"Dur iki dakika," diye dudaklarımdan koparak bedenimi kucağından indirmeden ofis olan odasından çıkıp yatak odasına hızla girdi. Nefes nefese bir hâlde "herkes aşağıda" diye mırıldandım. Müziğin kulağımı patlatacak derecede ki sesi yüzümü buruşturmamı sağlamıştı. "Buraya kimse çıkamaz." Biliyordum, kimse çıkamazdı ama işte bir korkmuştum. Basılacak değildik. Nikahlı kocamdı ne de olsa. Yatak odasına girip kapıyı arkamızdan sertçe kapattıktan sonra bedenimi de yumuşak yatağa bıraktı. Heyecan basan bedenimi parmaklarımı çarşafa geçirerek sakinleştirmeye çalıştım. Sakin ol İpek. Sakin ol. Sanki ne olacak. Kendini zevkin kollarına bırak. Giydiği siyah gömleğin düğmelerini açma zahmetin de bile bulunmadan iki yana çekip kopardı. Dağılan düğmeler odada yankı yapıp kulağımı tırmaladı.