bc

Taşralı Doktor - Türkçe

book_age12+
5.0K
FOLLOW
23.8K
READ
CEO
boss
doctor
billionairess
female lead
nurse
like
intro-logo
Blurb

Kendini Afyon'un ufak bir köyüne kapatmış başarılı bir doktor; Pelin! Kabuğundan mecbur çıkarak İstanbul'a dönmek zorunda kalır ve hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır çünkü yürüdüğü yolun kontrolünü bir kez elinden kaçırmıştır...

İnsanlara güvenmeyen kendini bir çok kişiden soyutlamış başarılı bir iş adamı; Hakan! Yaşadığı karanlık dünyadan çıkmak istememektedir ve hayatının kontrolü her daim elindedir, o direksiyonu ise bırakmamakta kararlıdır.

Hayat bu iki zıt karakteri birleştirirsen neler yaşayacaklar gelin hep birlikte görelim

chap-preview
Free preview
GİRİŞ
Yağmur bardaktan boşalırcasına yağarken, göz gözü görmüyordu ve bir araba gecenin karanlığında hızlı hızlı inip kalkan sileceklerin adeta dans etmesiyle orman yolunda ilerliyordu. Karanlığı aydınlatan tek ışık arabadan yansıyan uzun sis lambalarıydı; şiddetli yağışın etkisiyle sokak lambaları yanmazken civardaki evler uzakta kaldığından ışıkların varlığı etki etmiyordu. Genç adam bir süredir bastığı frenin tutmadığını anladığından beri arabayı kontrollü bir şekilde sürmeye çalışıyordu fakat yağmurla kayganlaşan zeminde hiç şansı yoktu. Mavi tabelayı fark ettiğinde hızla direksiyonu kırıp sağdan engebeli bir yola girdi bu eylemin hızını yavaşlatacağını düşünerek hayatta kalmaya çalışıyordu. Hesap etmediği şey ise karşısına çıkan rampaydı, hızla rampadan inerken bariyerlere doğru yaklaştırdı son model siyah otomobilini ve hızını düşürmeye çalıştı. Sürtünmenin etkisiyle biraz yavaşlasa da rampada tepetakla dönmesini engelleyemedi genç adam ve emniyet kemerinin bağlı olmasına şükretti. Hava yastığının açılması kafasının darbe almasını engelleyemese de hayatta kalması için bir umuttu. Araba şiddetli yağan yağmurun ve arka arkaya çarpan şimşeklerin arasında dört takla atarak durduğunda gecenin sesine karışan metal yığın parçalarından gelen acı sesle sustu. *** Genç kadın yağmurlu zamanlarda yapmayı en çok sevdiği şeyi yapıyor ve kitap okuyordu. Keyfine de diyecek yoktu, sayfanın sonuna geldiğinde oturduğu tekli koltuğun yanındaki sehpadan kahvesini aldı ve büyük bir yudumu dudaklarını kapatarak ağzının içine hapsetti. Sayfayı çevirip okumaya başlayacağı sırada telefonu çalmaya başladı. "Hayırdır inşallah!" diye kısık sesle söylendikten sonra kahve bardağının yanından telefonunu alarak ekrana baktı. Arayan kısmında "Muhtar" yazıyordu, açıp hızla kulağına getirip: -Efendim! dedi. -İyi akşamlar doktor hanım, derken sesi telaşıydı. -İyi akşamlar muhtar bey bir şey mi oldu? Diye sordu sebepsiz aranmayacağını biliyordu çünkü. -Doktor hanım aşağı köyün rampasında bir araba takla atmış içindeki adamı zor çıkarttık arabada patladı alevler yağmura dayanamadı çok şükür ama adamın durumu hiç iyi değil! -Ambulansı aradınız mı? -Yok doktor hanım onlar gelene kadar bir şansı olmayabilir! -Sağlık ocağına geçin ben beş dakikaya orada olurum , dedikten sonra fırlarcasına yerinden kalktı üzerini değişmeden portmantodan şemsiye ve anahtar alarak hızla kendini dışarı attı ardından evine üç yüz metre mesafedeki sağlık ocağına koşarak ilerlemeye başladı. Sağlık ocağından içeri girer girmez hemşire Ferihayı arayarak gelmesini istedi ve hızla ilk yardım odasını hasta bakacak konuma getirip gelmelerini bekledi. Feriha sedyenin yanında ayakta dikilirken yaklaşan arabayı görüp hızla kapıları açtı ve bir kaç adım daha ileri gitti. Muhtar ve yanında olan adam hareketsiz kucaklarında yatan adamı bir çuval gibi sedyeye bıraktılar. Adamlar sedyeyi taşırken Pelin elindeki boyunlukla onlara yaklaşıyordu, yanlarına gelince onları