"Sen bana zaten dokunmayacaksın Sedat, hatta dokunamazsın bana. Öyle bir hakkın yok senin." diyerek karşısında dik durdum. Ama ne kadar karşı çıkacağım bile belli değildi. Yüzünde oluşan erkeksi serseri bir sırıtışla beni ciddiye bile almadığı her halinden aşikardı ama yine de bunu belli etmedim. "Nikahlı karım olacaksın, nasıl hakkım olmayacak acaba karıcım." son kelimesinin üzerine basarak. "Ben istemediğim sürece bana dokunamazsın ki." dedim bu sefer de. "Zaten böyle bir fırsatın da asla olmayacak." diyerek başımı kaldırıp burnumu kıvırdım. "Neye veya neyine güveniyorsun böyle?" Dediğin de "Sence?" deyip göz kırptım. Güvendiğim dağlara karlar yağmazdı umarım. Asansör durduğunda tekrar kolumu tutup beni peşinden koridorda ilerletti. Boş koridorda ihtişamlı eşyalar ve duvar kağı