1. BÖLÜM: İLK GECE

1284 Words
Üzerim de emanet gibi duran gelinliğimi aynadan süzdüm, askılı dar balık model dantel detaylı aslında hayalim olan gelinliğim bedenimde bir emanetten farksızdı. Dağınık yapılan topuzum iyice dağılmış saç tutamlarım yüzüme düşmüştü. Bu görüntü yalnızca gözlerimin dolmasına sebep oldu, sevdiğim adamla sevdiğim düğünle evlenmiştim ama mutsuzdum. Sebebi çok açıktı, o beni kardeşi olarak görüyor ve bunu bile bile de evlenmişti. Ne olacaktık, nasıl olacaktık bilinmezdi ama ben kalbime ağır gelen sevdayla yarışacaktım, ilk önce kim yenilirdi bilinmezdi. Gelinliğin tülünde gezdirdim parmak uçlarımı, sertçe yutkunup göz pınarlarıma dolan gözyaşlarımı geriye gönderdim. Ağlamayacaktım, yapmayacaktım bunu kendime. Güçlü olacaktım, hele Pamir'in karşısında daha da güçlü olacaktım. Odanın kapısının gürültüyle açılmasıyla irkildi bedenim, gözlerimi kırpıştırıp o tarafa döndüm. Siyak takımının ceketini çıkarmış sadece yeleği ve beyaz gömleğiyle içeriye girdi. Kalıplı bedenini saran yeleği, beyaz gömleğinin iki üç düğmesinden gözüken esmer yakışıklı teni ise gecenin karanlığında parlıyordu. Kapıyı aynı sertlikle kapatıp hazırlanmış yatağa doğru gitti. "Gelinliğini çıkar..." diyen Pamir'in odada yankı yapan tok sesiyle gözlerim yuvalarından fırladı. "Ne?" diye bir tepkide bulundum. Bana bakmadan üzerinde ki yeleğinin düğmelerini çözen Pamir aynı cümleleri tekrarladı "gelinliğini çıkar" yani yanlış duymadım. Kaşlarım havalandı, dudaklarımı yalayıp soluğumu bana dar gelen odaya bıraktım. "Ne yapıyorsun sen?" diye şaşkınlığımı dile getirdim, gece gece Pamir'in saçmalığıyla uğraşmak en son isteyeceğim şey bile değildi. Üzerine yapışan yeleğini çıkarıp yatağın üzerine atıp o kara gözlerini benimkileriyle buluşturdu. "Soyunuyorum" dedi gayet rahat bir şekilde sonra gözleri bedenimde emanet duran gelinliğimi buldu "sende soyun" "Oldu başka?" deyip kollarımı göğsümde kavuşturdum. Benimle ilgilenmeden beyaz gömleğinin düğmelerini çözmeye koyularak "geceyi rahatsız gelinlikle geçirmeyi düşünüyorsan bana hava hoş. Beni uyurken rahatsız etme yeter" her bir kelimesi hançer olup saplandı kalbime. "Defol..." dedim hırsla kollarımı çözüp elimle geldiği kapıyı gösterdim "çık git Pamir. Bu gece gözüme gözükme" Benim bu hâlim karşısında yalnızca kaşlarını çatıp çözdüğü düğmelerin sonuna gelmiş olmalı ki dinlemeden çıkarıp yatağa attı. "Bu gece?" dedi aslında soru babında sormasa da böyle çıkmıştı ağzından kelimeler. "Bu oda, bu yatak.." dedi benden daha sinirle kelimelerini dudaklarının arasından çıkarıp, aklıma birşeyler kazımak istermiş gibi sertçe sürdürdü bu tavrını. "sence ne için hazırlandı? İkimizde biliyoruz ne için olduğunu. Bu odadan çık diyorsun ya.." dedi bana yaklaşan adımlarıyla "ben bu gece bu odadan çıkarsam ne olacağını da bildiğini tahmin ediyorsundur" Kalmış bedenimle ne bir adım geriye gidebildim ne de ileriye. O'da olduğu yerde kalmış yalnızca bakıyordu artık. Sertçe yutkunup göz pınarlarıma dolmak için ân kollayan gözyaşlarımı yuttum. İçime içime yuttum. Evlenmiştim ve Pamir'in ailesi aşiretti. Tabi ki de bu gece bu odadan çıkamazdı. "Daha fazla uzatmayalım.." deyip benim de anladığımı düşünerek arkasını dönüp dolaba ilerledi. Çıplak sırtından