Gençlik yıllarında karıştığı bir kavga sonucu kasığından yaralanmış ve ameliyat olmuştu lakin gelişme çağında olması sebebiyle üreme yollarında her hangi bir hasar kalıp kalmadığını anlayabilmek için vücudunun gelişmesine bakılması gerekmişti. Doktor bir ihtimal büyürken vücudun anormallik yaşamayabileceğini söylemiş ancak her ihtimale karşı da sürekli kontrol altında tutulması gerektiğini özellikle belirtmişti. Babasından dolayı çok renkli bir cinsel hayatı olmayan Umut şimdiye kadar hiç bir sıkıntı yaşamazken Gizem’ le geçirdikleri özel anlar fazlalaştıkça zorlanmaya başlamıştı. En son buluştuklarında neredeyse birlikte olacaklardı ama Umut kasığındaki ağrı yüzünden kendini tutmak zorunda kalmıştı. Ağrısını Gizem’ e belli etmemek bir yandan, ağrının şiddeti diğer yandan Umut resmen ecel terleri dökmüştü. Zaten hemen ertesi günü doktora gitmiş muayene olmuştu. Reyona girdiğinde Gizem’ in öfkeden çakmak çakmak olmuş gözleriyle pembeleşmeye başlayan yanaklarını görünce ‘ offff! ulan doktor! sana rahat dur demesi kolay tabii! gel de bu görüntü karşısında rahat dur!!’ diyerek homurdanmaya başladı koca adam. Sevdiği kızın her halini hep beğeniyordu fakat sinirlenince daha mı bir seksi oluyordu acaba yoksa şimdi kendisine yasak olduğu için mi ona öyle geliyordu anlayamamıştı. Genç kızın iyice yanına yaklaşıp kulağına eğilen Umut nefesini vererek konuştu.
“ Şimdi seni şurada öpsem ne olur ki!” Gizem kıpkırmızı olan yüzüyle dibindeki Umut hariç reyondaki her tarafta gözlerini gezdirerek iki elini de havaya kaldırıp yelpaze gibi salladı.
“ Of! Buralar bir alev aldı sanki!” Umut duyduklarıyla gür kahkahasına engel olamayınca bir çok kişinin onlara bakmasına sebep olurken hâlâ Gizem’ den uzaklaşamamıştı. Sevdiği kızın omuzlarına dökülen saçlarını eliyle sırtına doğru iten genç adam o saçlardan burnuna gelen kıza has kokuyu ciğerlerine doldururken arzudan kopkoyu olan gözleriyle Gizem’ in bembeyaz gerdanına ve göğüslerine bakmıştı. Gizem nasıl ayakta durduğunu bilmiyordu, yaşıyor muydu ona da emin değildi. Umut’ un baktığı yerlerde yangınlar çıkmış, genç kızın kalbi atmayı unutmuş, bayılmanın eşiğine gelmişti. Oldu olası bütün duygularını belli edercesine sürekli kızardığı için beyaz tenli olmaya sinir olurdu ama sevdiği adamla beraber bu durum seviye atlamış resmen kocaman adamının gözünün değdiği her yeri bordoya döner olmuştu. Ellerini Umut’ tan uzak tutmaya çalışıyordu çünkü dokunursa kendini tutamamaktan korkuyordu. Bir kaç küçük öksürükten sonra sesinin yerini ancak bulabilmişti.
“ Herkes bize bakıyor!” Sevdiği kızın fısıltıyla konuşmasından sonra hiç istemese bile uzaklaştı Umut. Yoksa şimdi dudaklarına yapışacak sonra da... ‘ne sonrası oğlum! iş yerindesin topla kafanı!’ diye kendine söverken arkasındaki tabureye oturup kızın gözlerine baktı.
“ Kim kızdırdı seni¿” Sahi Gizem kızgındı değil mi¿ Ama neden kızgındı ki¿ Sabahtan beri burnundan soluyan genç kızın az önceki yakıcı tutku yüzünden aklı buharlaşmış hiç bir şey hatırlamıyordu şu anda!
“ Senin sayende hatırlamıyorum ki!” Umut iç geçirerek gözlerini sevdiği kızın gözlerine dikti.
“ Senin sayende bana neler oluyor bir bilsen!” Umut’ un gözleriyle ima ettiği şeyi anlayan Gizem ellerini yüzüne kapatmıştı.
“ Yaaaa!!!” Umut erkeksi kıkırdamasıyla sevdiği kızın halinin karşısında kendini tutmaya çalışırken Gizem bir an evvel normale dönmeye çalışmak için konuştu.
“ Sen neden gelmiştin¿” Gerçekliğe bu kadar keskin dönüş Umut’ u yere yapıştırmıştı sanki!
“ Anlatmam gereken şeyler var, akşam çıkışta Asude’ ye gitsen olur mu¿” Gizem ‘konuşmam lazım!’ cümlesini duyduktan sonra o kadar hızlı düşünmeye başlamıştı ki muhtemelen 10 film senaryosu çıkartmıştı bu kısacık zaman diliminde!
“ Önce anneme bir sorayım sonra Asude ile konuşup sana haber veririm.” Sevdiğinin birden soğuyan sesi ve düşen yüzüyle gerilen Umut onun kafasına takıp da çıkışa kadar kendisini yememesi için az biraz ipucu verdi.
“ Asma o güzel yüzünü. Önemli bir şey değil ama yüz yüze konuşsak daha iyi olacak. Ondan buluşmak istedim.” Kendisini rahatlatmaya çalışan koca adamına buruk bir tebessüm bahşeden Gizem başını omzuna doğru eğerek cevap verdi.
