5. BÖLÜM

1171 Kelimeler
Karen gözlerini bir saniye bile kaçırmadan Akın'a bakarken Akın ise burnundan soluyordu. Onun söyledikleri ile deliye dönmüştü. İnsan demek ki yedisinde neyse yetmişinde de oydu. Karen hiç değişmemişti. Hiç çekinmeden adam değilsin demişti. Bunu tekrar hatırladı. Akın onun gözlerine alev saçan gözleriyle bakarken "Seni öyle bir beceririm ki, bir dakikada benim olur ve nasıl olduğunu anlamazsın." dedi. Ardından başını sertçe iterek bıraktı ve yerine oturdu. Karen onun dediklerini düşünürken bir müddet başını yaslı olduğu sandalyeden çekemedi. Akın'ın söyledikleri ona kısa süreli bir darbe indirmiş olsa da çabuk toparlandı. Bir dakikada neler yapacağına kesinlikle Karen'i ikna etmişti. "Tamam ikna oldum, adammışsın." Bunu derken gözlerini devirdi. "İstersen olma. Ben nasılsa ikna ederim. Şimdi beni dinle ve kurallarıma yalnızca evet de. Çünkü başka şansın yok." "Konuş bakalım, neymiş o kurallar?" "Babanın konseydeki pozisyonundan ötürü seninle evleneceğimi biliyorsun. Dik kafalı ve vurdumduymaz olduğunu biliyorum. Benim de zaten aşk zırvalığına harcayacak zamanım yok. Böyle bir şey beklemeyeceğine eminim. Cemiyete karşı çift olarak görüneceğiz. Kimse bunu bilmeyecek. Hayatına başka adam giremez. Şimdilik bu kadar." Karen dudaklarını onu kınar bir şekilde büzerek "Gayet açıklayıcı oldu Kral. Seninle evlenme düzmecesinden kaçamayacağım kesin. Zorla bir adamın olmayacağım konusunda haklısın. Senin gibi bir adamdan zaten aşk dilenmem. Cemiyete karşı oyun da oynarız ama hayatıma karışamazsın." dedi. "Beni boynuzlu bir godoş gibi gezdirmezsen kabul. Böyle bir şey olursa..." "Evet olursa?" "Şimdilik bana kalsın." Akın bunu öyle bir söylemişti ki ne olduğunu öğrenmen bile canını yakar der gibiydi. Karen kısa bir süre düşündü. "Madem kaçışım yok, madem birbirimize katlanmak zorundayız. Bunu en kolay nasıl yapacaksak yapalım o zaman." Akın keyifle gülümserken "Anlaştık o zaman." dedi. Karen onun böyle keyifli olmasından hazzetmese de sessiz kaldı. Akın olmasa kesin başka biri olacaktı. En azından ufak bir hesaplaşmaya bedeni satılmamış olacaktı. "Öyle ise ben kalkayım." "Hay hay, seni eve bıraktırayım." Akın kendinden emin ve tatmin olmuş bir şekilde yerinden kalktı ve Karen'in de kalkmasını bekledi. Karen kalkınca eli ile kapıyı işaret etti. Karen bir şey demeden kapıya yürüdü ve sakince açtı. Tam dışarı adımlamıştı ki güçlü bir havlama sesi duydu. Attığı adımı anında geri çevirerek odaya döndüğünde Akın ile çarpışmayı beklemiyordu. Akın onun geri döndüğünü fark etti ama geri adımlayamadı. "Şii, sakin ol. Bir şey yapmaz."Akın bunu derken nefesi Karen'in tenini okşayıp geçmişti. "Köpeklerden nefret ediyorum." "O zaman bu konuyu halledelim." Akın onun deri ceketinin fermuarını usulca indirmeye başladı. Karen ne yaptığını anlamaya çalışana kadar ceketin önü açıldı. Akın olduğu yeri hiç değiştirmeden ceketi kollarından aşağı sıyırmaya başladı. Bunu yaparken ılık nefesi Karen'in boynunda dolanıyordu. Karen nefes almayı unuttuğunu keşfettiğinde Akın ceketi eline alıp ondan uzaklaştı ve Paşa'ya doğru yürümeye başladı. Karen henüz kendine gelmemişti. Neden bu kadar bocaladığına anlam veremezken usulca arkasına döndü. Akın ceketini Paşa'ya koklatıyordu. Karen bunu idrak ettiğinde cırlarcasına "Hey ne yapıyorsun? O ceketi çek o hayvanın salyalarından." diye bağırdı. Akın ise Paşa'nın yanından kalkarak ceketi Karen'e attı. Karen cekete dokunmadı bile. Ceket süzülerek yere düştüğünde Karen "Bana bir ceket borçlusun Kral." dedi. "Hadi uzatmada şunu giy ve git." Akın bunu derken ceketi almak için Karen'in ayaklarının dibine doğru uzandı. Ceketi aldı ve yavaş hareketlerle doğruldu. Onu buradan üzerindeki minik krop ile gönderemezdi. Lanet şey sadece göğüslerini örtüyordu. Adamlarının önünde böyle dolaşması fikrinden hiç hoşlanmadı. Ceketi onun göğsüne doğru bastırırken kesin bir ses tonu ile "Bunu şimdi giy. Daha sonra gidebilirsin." dedi. İfadesi netti ve geri adım atacak gibi de durmuyordu. "Rüyanda