bakışlarımı çekip üzerimde ki rahatsız, tenime batan gelinliğime baktım. Kendim bu yolu seçip evet demiş ve evlenmiştim. Şimdi tüm suçu Pamir'e atıp geriye çekilmeyecektim. Birlikte bir yola girmiştik. Ve sonu da ya boşanmalı bitecekti ya da... Bilemiyordum, tamamlayamıyordum. Sever miydi? Gönlümde ki aşkıma ortak olur muydu? Belki, yalnızca küçük bir umut tohumu vardı içimde. "Sabaha kadar orada dikilmeyi mi planlıyorsun Eda?" dedi, pantolonun kemerine giden parmaklarıyla birlikte "hayır, sen giyin. Ben de kıyafet alayım" deyip arkamı döndüm. Gözümün önünde utanmadan soyunuyordu. Her ne kadar bakmak istese de bir yanım, engel oldum kendime ve bekledim. Üzerini çıkarma seslerini işittim, yerimde sallanıp kendi kendime müzik mırıldanarak Pamir'i yok saymayı denedim, her ne kadar başarılı olamasam da. Aynı odadaydık, kalbimin çarpıntılarına engel olamıyordum. Zaten olmak isteyende yoktu. "Giyindim, dönebilirsin" diyen tok sesiyle ayaklarımın ucuna toparlanan gelinlikle zorda olsa dönüp dolaba adınladım. Giydiği takımı tekli berjerin üzerine bırakan Pamir, balayı odası tarzında hazırladıkları konağın odasına bakıp ağzının içinden bir şeyler mırıldanarak yatağın üzerinde bulunan saçma gül yapraklarını üzerinde ki çarşafla birlikte çekip attı bir köşeye. "Sikim sonik şeyler yapıyorlar..." diye her ne kadar kendi kendine mırıldansa da bu sefer bende duydum. Beyaz aynalı dolabın benim eşyalarımın olduğu bölümünü açarak göz attım. Kıyafetlerimden ayrı olarak sıra sıra dizilmiş gecelik takımlarına gözlerimi büyüterek bakıp normal bir şey aradım. Ama yoktu. Şaka mıydı? Kamera şakası falan mıydı? Hayır ben eşyalarımı gönderirken kendime ait bir çok pijamalarımı da göndermiştim. Dolabın içinde ki çekmeceyi açtım, karıştırdım, baktım ama iç çamaşırlarından ve açık seçik geceliklerden başka birşey yoktu. Acaba başka bir yere mi koydular gözüm komidinin çekmecelerine kaydı, hızla yerimden doğrulup benim tarafımda ki iki çekmeceyi karıştırdım. Okuma kitaplarım buradaydı ama pijamalarım yoktu. "Ne arıyorsun?" yattığı yerden elinde telefonla bana göz atan Pamir, benim durumumu fark etmiş olmalı ki "ne oldu?" diye de üstüne sordu hemen. "Pijamalarımı bulamıyorum? Kıyafetlerim burada ama onlar yok" dedim ellerimi iki yana çaresizce açarak. "Gördün mü acaba sen? Yerleştirmişler kızlar ama, karıştırdılar herhalde?" dedim, o'nun bölmesine karışmış olabilirdi. Tabii olmayacağını bile bile suratına bakıp evet demesi için bekledim. "Yok" dedi. "Annem ve nenem burnunu sokmuştur kesin. Başka bir şey giyeceksin artık" dedi. Normal bir şekilde. Ama bense şok olmuş vaziyette "yatak odasına mı karışmışlar?" dedim. Burası yatak odasıydı. Bizim odamızdı. Böyle bir saçmalık olamazdı. Onun da benim gibi direkt kaşları çatıldı, daha sonrasında "kızlarla gönderdin, annemlerde dahil olmuşlardır. Zaten böyle birşeye izin vermeyeceğimi sende biliyorsun. Hem..." dedi durup az bir şey yerinde dikleşerek "ben sana kaç defa söyledim, gel herşeyi nasıl, nereye koyacaksan kendin yap diye." dedi bir kaç hafta önce söylediklerini hatırlatmak amacıyla. Ben böyle olacağını bilseydim, kendim gelir yapardım zaten. En hassas olduğum nokta yatak odasıydı. "Giyecek birşey yoksa benim eşofmanlarımdan al" dedi. Bir o'na birde kendime baktım. 