“ Tamam, ben sana haber veririm. Hadi git artık daha fazla reklam olmayalım müşterilere.” Sevdiği kadının ifadesiyle kötü olan Umut onun keyfini yerine getirmek için yanından ayrılmadan önce dudaklarından hızlı bir öpücük çaldı. Hah! Kimi kandırıyordu ki! Gizem’ in yüzü gülsün diye öptüğü doğruydu ama tek sebep o değildi tabii ki! Eğer ona dokunmadan yanından ayrılsaydı koca adama kesinlikle akşam olmayacaktı!
Umut gittikten sonra Gizem yüzündeki şapşal gülüşe engel olmaya çalışırken annesini aradı. Güç bela izin alabilmişti çünkü annesi çok didiklemiş neden, ne gerek var diye bir çok soru sormuştu. Aslında annesinin derdini biliyordu lakin onu tatmin edecek cevabı henüz veremiyordu. Annesini hallettikten sonra Asude’ nin yanına gitti. Hem arkadaşına durumu anlatmak hem de ne durumda olduğunu görmek istemişti. Merdivenlerden indiği esna da karşıdan Emirhan’ ı görmesiyle avuç içleri kaşınmaya başlayıp gözlerinin önüne Asude’ nin sabah ki hali geldi. Şu anda gidip bu ibnenin canını alsa gram kılı kıpırdamazdı ama işte arada Asude vardı. Emirhan yaptığı işten kafasını çevirince merdivenlerden inen Gizem’ in ölümcül bakışlarıyla karşılaştı. Yutkunmaya çalışırken gülümseyerek selam vermeye gayret etti lakin Gizem o kadar kötü bakıyordu ki sadece başını hafifçe sallayıp önüne döndü. Gizem’ in her şeyden haberinin olduğunu bilmeyen Emirhan ‘kim delirtmiş bunu¿’ diyerek işine devam etmişti.
Asude ruh gibiydi. Mecbur kalmadıkça Özkan’ la bile konuşmuyordu. Onun bu haline içi parçalanmıştı Gizem’ in ama ona en çok koyan şey canım dediği can dostu bu kadar acı çekerken hiç bir şey yapamıyor olmaktı. Gizem’ in geldiğini genç kız fark etmemişti ancak Özkan görmüştü.
“ Kız ne oldu buna yine¿ Sabah güneş gibi parlayan kızcağız şimdi üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi.” Özkan’ ın sorusuna derin bir nefes aldıktan sonra ancak cevap verebilmişti Gizem çünkü yine sinirleri ayaklanmaya başlıyordu.
“ Onu öldürenin ben gırtlağına çökeceğim abi az kaldı.” Özkan da üzülüyordu Asude’ nin bu hâline.
“ Ben sizin abiniz yerineyim gülüm. Bu deliye sorsam kesin söylemez biliyorum ama varsa yapabileceğim bir şey sen söyle en azından.” Ne güzel sevdirmişti arkadaşı kendini etrafına. Herkesin ablası, kardeşi, dostu, arkadaşı olmayı başarmıştı ama gelin görün ki o bir tane vefasızın gönlüne giremedi diye kendini ölmeden mezara koyuyordu.
“ Eyvallah abi! Sana gerek yok, ben halledeceğim de...” Özkan genç kızın söyleyemediği yeri kendi tamamladı.
“ Bu salak izin vermiyor değil mi¿” Kafasını sallayıp adamı teyit eden Gizem’ le Özkan konuşmasına devam etti. “ Önce bunu dövelim o zaman! Belki aklı başına gelir!” Özkan’ ın şaka yollu kızgınlığına dayanamayan Gizem gülmeye başlayınca Asude nihayet onu görmüştü.
“ Balım hoş geldin!” Gizem yüzündeki gülümsemeyi silmeden can dostuna sataştı.
“ Ohooo!!!! Gülüm ben geldim, Özkan abimle dedikodunu yaptım sen ancak fark ediyorsun!” Kaşları çatılan Asude mırıltı gibi konuştu.
“ Kimin dedikodusunu yaptınız¿” Özkan biraz genç kıza moral olsun diye muzipçe atıldı.
“ Ben dedim Gizem’ e var bunda bir boklar diye.” Asude hemen karşı çıkışmaya başladı.
“ Abi başlama yine yok bir şeyim diyorum, niye inanmıyorsun¿!” Gerçi yüzünün halini az buçuk tahmin edebilen Asude’ nin itirazı biraz cılız kalmıştı çünkü kendi inanmadığı bir şeyi başkasına nasıl açıklayabilirdi ki genç kız.
“ Kayınvalidemin suratına dönmüş yüzünden olabilir mi acaba kara kız!” Özkan’ la Gizem makaraları açarken Asude sabahtan beri ilk kez tebessüm etmişti! Onun gülümsediğini gören ikili aynı anda, “ Oh be!” çekince bu kez Asude kıkırdamaktan kendini alamadı. Genç kızı güldürmenin verdiği neşeyle Özkan’ da kocaman sırıtarak konuşmasına devam etti.
“ Hadi siz bir gidip hava alın gelin. Buraları ben idare ederim.” Asude hemen itiraz etti.
“ Abi bugün çok yük oldum sana asıl sen git ben kalayım!” Özkan’ ın bakışları fıldır fıldır etrafta gezmeye başlamıştı çoktan.
“ Sus bakayım sen! Senin gitmen daha doğru, sen git ki ben fizibilite çalışmalarıma başlayayım!” Özkan’ ın gözlerini kısarak söylediklerinden hiç bir şey anlamayan Asude Gizem’ e doğru bakınca onun kocaman bir sırıtışla ikisini dinlediğini gördü. Ne olduğunu anlamak için tekrar Özkan’ a dönüp sorusunu sordu.
“ Ne çalışması yapacaksın abi¿!” Kardeşi gibi gördüğü kızım gözünün önündeki bîtap hali yüzünden sesi biraz öfkeli çıkmıştı Özkan’ ın.
“ Seni bu hâle getiren yavşağı bulmak için alan çalışması!” Asude ile Gizem aynı anda tepkilerini verdiler!
“ HA!”
“ Hay ağzın bal yesin abi! Vallahi tam bir yavşak! Hem de en şerefsiz olanından!” Can dostunun sözleri ile genç kız işin renginin değiştiğini görerek hemen olaya müdahale edip Gizem’ e kaş göz yaparak konuşmaya başladı.
“ Balım sen neden gelmiştin¿” Gelen müşteriyi bahane eden Özkan yanlarından ayrılınca Gizem hararetle konuşmaya başladı.
“ Umut ‘akşam buluşalım.’ dedi, bana anlatacakları varmış. Sana geleceğim çıkışta.” Asude düşünceli bir şekilde başıyla onayladı arkadaşını.
“ Ben çıkışta servise geçerim, sen işin bitince gelirsin de ne anlatacakmış bir şey söylemedi mi¿” Gizem içini kemiren kuşkuyla fısıldadı.
“ Yok söylemedi ama sanki benim canımı sıkacak bir şeyler var ortada.” Genç kız can dostunun nasıl bu fikre kapıldığını merak etmişti.
“ Nereden anladın¿ Suratı mı asıktı¿” Asude’ nin sözleriyle Umut’ un yaptıkları aklına dolan Gizem’ in hemen yanakları ısınmaya başlamıştı. Asude can dostunun yanaklarının pembeleşmesiyle hafifi bir kıkırtıyla konuşmasına devam etti.
“ Sen hissettin sanırım ha¿” Evet anlamında arkadaşını onaylayınca ayrıldılar. Reyonuna geçen Asude gün boyunca işine asılarak kafasını bulandırmayı başarmıştı lakin Emirhan’ ın her hareketini hissetmek resmen ruhunu süründürüyordu. Emirhan’ ın kendisine baktığını anlamasına rağmen tepki vermemek genç kız için o kadar büyük bir irade örneğiydi ki bu iradeyi okuduğu dönemde göstermiş olsaydı kesinlikle profesör olurdu! O kadar çok düşünce kafasının içerisinde cirit atıyor ancak hepsinin ucu aşkına çıkıyordu. Çok kızgındı, belki nefret bile ediyordu şu an Emirhan’ dan ama gelip güzel bir söz söylese hiç biri umurunda olmayacaktı bunu da biliyordu. Bu da kendisine kızması için yeterli bir sebepti. Bu kadar kendisini, aşkını yok sayan bir adamı hâlâ sevmesine mi yoksa bir sözüne, bir bakışına gururunu hiçe sayacak kadar zaafının olmasına mı daha çok kızıyordu karar veremiyordu.
Çıkışta eve gittiğinde ne yapacağını düşünmekten başı ağrımaya başlamıştı. Buzdolabını açıp boş boş dolaba bakarken içinde duran rakı dikkatini çekti. Yılbaşında almış bir iki duble içtikten sonra varlığını bile unutmuştu. İçmezdi genç kız normalde, çünkü Asude sadece rakı içerdi ve ona göre rakı içmek için ya çok keyifli ya da çok efkârlı olunması gerekiyordu. En son kendisini kaybedecek kadar içişi eski kocasının onu aldattığını öğrendiği geceydi, zaten o gecenin sabahında da adama ayrılmak istediğini söylemiş ve kıyafetlerini toparlayarak daha önceleri sadece gezmek için geldiği bu şehre taşınmış sonra da iş araması, tutunması derken efkârlanmaya fırsat bulamamıştı. Rakıyı dolaptan çıkaran kız iki tane de kadeh çıkarttı yanına. Beyaz peynir, salatalık ve kavunla ufak bir sofra hazırlayıp telefonundan bir müzik açıp yavaş yavaş demlenmeye başlamıştı. Artık çakır keyif olmaya başladığı zamanda çalan kapıyla hafiften sallanarak ayağa kalktı.
Gizem üzerindekileri çıkartıp elini kolunu yıkadıktan sonra kapıdan girdiğinden beri duyumsadığı anason kokusunu takip ederek mutfak masasına oturup ‘istesem denk gelmezdi, bu kadar mı kalbimiz bir be gülüm!’ diye içinden geçirirken Asude’ nin önündeki kadehin içinde kalan içkiyi kafasına dikti...
Umut arabanın içinde Gizem’ in işten çıkmasını beklerken karşıdan sevdiğinin kapıdan Asude’ yle kol kola çıktığını gördü. Vedalaşan arkadaşlardan sevdiği kızın kendisine doğru gelmesiyle yüzünde kocaman bir gülümseme belirirken yanına oturduktan sonra arabayı çalıştırdı. Gizem’ in huzursuzluğunu hissediyordu lakin gidecekleri yere varmadan konuşmak istememişti. O kadar dalmıştı ki genç kız arabanın durduğunu sevdiği adamın yanağına kondurduğu tüy gibi buseyle anladı.
“ Geldik mi¿” Kafasını sallayarak onu onaylayan Umut’ la kapısını açıp indiğinde gördüğü manzaraya hayran kaldı. Şehrin ışıkları bulundukları yükseklikten şahane bir görüntü sergiliyordu. Arabanın ön tarafına geçtiklerinde Umut sevdiği kızın sırtını göğsüne yaslayarak belinden sarıldı.
“ Harika görünüyor.” Umut’ un Gizem’ e verdiği yanıtla genç kızın yanakları yine pembeleşmişti.
“ Benim manzaram daha harika!” Umut sevdiği kızın boynuna en kokulusundan bir öpücük bırakmayı da ihmal etmedi. Koca adamının dokunuşlarından etkilenmemeye çalışan Gizem merakına sığınarak yüzünü ona döndü ve konuşmaya başladı.
“ Ne anlatacaksın bana¿ Önemli bir şey olmasaydı baş başa konuşmak istemezdin.” Derin bir nefes alan Umut genç kızın ellerini ellerinin içine alarak konuşmaya başladı. En başından, kavgadan başlayarak her şeyi anlattı. Gizem pür dikkat sevdiği adamı dinlerken gözleri buğulandı. Konuşmanın sonunu az çok tahmin etse bile cevabı Umut’ un ağzından duymak için sonuna kadar bekledi.“ Yani yavrum artık ameliyat olmam şart!” Umut sözlerini tamamlayarak genç kızın tepkisini bekledi. Gizem duyduklarını sindirmeye çalışırken içini yakan soruyu nihayet sorabilmişti.
“ Ne zaman olacaksın¿” Umut kalan detayları anlatmadığını fark etmişti.
“ Yarın sabah doktorla randevum var. Muhtemelen muayeneden sonra gün verecek.” Gizem’ in sesi titremeye başlamıştı birden.
“ Ne kadar süre işe gelemeyeceksin peki¿” Umut’ un da ondan farkı yoktu.
“ 20 gün kadar...” 20 gün... 20 gün... Gizem’ in kulaklarında çınlayan zaman dilimi gözünde o kadar büyüdü ki bir ömür oldu sanki... 20 koskoca gün Umut’ u görememek... Zaten koca adamının babasıyla hâlâ onları konuşmaması yüzünden çok fazla dışarıda görüşemiyorlardı sadece mağazada sevdiğine doyabiliyordu genç kız. Şimdi o vakitler de elinden gidiyordu. Gözünden düşen bir damla yaşa engel olamazken ‘sağlığı için.’ diye kendini teselli etmeye uğraştı ama yapamadı. Sevdiği kızın gözünden düşen o tek damla yaş koca adamın yüreğini yaktı. Aynı şeyleri düşünüyorlardı ancak Umut’ un her fırsatı değerlendireceği düşüncesini Gizem bilmiyordu.
“ Boş bulduğum her zaman seninle görüşeceğim yapma böyle gülüm.” Burnunu çekti Gizem.
“ Ama yanında olamayacağım.” Umut ona sımsıkı sarılırken kulağına fısıldadı.
“ Sen benim gönlümdesin yavrum, yanımda olmana gerek yok ki!” Koca adam bütün aşkıyla Gizem’ in dudaklarına kapandı. Saf sevda vardı öpüşmelerinde... İliklerine kadar titreyen Gizem duyduğu sesle bulunduğu havadan anında çıkarken gözleri fal taşı gibi açılıp Umut’ un dudaklarından ayrıldı! Korkarak başını omuz üzerinden arkasına bakmaya çalışınca bu kez gördüğü görüntüyle kafasını sevdiği adamın göğsüne saklarken aynı korkuyla adını söyledi.
“ Umut!!” Koca adam sevdiğini sıkıca koynuna saklamıştı.
“ Şişştt!!! Ne oldu yavrum¿” Gizem ürkekçe sesini çıkartmaya çalıştı.
“ Umut şimşek çaktı!” Genç kızın sözlerini bitirmesiyle gök gürlemesi bir olunca Gizem’ in “hiii!” diye çığlık atarak titremesi de kaçınılmazdı çünkü genç kızın en korktuğu şey böyle açık havada şimşek çakması ve akabinde gelen gök gürültüsüydü! Gizem’ in tepkileriyle panik olan Umut sevdiği kızı hemen arabanın içine sokarak sımsıkı sarıldı ve sakinleştirmeye çalıştı ama kendi durumu daha vahimdi çünkü Gizem burnunu sevdiği adamın boynuna gömmüş derin nefesler alarak titremesinin geçmesini bekliyordu lakin alev gibi verdiği nefeslerle koca adamını nasıl ateşlere attığından habersizdi. Genç kızı kendinden biraz uzaklaştırarak uğruna öldüğü bal rengi gözlerinin içine bakarken kurban olduğu yüzünü de avuç içlerine hapseden Umut alnını Gizem’ in alnına dayayıp, “ Tamam yavrum, bak arabanın içindeyiz. Sakinleş biraz hadi.” demeye çalıştı ancak konuşurken sevdiği kızın dudaklarına temas etmesiyle aralarındaki tutku alev aldı. En ufacık dokunuşuyla kendini kaybettiğini bildiği genç kızın dudaklarına kapanıp kucağına çeken koca adam böylelikle Gizem’ in korkusunu unutacağını tahmin ediyordu. Dudaklarında hissettiği baskıyla gözlerini kapatan Gizem sevdiği adamın kucağına oturmasıyla kollarını boynuna dolayarak karşılık vermeye çalıştı. Umut’ un elleri belinden göğüslerine doğru hareketlenince içinden gelen sese engel olamayan genç kız da ellerini koca adamının üzerinde serbest bıraktı. Dışardaki yağmur iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlarken arabanın içi arzudan yangın yerine dönmüştü! Üzerlerindekileri çıkartmalarıyla Gizem sevdiği adamın hafif kıllı göğsünde gezintisine çıkarken Umut sanki karşısında dünyanın en güzel şaheseri varmış gibi ne yapacağını şaşırmıştı. Sevdiği adamın bakışlarından, dokunuşlarından onu ne kadar etkilendiğini anlayan Gizem durması gerektiğini biliyordu lakin hiç içinden gelmiyordu. ‘olacaksa da sevdiğim adamla olacak.’ diye düşünerek koca adamının boynunu öpmeye başlamasıyla Umut’ un ellerini kalçalarında hissetmesi bir oldu.
“ Yavrum yapma!” Umut o kadar cılız itiraz ediyordu ki çünkü kendisinde de durmak için hiç bir güç bulamıyordu. İlk birliktelikleri böyle araba köşesinde olmamalıydı, sevdiği kız daha iyilerine hatta en iyilerine layıktı ancak böyle kendisini teslim edince durmak daha da imkansızlaşıyordu. Islak öpücüklerine devam eden kızın dudaklarına bir daha saldırdı genç adam. Elleri kalçalarından göğüslerine çıkarken dudaklarını da boynundan gerdanına doğru indirmişti. Bembeyaz teninde değdiği yerde oluşan kızarıklar sanki Umut’ un Gizem’ in gönlündeki varlığının mührü gibi genç kızın teninde vücut buluyordu. Erkekliği taş gibi olmuş yaralı kasığı inceden sızlıyordu ancak Umut durumuna aldırmadan sevdiği kızın göğüslerinde hakimiyetini ilan ederken Gizem yaşadığı tutkuya hakim olamayarak “ah!” diye inledi ve kafasını geri attı. Gizem’ in hareket etmesinden dolayı kalçaları Umut’ un erkekliğine daha çok baskı yapmış, sızısını ani bir sancıya çevirmişti. Umut gelen ağrıyla sesine engel olamamış acıyla “ah!” deyip burnunu Gizem’ in göğüs oluğuna yaslamıştı. Gizem koca adamının acı sesini duyunca gerçekliğe dönmüş saçlarını çekiştirerek,“ Aşkım!” demişti lakin öyle yanlış zamanda yapılan bir hareketti ki bu kendini sıkan Umut gelen ağrının da etkisiyle kendini tutamamış ve ergenliğinde dahi başına gelmemiş şey olmuştu! Sevdiği kadının içine girmeden rahatlamıştı! Gerçi öyle bir niyeti yoktu ama sevdiğine böyle rezil olmak da erkeklik gururunu yere sermişti! Genç kız hâlâ sesi çıkmayan koca adamıyla panik olmuş, kendini hemen yan koltuğa atmıştı ama bir gariplik vardı. Umut bu duruma hiç itiraz etmezken kızın yüzüne bile bakmamıştı.
“ Aşkım iyi misin¿” Soruyu sorarken sesi titreyen Gizem sorunun ne olduğunu bilmemenin sıkıntısıyla kendini suçluyordu.
“ Ben mi bir şey yaptım¿” Umut Gizem’ in kendisini suçladığını anlamıştı ancak bu durumu nasıl açıklayacağını da bilmiyordu.
“ Hayır yavrum sen yapmadın da sebep oldun biraz...” Umut o kadar utanıyordu ki sesi mırıltı gibi çıkmıştı ama Gizem duymuştu. Bu sözler üzerine Gizem’ in sabrı kalmamıştı.
“ NE OLDUĞUNU SÖYLEYECEK MİSİN!” Gizem’ in bağırmasıyla Umut kendini tutamamıştı.
“ BOŞALDIM! OLDU MU!!” Söylediklerinin ardından sakallarının saklamadığı yanakları kızarmıştı. Kafasını önüne eğip torpidodaki ıslak mendili alarak pantolonunu temizlemeye çalıştı. Genç kız koca adamının utandığını anlamıştı sesini çıkartmamaya çalışarak üzerini giyindi ancak Umut’ un onun karşısında çocuk gibi utanıp kızarması çok komiğine gitmişti. Sevdiği adamın ‘ulan senin erkekliğine tüküreyim!rezil ettin lan beni sevdiğim kıza!’ diye homurdanmasını duyunca artık kendini tutamadı ve kıkırdamaya başladı.
“ Tamam aşkım, üzülme bu kadar!” Umut kırgın gözlerle sevdiği kıza kısa bir bakış attı.
“ Bak bir de dalga geçiyor!” Artık kahkaha atıyordu Gizem.
“ Yok bitanem vallahi dalga geçmiyorum. O kadar tatlı utandın ki hoşuma gitti sadece.” Gözlerindeki aşkla bakmıştı Umut’ a.
“ Hadi beni eve bırak artık. Asude’ den hâlâ haber yok, aklım onda.” Hareket eden arabada Umut Gizem’ i sıkıştırmaya çalışmıştı Asude için ancak sevdiği kızın Nuh deyip peygamber demeyen tavrıyla bir kez daha kişiliğine hayran olmuştu çünkü kendisi bile olsa can dostunun sırrını anlatmıyordu. ifadelerinden anladığı kadarıyla bugün ki sinirinin sebebi Asude’ ydi. Evin önüne geldiklerinde sevdiği kız inmeden bir öpücük daha çaldı dudaklarından.
“ Seni özleyeceğim...” Umut’ un bakışlarına Gizem yüreğiyle karşılık verdi.
“ Ben daha çok özleyeceğim...” Koca adam sevdiği kızın kokusunu içine çekerken gözlerini kapatmıştı.
“ Telefonunu yanından ayırma her fırsat bulduğumda arayacağım seni.” Gizem gözlerinin sulandığını anlayınca uzatmadı daha fazla.
