın¿” Asude kesin kanaatini verdi.
“ Ben normal değilim galiba.” Gizem Asude’ nin küçümsediği şeyi toparladı.
“ Duygularını deli yaşıyorsun sadece yoksa gayet aklı başında bir insansın.” Yine birbirlerine destek olmuşlar yaralarını kapatmasalar bile en azından acılarını azaltmışlardı. Yemek salonundan çıkan kızlar Asude’ nin ‘Emirhan’ la karşılaşırım.’ itirazlarına karşın Gizem’ in zoruyla mola alanına gitmişlerdi. İşlerinin başlarına döndüklerinde ise ikisi de kendi iç dünyasında tek başınaydı.
Emirhan Asude’ yi yavaş yavaş çözmenin rahatlığıyla bir kaç gün genç kızı rahat bırakmak ve bu iddia muhabbetini açmamak kararını almıştı. Çünkü üzerine gittikçe ya kendini kapatıyor ya da dik cevaplar veriyordu. Kızınca dilini tutamayan kız yüzünden de söz düelloları bile kavgayı aratmayacak şiddete kadar yükseliyordu. Emirhan da artık iç karışıklığından bıkmış işi en ufak çatışmasında sinir harbine çeviriyordu. O hâlâ inatla Asude’ yi bir heves olarak gören beynini dinlediği için onunla bir kere yatsa bu durumların hiç birisinin içerisine düşmeyerek pamuk gibi yumuşayacaktı kendince. Bazen bu kadar üzerine düştüğü için gözünde kıymetlendiğini düşünüyor uzak durmaya çalışıyordu lakin böyle zamanlarda Asude’ nin gözlerindeki ışığın bile söndüğünü anladığında kendine hakim olamayıp yine yanına gitmeye başlıyordu. Neden böyle olduğunu alışkanlık adı altına sokmaya çalışıp kızı kendine kötü gösterecek sebepleri cımbızlamaya çalışıyordu. Oysa ki bilmediği detay Asude’ nin yıllar içerisinde insanları davranışlarından, sözlerinden çok iyi çözümlediğiydi. Zaten Derya’ dan Emirhan’ ın dillere destan kıskanç tavırlarını dinleyen genç kız, ilk başlarda kendine karşı olan davranışlarından dolayı da artık mağaza içerisinde iş haricinde erkek personelle muhatap olmuyordu. Servislerde de gidip geldiği Umut’ un da sabit çalışmasıyla o yönden de rahatlamıştı. Asude’ nin tavırlarıyla en büyük silahı olan kıskançlığı da elinden alınan Emirhan kafasındaki düşünceyi uygulamaya koydu. Maçın üzerinden bir kaç gün geçmiş Asude Emirhan’ ın o sohbeti bir daha açmamasıyla az da olsa rahatlamıştı lakin o sözlerinin bir gün karşısına çıkacağının tedirginliği de atamamıştı. Genç kızın hayatında en sevmediği şeylerden biri belirsizlik olunca artık ‘offf! ne olacaksa olsun da bitsin!’ durumuna gelmişti.
Hafta başında işe giderken Emirhan’ ın tek düşündüğü arzusuna kavuşacak olmasıydı.
“ Günaydın güzellik!” Asude sabah sabah sevdiği adamın sesini duyunca bütün organları yer değiştirmişti heyecandan.
“ Günaydın!” Emirhan genç kıza çapkın bir bakış attı.
“ Hafta sonu 2 gün kaçırayım mı seni¿” Asude hiç düşünmeden balıklama daldı konuya.
“ Olur, nereye gideceğiz¿”
“ Alaçatı’ ya hiç gittin mi¿” Alaçatı’ nın adını duyunca Asude’ nin birden ışıldayan gözlerine mani olmamıştı ancak sesini düz tutmayı başarmıştı genç kız.
“ Yok gitmedim!” Genç adam memnun bir gülümseme ile Asude’ nin yüreğini hoplatmıştı bilmeden.
