Nefeslerim sıklaştı, sanki biri boğazıma çökmüş nefeslerimi kesiyordu gibi. Gözlerim Alparslanın lacivertlerine takıldığında, anlamsız ve meraklı gözlerle beni inceliyordu. Kulağımda duran telefondan tekrar aynı sesi işittim. "Yanında Alparslan mı var?" demesiyle kaşlarımı çattım. Nerden, nasıl tahmin etmişti veya bizi mi bir yerlerden inceliyordu. Kafamda ki saçma soruları bir süreliğine geriye itip şu durumdan bir an önce kurtulmak için kurumuş dudaklarımı ıslatıp, "Tanıyamadım.." dedim, sesim çatallı çıksa da önemsemeden devam ettim. "Sanırım yanlış numarayı aradınız?" "Bir daha da bilmediğiniz numaraları gecenin bir yarısı rahatsız etmeyin. İyi..." lafımı tamamlamama müsaade etmeden tok ve gür sesi beni böldü "Efsun neden aradığımı biliyorsun bence. Alparslan da bilsin, eğer sen