“ Bekleyeceğim...” Biraz daha orada kalsa hüngür hüngür ağlayacağını bildiğinden hızla inip koşar adım apartmana girmişti genç kız. Niye içine taş oturmuş gibiydi bilmiyordu ama tek sebebin uzun süreli bu ayrılık olmadığına emin gibiydi. Sanki bir şeyler olacaktı ve o bunu hissediyordu. Çaldığı kapı açıldığında kulağına gelen müzik ve burnuna dolan anason kokusuyla tam da böyle bir şeye ihtiyacı olduğunu anladı. İhtiyaçlarını halledip mutfak masasına oturunca arkadaşının bardağına çökerek kafasına dikmişti.
Asude hiç sesini çıkartmadan dolaptan Gizem’ e de bir bardak çıkartıp rakı koydu. Sandalyesine geri oturarak kendi biten kadehini de doldurup bir yudum alırken arkadaşı da bir yandan annesini aramıştı lakin kadın illa ki Asude’ yle de konuşmak isteyince el mahkum konuşmuştu. İçkili olduğunu belli etmemek için tane tane konuşmaya gayret etti. Leyla teyzesinin içi rahatlayana kadar konuşmaları sürmüş sonra Gizem de annesiyle vedalaşarak telefonu kapatmıştı.
“ Bu ara iyice tepeme bindi!” Asude de en az can dostu kadar şaşkındı bu duruma.
“ Evet ben de şaşırdım. Neden böyle yapıyor¿” Asude gerçekten şaşırmıştı. Leyla teyze Gizem’ e güvenir böyle sorgu sual yapmazdı. İlk kalmaya geldiğinde tanışmak istediğini söylemişti sadece, Asude de gayet normal karşılamış telefonda kendisini en ince ayrıntısına kadar tanıtmıştı. Gizem’ in utanıp sıkılmalarına da “ Böyle davranması çok doğal. Annen o senin ve seni merak ediyor. Kimlerle görüştüğünü bilmek istemesi onun hakkı. Sakın bunun için annenle tartışma!” diye son noktayı koymuştu.
“ Hayatımda biri olduğundan şüpheleniyor.” Gizem’ in sözleriyle bu kez kaşları çatıldı genç kızın.
“ Sen Umut’ u söylemedin mi¿” Gizem hüzünlü nir.şekilde baktı Asude’ nin göz bebeklerine.
“ Nasıl söyleyeyim balım¿ Daha babasıyla konuşmadı Umut. Ben şimdi kalkıp sevgilim var desem, ‘hadi tanışalım.’ demeye başlayacak annem. Tanıştırmaya yanaşamadıkça da ‘neden gizliyorsun¿’ diye didiklemeye başlayacak.” Canının içinin üzüldüğünü fark edince Asude lafı değiştirmek için Umut’ u sormaya karar verdi.
“ Eee anlat bakalım balım. Neymiş bizim koca oğlanın derdi¿” Gizem derin bir iç geçirdi.
“ Ameliyat olacakmış...” Asude üzülmüştü.
“ Hadi be! Geçmiş olsun! Neden olacakmış¿” Gizem çok fazla detaya girmek istememişti.
“ Kasığından...” Genç kız düşünüyormuş gibi gözlerini kıstı bir süre.
“ Sanki bir ara bahsetmişti Umut. Mağazada da eğilip kalkarken ağrısı olmuştu, benden ağrı kesici almaya geldiğinde anlatmıştı. O kadar önemli miymiş yahu¿” Gizem gözlerinin önüne dolan tutkulu anlarla kızarmaya başlarken sonucunu düşününce kıkırdamasına yine engel olamamıştı. Asude’ nin gözlerini kısarak bakmasıyla olanları üstün körü anlatınca arkadaşı kahkahasını duymuştu.
“ Bak sen bizim oğlana yahu! Vuslata eremeden su koy vermiş!” Bu kez ikisi bir kahkaha atmaya başlamıştı! Gizem biraz sakinleşince devam edebilmişti.
“ Sen nasılsın¿” Asude’ nin gözlerine hüzün bulutları çökerken kalbi de ağrımaya başlamıştı.
“ Çok acıyor be balım!” Gizem sinirle dişlerini sıktığından sesi tıslar gibi çıkmıştı.
“ Amına koyacağım o gavatın!” Asude buruk bir tebessümle can dostuna baktı.
“ Ona niye kızıyorsun ki¿” Asude’ nin sözleriyle Gizem şoka girdi!
“ Niye kızmayayım¿ Ne hale getirdi seni!” Asude başındaki sevdayı kabullenmişti artık.
“ Beni bu hale sevdam getirdi. Ben onu seviyorum diye o da beni sevmek zorunda değil ki.” Gizem hâlâ öfkeliydi.
“ Ne demeye kıskanıyor o zaman lavuk!” Asude yaşadığı bilinmezliği orta yere koydu.
“ Ben de onu anlamıyorum. Neden kıskanıyor beni¿ İnsan sevmediği birini kıskanır mı¿” Gizem ikilemde kalmıştı bu soruyla çünkü ‘evet’ dese arkadaşına umut vermiş gibi olacaktı, ‘hayır’ dese canını yakacaktı.
“ Onun kafası nasıl çalışıyor anlamadım ki gülüm.” Asude elleriyle oynarken mırıldandı.
“ Bir şey soracağım balım ama kızma, tamam mı¿” Gizem büyük bir merakla can dostuna döndü.
“ Sor bakalım.” Asude bu soruyu nasıl soracağını bilememenin ikilemiyle en baştan başladı.
“ Bildiğimiz tek düzgün ilişkisi Derya. Ona da böyle mi davranıyordu¿” Gizem işin sonunun nereye varacağının merakıyla bekledi.