90 kiloluk adamın kıyafetleri 45 kiloluk bana olur muydu? Tekrar dönüp kat kat geceliklere göz ucuyla baktım, fazla kaldırmadan. Pamir görsün istemiyordum. Zaten ben gördükçe ateş basıyordu. En sonunda katlanmış bordo saten şortlu takımı elime alıp, şükrettim. En kapalıları buydu. Yarın ilk işim bu olacak, kendime yeni takımlar alacaktım. Aldığım takımlarla yerimden doğrulup Pamir'e hiç bakmadan odanın banyosuna gittim. Ahşap şekilde dizayn edilen banyo konağın yapısına uyum sağlamıştı. Yorgun olduğumdan daha sonra detaylı incelerim diyerek yandan fermuarlı gelinliğimi açtım. Bu konuda fazla üstüne düşmüş ve istediğim modeli fermuarlı yaptırmıştım. Bu gecenin geleceğini biliyordum ve Pamir'den yardım istemek en son isteyeceğim şeydi. Çıkardığım gelinliğimle bu gece için giydiğim beyaz takımlarıma baktım, pijama arayayım derken çamaşır almamıştım. Yapacak birşey yoktu. Uzun duvağımı saçımdaki tokalardan kurtarıp onuda gelinliğin üzerine bıraktım. Sade yaptırdığım saçım bu gece için kurtarıcıydı, topuklulardan fazlasıyla yorulduğumdan banyoyla uğraşamazdım. Saçlarımda ki tel tokaları da çıkarıp serbest bıraktım göğsümün üzerine gelen dalagaları. Ayna da dağılmış Eda'yla fazla karşılaşmamak için makyajımı da aynı hızla çıkarıp aldığım bordo askılıyı giydim üzerime ilk olarak. Göğsümün ortasına kadar olan dekolteli dantelle altına giydiğim beyaz sutyenim ben buradayım diye sırıttı. Çok saçma bir görüntü olduğundan tekrar üzerimdekini çıkarıp sutyeni çıkararak öyle giyindim. Serbest kalan göğüslerim rahatlasa da şimdi de fazla mı açık oldu diye iyice baktım. Farklı birşey düşünsün istemiyordum. Sevgimi aşağılayarak beni yerle yeksan etsin istemiyordum. Eğilmediğim sürece bir sıkıntı yoktu, şortu da giyinip düzelttim, kalçalarımın hemen altında biten şort bu geceyi rahatsız şekilde bitireceğimi bas bas bağırdı durdu. Dolabımı karıştıracak zamanı bulmuşlardı, ben ne güzel uzun pijamalarımı giyinip uyuyacaktım. Şimdi gelde uyu. Zaten nasıl yatacaktık bilmiyordum, birlikte aynı yatakta mı ayrı mı? Kendisi uzanmıştı bile yatağa birşey de dememişti. Odada tekli berjerden başka birşey de yoktu zaten. İyice daralan benliğimle birlikte gelinliği kaldırıp dolabın üzerine bıraktım, kuru temizlemeye verilirdi yarın. Etrafıma bakındım, kendimce bir uğraş aradım ama bulamadım. Kalbimin atışı ise artık zapt edemeyeceğim dereceye ulaşmıştı. Elim ayağıma dolanıyordu, birşeyleri kendimce idrak etmeye yöneldim. Pamir yanımdaydı, onunla evlenmiştim. Ama sevmiyordu. Bir de kardeşi olarak görmesi... İçim tekrar yandı, kavruldu. Hiç şansımız yoktu. Ama yaratacaktım, bu şansı ben yapacaktım böyle böyle kendime gaz verip banyodan çıktım. Koluyla gözlerini kapamış olan Pamir'i bir an uyuyor sansam da "banyoda uyudun sandım" diye konuşmasıyla uyumadığını anladım. "Basit bir şey değil gelinliği çıkarmak" diye dilimi tutamadan lafımı soktum. Kolunu gözlerinden çeken Pamir konuşacaktı ki üzerime kayan bakışlarıyla dudakları aralık şekilde öyle kaldı. Yavaşça üzerimi süzdü, yutkunma sesini, sessiz odada duydum. "Sen..." dedi durdu, göğüslerimde kalan bakışlarıyla "insanı çıldırtırsın.." deyip yattığı yerden kalkıp bana doğru adımladı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD