Tekli koltukta sırtımı geriye yaslayıp, bacak bacak üstüne atarak karşımda oturan Alparslan'a öldürücü bakışlarımı attım.
Akşam olmuş, karanlık çoktan çökmüştü. Teyzem on dakika önce mesaj atmıştı 'ne zaman geleceksin' diye ama ben hala dağ evinde oturmuş, bekliyordum.
Sesli bir nefes alıp vererek, sessizliği bölmek için "Alparslan" diyerek dişlerimin arasından sinirle konuştum.
"Neyi bekliyoruz?" dediğim an Alparslan eğdiği başını hızla kaldırıp, gözlerini yüzümde gezdirdi. Sorumu saçma bulmuş gibi yüzünü buruşturup "Bir şeyi beklemiyoruz ama sanki sen bir şeyi bekliyorsun gibi."
"Ciddi misin sen?" dedim, sesim az öncekine göre bir ton yüksek çıkmıştı. Ama pişman değildim.
"Buraya gelirken sana söyledim." diyerek ellerimi havaya kaldırıp kendimi ifade etmek için devam ettim. "Erk