“ Hayır... Yani evet onu da kıskanıyordu ama bu kadar abartmıyordu ya da böyle kedi fare gibi oynamamıştı onunla. Gelip hoşlandığını söylemişti.” Genç kız gözlerini yumup bütün içini boşaltırcasına nefesini dışarı verdi.
“ Offf!!! Ne yapmaya çalışıyor bu adam!” Arkadan çalan şarkıyla gözlerinden damlayan yaşı silerek arkadaşına baktı Asude.
“ Bak, Müzeyyen abla ne güzel söylüyor. ‘Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni...’ Beni sevmesini geçtim, benim aşkımı görsün yeter be balım... O bile yeter...” Gizem canı gibi sevdiği bu kızın acısını hafifletmemenin sıkıntısıyla ne diyeceğini bilememişti.
“ Ah be gülüm... Nasıl bir aşktır senin ki! Küle döndün resmen! Hayır anlasa içim gam yemeyecek!” Asude gözlerini kapatıp yalnızca kalbinin kelimelerine özgürlük verdi.
“ Çok seviyorum! Öyle seviyorum ki ona kızgınken bile şu kalbim onun adıyla çarpıyor. Ondan sonrası yok farkındayım ama o da olmayacak biliyorum. Bunlara rağmen sevmekten vazgeçemiyorum. İşin ilginci vazgeçmek de istemiyorum. En çok bu koyuyor ya zaten! Ben gönlüme ondan başkasını yanaştıramazken o etraftaki bütün erkekleri yanıma yakıştırabiliyor. Hiç mi görmüyor onu sevdiğimi¿ Hiç mi gösteremiyorum aşkımı ben¿!” Ne Gizem cevap verebilmişti can dostuna, ne de Asude gözündeki yaşları saklamıştı. Gizem bir kadehten sonra içmezken Asude şişenin dibini görmüştü. Güç bela Asude’ yi yatağına taşıyan genç kız kendisi de daha önce yattığı yere yatak hazırlayıp uykuya dalmıştı.
Sabah uyanan Gizem Asude’ nin bu kafayla işe gelemeyeceğini bildiği için onu rahatsız etmeden evden çıktı. Asude öğlene doğru uyandığında başında ve boynundaki katlanılmaz ağrıyla acı bir çığlık attı. Bir eli boynunu bulurken diğer eliyle sanki üzerinde fil varmış gibi ağır olan göz kapaklarını ovuşturmaya çalıştı. Saate bakmak için telefonunu eline aldığında saatten önce cevapsız çağrılar ve mesajlar dikkatini çekti. Gizem 4 kez aramış 10’ a yakında mesaj atmıştı.
“ Uyandın mı ayyaş¿!” Yüzünü buruşturan Asude arkadaşına cevap verdi.
“ Offff!! Üstümden kamyon geçmiş gibi!” Gizem genç kızın sözleriyle kıkırdadı.
“ Eee bir oturuşta o kadar içmeseydin sen de gülüm!” Asude kendine gelmeye uğraşırken sesi hâlâ pürüzlüydü.
“ Sen niye uyandırmadın beni giderken¿” Gizem duyduklarına inanamamıştı.
“ O kafayla nasıl çalışmayı düşünüyordun gülüm¿! Nasıl zapt edecektim ben seni¿!” Asude bıkkın bir şekilde gözlerini devirdi.
“ Aşk olsun! Ne yapabilirdim en fazla balım ya¿” Gizem dudaklarını büzerken aklına gelen ihtimalleri sıraladı.
“ Yani en basiti Efsun’ u mağazanın orta yerinde döverdin ya da Emirhan’ ın önüne geçip ‘seviyorum oğlum seni!’ diye yakasına yapışırdın!” Gizem’ in söylediklerini yaparken ki görüntüleri gözlerinin önüne gelince kahkahasına engel olamayan Asude gülmesinin şiddetiyle başına ağrı saplanınca “off!!” diye inledi.
“ Kalk hadi. Karnını doyurup ağrı kesici iç! Yoksa kafanı toparlayamazsın!” Asude içini kemiren soruyu salıvermişti nihayet.
“ Beni soran oldu mu¿” Gizem can dostunun neyi sorduğunu bildiği halde söylememişti.
“ Mehmet Bey’ e ben geldiğimde hasta olduğunu söyledim. Özkan abi de az önce moladan dönerken yanıma uğrayıp sordu. Ona içtiğini söyledim, ‘ iyi bari, içindeki pislikler temizlenir belki!’ dedi.” Bu kez ikisi birden kahkaha atıyorlardı ama Asude duymak istediği ismi duymamış olmanın burukluğunu yaşıyordu. Oysa Emirhan sabahtan beri deli dana gibi ortalarda geziyordu. Artık aralarındaki ilişkiyi bildiği için adamın neyi aradığını anlıyor ama Asude’ ye yaptığı yüzünden ona olan siniriyle bir şey söylemiyordu. Hatta ona haber ulaştırmak için geldiğine adı gibi emin olduğu İbrahim’ i bile “ Bilmiyorum.” diye geçiştirmişti. İçinden ‘sürün köpek!’ diyordu sürekli. Daha neler yapmak istiyordu ama hem Asude’ nin daha çok üzülmesini istemiyordu hem de Emirhan’ ın ‘aramızda bir şey yok! kendi kendine gelin güvey oluyor!’ demesinden çekiniyordu. Çünkü gerçekten adam bir söz vermiş değildi ama her gördüğü yerde Asude’ nin ona olan zaafından faydalanarak sıkıştırması da kabul edilir bir şey değildi. Düşünceleri çarpışınca Gizem’ in içinde yine öfke volkanları patlamaya başlamıştı. ‘ gıcık herif!’ diye homurdanınca Asude telefonda sadece garip sesler duymuştu.
“ Ne oldu balım¿ Niye sustun¿” Gizem farkında olmadan ağzından kaçırıvermişti Asude’ nin duymak istediği ismi.
“ Emirhan’ a sövüyorum ne olacak!” Emirhan’ ın adını duymasıyla yattığı yerden fırlayan Asude sesini normal tutmaya çalışarak sordu. Eğer heyecanlandığını sesine yansıtırsa canının yarısının anlayacağını ve Emirhan’ dan çıkartamadığı sinirini kendisinden çıkartacağını biliyordu. Ve bir şey daha biliyordu genç kız, bu dünyada asla karşılaşmayı istemeyeceği tek kişi öfkesi alev almış bir Gizem’ di!
“ Neden¿” Gizem sinirden Asude’ ye her şeyi döküldü.
“ Sabahtan beri deli dana gibi gözleri etrafta geziyor ama götü yiyip de gelip seni bana soramıyor! Gerçi bir kaç saat önce İbrahim abi’ yi yollamış ama ‘ bilmiyorum.’ deyip kışkışladım onu da. Keşke gelse de sorsa ibne! Bir ağzına sıçsam içim soğuyacak valla!” Asude arkadaşını biraz olsun sakinleştirebilmek için gerçekleri göstermeye uğraştı.
“ Yapma balım! Ne diye ağzına sıçacaksın¿ “ Sevgilim değil ki!” derse ne cevap verebileceksin¿” Gizem’ in öfkesi bu kez yön değiştirip Asude’ yi hedef almıştı.
“ Aman! Sen de toz kondurma şu meymenetsize!” Genç kız gerçeklerin bu olduğunu arkadaşına da kabul ettirmek istiyordu .
“ Toz kondurmamak değil, doğru olan bu.” Gizem diline hakim olamadı!
“ Doğrucular sikti seni de!” Gizem’ in küfür etmesiyle Asude yine kahkaha attı.
“ Seni de bozdum!” Asude’ nin neyi kastettiğini anlayan Gizem de kahkahasına engel olmadı.
“ Senin gibi bozuğa can kurban balım!” Genç kız arkadaşının keyfini yerine getirmenin fırsatıyla konuyu değiştirmişti.
“ Umut’ tan haber var mı¿” Gizem’ i yatıştırmanın en iyi yolu sevdiği adamdı o yüzden Asude hemen araya onu sıkıştırdı.
“ Sabah hastaneye giderken aradı. ‘muayeneden çıkınca arayacağım.’ dedi ama hâlâ ses yok.” Ona destek olmak için sesini yumuşattı Asude.
“ Arar balım bu kadar panik yapma, saat daha 11.” Gizem ağlamamak için konuyu fazla uzatmaya niyetli değildi.
“ Müşteri geldi gülüm ben kapatayım artık.” Genç kız arkadaşını zorlamamak için ona boyun eğdi.
“ Tamam balım kolay gelsin!” Telefonu kapatan Asude inleyerek yataktan kalkıp banyoya gitti. Aynadaki yüzüyle karşılaşınca doğru duşa girdi ve ılığa ayarladığı suya kendini bıraktı. Kahvaltısını ettikten sonra kendini daha iyi hissediyordu lakin boynunun ağrısı geçmek şöyle dursun daha da şiddetlenmişti. Doktora gitmeye karar vererek evden çıkıp hastaneye yollandı. Muayeneydi, tahlildi, mr’ dı derken boynunda fıtık olduğu anlaşıldı. O günü kurtarmak için rapor almaya gitmişti ancak doktor 10 gün boyunca düzenli iğne vurulması gerektiğini söyleyerek istirahat vermiş, bitince de mutlaka kontrole gelmesini tembihlemişti.
Gizem’ i arayıp durumu bildirdi. Canı sıkılan arkadaşını anlayabiliyordu çünkü Umut’ la aynı anda yanında olmamaları kötü olmuştu gerçekten. Koca adamın ertesi gün ameliyat olacağını öğrenen Asude mümkün olmayacağını bile bile biraz daha konuşarak arkadaşını rahatlatmaya çalıştı. Özlem nasıl bir girdaptı kendinden iyi kim bilebilirdi¿ Nasıl can yaktığını, nasıl nefes kestiğini en iyi o öğrenmemiş miydi¿ Şimdi bile onun tarafından aşağılanmışken dahi deli gibi özlemiyor muydu¿ ‘ne olacak benim bu halim¿’ diye düşünürken daha çok bunalıyordu. Resmen gururu ve sevdası arasında sıkışıp kalmıştı! Bir erkeğin peşinden koşacak biri değildi, uğruna ölse asla böyle bir şey yapamazdı. Mizacında yoktu, kişiliğine tersti ama unutmak ya da vazgeçmek de istemiyordu. Kendini değiştirmeyi, onun aşkını kazanmak için bile olsa onun istediği gibi davranmayı gururuna yediremiyordu. ‘beni olduğum gibi kabul etsin.’ ile ‘böyle de seni istemiyor, görmüyor musun¿’ düşünceleri beyninin içinde ölümüne kapışıyordu. Kendini bildi bileli erkek gibi tavırları vardı. Nedenini çok düşünmüştü lakin hiç bir mantıklı sebep görememişti. Bir erkeği tavlamak için kadınların şuh tavırlarını basit bulur, böyle davranan kadınları da garipserdi her zaman ama şimdi hayatı boyunca ilk defa bir erkek için böyle olmak istiyordu. Derin bir “of!” çekip evde kendine iş üretmeye çalıştı...