“ Tamam o zaman hafta sonuna hazır ol, kaçıracağım seni!” Genç kız heyecanını belli etmemek için öylesine sıkıyordu ki kendisini kaskatı kesilmişti adeta.
“ Peki.” Asude’ nin içinde kopan fırtınalardan habersiz Emirhan heyecansız cevabından sonra tekrar konuştu.
“ Gelebilirsin değil mi¿ Bak her şeyi ayarlarım son gün ‘ben gelemeyeceğim.’ dersen fena olur!” Hafifçe gülümsedi Asude.
“ Ben gelmesine gelirim de sen evden nasıl izin alacaksın şaşkın¿!” Genç kızın söylediği sözlere sevdiği adamın cevabı genç kızı baştan aşağı titretmişti.
“ İşin ucundan sen ol da ben nasıl olursa olsun gelirim güzellik!” Emirhan hafta sonu evde otururken aklına gelenle Alaçatı’ da bir otelde çalışan arkadaşını aramış oraların nasıl olduğunu sormuştu. Sezon olmaması sebebiyle sakin hatta tenha denilebileceğini öğrenince de arkadaşından tek gecelik bir oda ayarlamasını istemişti. ‘hayırdır oğlum, yengeyle kaçamak mı yapacaksın düğün öncesi¿’ diyen meraklı adamı ‘aynen kardeşim!’ diyerek geçiştirmişti. Asude’ nin kabul ederken ki tavrı sinirini bozsa da aylardır istediği şeyi nihayet gerçekleştirecekti. Cuma gününe kadar bulduğu her fırsatta soluğu genç kızın yanında alan Emirhan, kâh ‘gezer tozar, eğleniriz.’ kâh ‘seni yataktan çıkartmayacağım!’ diyordu.
Asude ise heyecandan yerinde duramaz haldeydi. Kendi derdi olduğunu bildiği Gizem’ e de gidip hâlini anlatamıyor, ondan da akıl alamıyordu! Bu kadar heyecanlanmasına ‘salaksın sen!’ diyen mantıklı iç sesini es geçerek ‘o ne düşünürse düşünsün, sen aşkınla bir gece geçireceksin. belki de ömrü hayatında sahip olup yıllarca sığınabileceğin tek bir hatıran olacak!’ diyen kalp sesine kulak verdi. Şimdi genç kızın tek derdi cumartesi sabah Emirhan’ ın yanına giderken ne giyeceğiydi! Taa ki Cuma sabah uyanana kadar!
Gizem o kadar mutluydu ki yaşadığı bu duygunun bozulmasından inanılmaz korkuyordu. Daha önce hiç böyle olmamıştı. İlk gençlik zamanına kadar geçen zor yıllardan sonra annesiyle birbirlerine destek olarak kendi küçük dünyasında yaşamaya başlamıştı. Yaşadığı günlerinde etkisiyle duygusal birinden ziyade mantıklı birisine dönüşmüştü. Elbette flörtleri olmuş hatta bir kere aşkı dahi tatmıştı ancak onda bile böylesine yoğun duygular hissetmemişti. Kendi ekmeğini kazanmaya başladıktan sonra daha rahat ve sosyal bir hayat yaşamaya başlayan genç kızın aşık olduğunu düşündüğü ilişkisini bitirmesinin tek sebebi anlamsızca kendine karşı olan güvensiz tavırdı. Dostum dediği, kendini bildiğinden beri hayatında olan Betül’ le fırsat buldukça gece kulübüne giderdi çünkü dans etmeyi ve eğlenmeyi her genç gibi onlar da seviyordu lakin bunları yaparken asla gizli saklı iş çevirmez hayatındaki insana haber verir, isterse onu da eğlencelerine dahil ederdi. Sadece gece dışarı çıkacağı zaman değil, tatile giderken ya da diğer durumlarda da mutlaka haber verirdi ancak bunlar izin almak maksatlı değil ilişkisine saygıdan dolayı haber vermek mahiyetinde olurdu. O bu kadar açık yaşamasına rağmen karşısındaki erkeğin her şeyine karışan ilkel davranışlarından kesinlikle haz etmezdi.
Umut’ la tartışmalarının daha doğrusu kendini tutamayışının tek sebebi de buydu. Onunla başlayan ilişkisinde de çizgisini bozmamış aynı şekilde davranmaya devam etmişti ama adam bir şeye karşı çıkacağı zaman o kadar net konuşuyordu ki bu duruma itiraz etmek Gizem’ e bile saçma geliyordu. Sevdiği adamın gece hayatını asla istemediğini dile getirirken, ona karşı çıkmaya çalışıp ‘sen de bize katılırsın.’ dediğinde ‘ben her zaman senin yanına gelemem ama gitmek istediğinde ben de burada arkadaşlarımla bir bara gidip eğlenirim.’ demesi üzerine düşünürken yalnız başına eğlenen Umut’ un etraftaki kızlara nasıl bir ziyafet olacağını anlayan Gizem hemen teklifini kabul etmişti. Beraber oldukları yaklaşık 3 aydan beri Betül’ ün gece dışarı çıkma tekliflerinin hepsini kibarca reddedip uslu uslu evinde oturmuştu genç kız. Betül bu durumdan asla memnun değildi çünkü ona göre bu çocuğun daha ailesine Gizem’ in varlığını söylememişken ona bu kadar ambargo koymasını ve Gizem’ in de bu durumu bu kadar uysalca kabul etmesini bir türlü hazmedemiyordu. Hatta bu sebeple ufak çaplı bir kriz yaşamışlar biraz tartışmışlardı bile. Tuğçe aşk meşk işlerinde çok lay lay lom bir kızdı, Derya’ da yeni evlenmişti bu yüzden eskisi kadar sık görüşemiyorlardı. Gizem’ i bu aşkta anlayan ve yanında duran bir tek Asude kalmıştı. Arkadaşı hem kendi aynı aşk ateşiyle yanıp birlikte olamadığından dolayı onun bu şansı elde etmişken kesinlikle mutluluğunun tadını çıkartması gerektiğini söylüyor hem de kendi düşüncelerine zıt oldukları ilk anda körü körüne kendini dinletmek yerine sakince Gizem’ i dinleyip anlamaya çalışıyordu. Bu kadar yoğun ve ilk defa yaşadığı duygularla baş etmeye çalışan Gizem’ in şu ara istediği tek şey de anlaşılmaktı zaten.
Sabah uyandığında banyoya geçen Gizem aynaya yüzünü buruşturarak baktı. Bu hafta Umut’ la beraber çalışmışlardı lakin araları limoni olduğu için kendine hiç dikkat etmemişti. İşlerini bitirdikten sonra tekrar aynanın karşısına geçip önce saçlarına maşa yaptı sonra da hafif bir makyaj yapıp ortaya çıkan görüntüye gülümsedi. Mağazaya geldiğinde telefonuna gelen mesajla sevdiği adamın çalıştığı bölüme doğru ilerledi genç kız. Umut’ un bugün çalıştığı mağazanın kendi markasıyla üretilen ürünlerinin pazarlandığı diğer yan mağazalarda ekspertiz çalışmaları vardı. Ürünlerin nasıl pazarlandığını yerinde inceliyor, gerekli gördüğü zamanda o mağazada çalışan personele eğitim veriyordu. Sabah işe geldiğinde öğrendiği bu durum yüzünden bütün gün mağazada olamayacağını anlayınca Gizem’ e haber vermiş gitmeden görmek istemişti. Yaklaşık 10 gündür aralarının durgun olması onu da sıkıyordu ama genç kızı kıskanıyordu. Elinde olmayan bu duyguyu sevdiğine anlatamadığı için Gizem onu kısıtladığını düşünüyordu. Kendi departmanında Gizem’ in gelmesini bekleyen adam bir yandan da yeni sezon ürünlerinin giydirileceği bir cansız mankenin ölçülerini kaydediyordu...