Titrek çıkan sesimle "Neden geldi ki?" dedim. Nedeni mi var Ahunaz, nedeni sensin. Nedeni mecburi evlilik. "Biz çarsıda görüşmeyecek miydik abi?" diyerek abime baktım. Bilmiyorum der gibi baktı. Beni burada bırakıp gitmeyecekti değil mi? Issız bir yol üzerindeydik. Kimse de yoktu burada. İçim daha çok sıkıldı. İçimden görüşmek gelmiyordu, olsun ve bitsin niyetindeydim. Zaten böyle olması gerekmiyor muydu? İşin içine Ağa girince niye değişmişti ki. Önümüzde ki siyah arabanın şöför kapısı açıldığında elimi kalbime bastırıp çıkacak kişiye pür dikkat kesildim. Kılıç Lazen'i bekledim. Kılıç arabadan indiğinde baştan aşağıya baktım. Siyah kumaş pantolon giymiş, üzerine de beyaz bir gömlek giymişti. Oldukça da uzun boyluydu. Hiç değişmemişti, aynı sert bakışlar, aynı korkutuculuk. Ben bu