durdurmayıp boyunluğu takarken odaya doğru yürüyordu. Kaçarken yanına aldığı birikimini hayalleri suya düştüğünde bu sağlık ocağına yaptığı için çok mutluydu. Yeterli ekipman en azından birinin hayatını kurtarabilirdi. -Kalp atışı çok yavaş nabzı düşüyor! diyen hemşireyle göz göze geldiğinde hızlıca konuşmaya başladı. -Hemen EKG cihazına bağla deyip, elindeki ışığı tek tek adamın gözüne tuttu. -Bilinci hâlâ açık acele et! derken kalp masajına çoktan başlamıştı. Aynı anda EKG cihazını bağlayan Ferihaya baktı, ilk kez bu kadar acil olan bir hastaya uygulanıyordu. Genç kadın nabzını kontrol ettiği adamın yükselen kalp atışlarını hissettiğinde kanayan başına odaklanarak, hemen arkasında duran muhtara bakmadan: -Kimlik filan çıktı mı üzerinden? diye sordu. -Yok kızım yakınlarını aramak için ceplerine baktık ne telefon nede cüzdan vardı, muhtemelen arabayla yanıp gitti, demesiyle bakışlarını nst den çıkan kağıdı bekleyen Ferihaya çevirip: -Hemen kan grubunu öğrenelim Feriha hanım. -Tamam, diyerek hızla ölçüm yapmaya girişen kıza aldırış etmeden adamın kafasından sızan kanı temizlemeye başladı. Yara oldukça derindi ve biraz daha geç kalınsa kalp krizinden ölebilirdi. -Muhtar bey kan gerekebilir, köydeki sakinlerden istemek zorunda kalacağız, buradan ayrılmayın! -Tamam doktor hanım. Kanın durmaması işini zorlaştırırken şeffaf iple alnının saçlarına yakın olan bölümündeki derin yarayı özenle dikiyordu. Estetik değildi yaptığı bu yüzden iz kalacaktı ve bunu en aza düşürmeye çalışıyordu. -0 rh negatif diyen Ferihanın sesiyle düşüncelerinden arındığında kendi grubuyla aynı olduğunu anımsadı. -Ben hemen haber veriyorum köye. -Hiç vakit kaybetmeye gerek yok ben vereceğim diyerek işine odaklandı, dikme işlemi bittiğinde Feriha elinde kan almak için gerekli malzemelerle bekliyordu. -Ayakta alalım Feriha, kırık var mı kontrol etmem lazım. Genç kadın koluna takılan seruma aldırış etmeden adamın parmak uçlarından başlayarak özenle kemiklerinde gezdirdi parmaklarını, ters bir durum yoktu fakat yinede röntgen gerekirdi. Şu an yaşaması bile bir mucizeyken röntgen küçük bir ayrıntıydı. Gömleğin kesik olduğunu kaburga kemiklerine bakmak için ellerini bedenine getirdiğinde anladı, Feriha hızlı olması açısından kesmiş olmalıydı. İlk önce göğüs kafesinde gezdirdi ellerini ardından iki yanından sırt üstü yatan adamın sırtına doğru uzattı ellerini bir sıkıntı yoktu ama biraz dirayetli olmazsa kendisi düşüp bayılabilirdi. Kollarına da baktığında bir sorun yoktu ama sağ elinin serçe parmağında bir anormallik vardı aşağı düşük oluşu da kırık olduğunu gösteriyordu. Cebinden telefonunu alarak Gökhan ismine gelip tıkladı, saatin bir önemi yoktu önemli olan hastasıydı. -Pelin! diyen uykulu sesi duymazdan gelerek yüksek sesle konuşmaya başladı. -Gökhan hemen gözlerini aç yardımın lazım, sağ el proksimal falanks da kırık var ne yapmam lazım. -Malzeme var mı? -Var! -Projsimal falanksın metakarpa içeri doğru yatay oranda düzgün inmesi lazım bu pozisyonu aldıktan sonra destekleyiciyi kullan ve alçıyı yap. -Tamam anladım, diyerek cevap beklemeden kapattı telefonu ve başının dönmesine aldırış etmeden serçe parmağını alçıya alıp sandalyeye oturdu. Kan hastaya takviye edilmeye başlandığında gözlerini daha fazla açık tutamayacağına kanaat getirip gözlerini kapattı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Dilsiz Yürek

read
13.5K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
380.6K
bc

HÜKÜM

read
203.4K
bc

AŞKLA BERDEL

read
72.0K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
13.3K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.1K
bc

PERİ MASALI

read
9.2K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook