Mirza koya kiralık bir tekneyle geldi, geldiğinde gün ışımak üzereydi. Bir an önce uyumak istiyordu. Alp'i bularak dönmesini söyledi ve içeri geçti, hiç düşünmeden salondaki koltuğa uzandı.
Kafasını yastığa koyar koymaz uyumuştu.
Gelen seslere zorla uyandı, saatine baktı. Ve daha sabahın yedisiydi. Uykusuzluğun verdiği acıyla mecbur kalarak doğruldu.
Medusa sesini son desibele almış, "Orada olduğunu biliyorum sersem, buraya gel ve hemen şu kapıyı aç." diye bağırıyordu.
Mirza gözlerini ovuştururken "Sus yılan saçlı, taş kalpli canavar, uyumaya çalışıyorum burada." diye karşılık verdi.
"Sen bana Medusa mı diyorsun?"
"Değil misin?"
"Evet ama o lanetli bir kadındı. Babamların bana mitolojik bir isim koyması benim suçum değildi." Durup onunla ismini tartıştığına inanamıyordu.
Mirza "