görürsün. O hayvanın salyaları ona değdi ve inan bana onu giymeyeceğim. Buradan gitmeme de gelince istediğim gibi giderim. O kadar uzun boylu bana karışamazsın Kral." Karen bunu dedikten snra arkasını döndü ama daha bir adım bile atamadan Akın onu kolundan tutarak durdurdu. Akın, Karen'in kolunu öyle bir kavramıştı ki Karen ufacık da olsa bir adım atamıyordu. Akın sonunda onu bir adım kadar daha kendine çekerek ardındaki kapıyı kapattı. Hiç düşünmeden sertçe Karen'i kapıya yasladı ve üzerine doğru adımladı. Karen bir saniye dahi gözerini ondan kaçırmıyor ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Akın burnundan soluyarak "Sakın benim söylediklerimi ikiletme Karen, bu senin için hiç iyi olmaz. Hele de bunu adamlarım yakınlarımdayken yaparsan benim de davranışlarım hiç kibar olmaz." dedi. Akın'ın ılık nefesi Karen'in yüzünde garip bir esinti bırakırken Karen kısa bir müddet ne diyeceğini bilemedi. Fakat çabuk toparlanarak çatık kaşlarla Akın'a baktı. Gözlerinin içi alev gibi yanıyordu. Sanki o alevle Akın'ı da yakmak isteyen bir hâli vardı. "İstediğim gibi giderim. Madem öyle adamlarına söyle çevremde durmasınlar. Onlar varken veya değil ben ne istersem onu konuşurum. Buna sen ve adamların alışşsanız iyi edersiniz." Akın, onun ciddi yüzüne bakarken bir kat daha sinirleri arttı. Karen'le belli ki işi vardı. Onun iki bileğini sıkıca kavradı ve arkasındaki kapıya doğru kaldırarak kapıda sıkıca sabitledi. Karen şimdi kapı ve Akın arasında yakıcı bir kıskaç arasında duruyordu. Akın onun bileklerinin bir an dahi kıpırdamasına izin vermeden "Bak Karen, beni zorluyorsun. Ve inan bana ben bu kadar zorlanmaktan hoşlanmam. Canımı sıkarsan senin canını fena hâlde sıkarım. İnan bana bunu ne ruhun ne de o küçük bedenin kaldıramaz. Sonra uyarmadı deme." dedi, ardından kızgınca gözlerine bakmayı sürdürdü. yüzleri birbirine öyle yakındı ki, Karen neredeyse onun estirdiği rüzgârdan boğulacağını hissetti. Bu kadar bocalamak onun suçu değildi. Akın kesinlikle delinin tekiydi. Ama ona itaat etmek asla kabul edeceği bir şey değildi. Kendisini böyle alt etmesine asla izin veremezdi. Bir kez ipleri verirse bir daha geri dönüşü olmazdı buna kesinlikle emindi. Ama karşısındaki gözleri dönen bu adamdan korkmuyor da değildi. Karen, dizini sertçe yukarı kaldırarak Akın'ın karın boşluğuna vurdu. Akın onun vurması ile kısa bir bocalama yaşasa da bana mısın demedi. Hızlıca toparlanmıştı. Karen'i bırakmak yerine bileklerini daha da çok sıkmıştı. Karen o an anladı ki bu hamlesi gerçekten bir hata olmuştu. Akın önce onun bir bileğini bıraktı ardından diğer bileğinden sertçe çekerek Karen'i odanın içerisine doğru sürükledi. Hiç düşünmeden Karen'i hızla, kenarda duran deri koltuğa itekekleyerek attı. Karen neye uğradığını şaşırırken umarım beni bir temiz dövmez diye düşünüyordu. Eğer böyle bir şey yaparsa bedelini öderdi. Adi herif, gücü ona mı yetecekti yani? Akın "Bekle beni!" diyerek odadan çıktığında Karen henüz onu fırlattığı koltuktan doğrulamamıştı. Şaşkınca etrafına bakınıyordu. Akın ne yapacak diye anlamaya çalışırken ufak da olsa toparlanmayı başardı. Akın neden gitmişti ve neden ona bekle demişti düşünürken kapıya doğru adım sesleri yaklaştı. Kapı hızlı bir sertlikle açılınca elinde bir tişörtle Akın kapıda belirdi. İçeri geçip kapıyı kapattı ve Karen'e doğru adımladı. Karen ona ifadesiz bir şekilde bakarken Akın elindeki tişörtü onun yüzüne doğru fırlattı. Karen bembeyaz tişörtü eline alırken Akın "Şimdi onu giy ve git." diye ufak bir emirde bulundu. "Ya giymezsem? Ayrıca senin eşyalarını neden giyeyim. Bana ya yeni bir şey al ya da kendi giysilerimi istiyorum." "Eğer şimdi onu giymezsen, saate bakmam ve babanın evine birini gönderir sabaha kadar tüm eşyalarını buraya getirtirim. Düğünden önce burada yaşamaya başlamak istemiyorsan kes sesini ve giy!" "Babam da buna izin verir ya(!)" Akın gayet ciddi bir ifade ile "Görelim bakalım izin verecek mi?" dedi ve kapıyı açıp biraz ileride duran adama "Vezir'in evine gidip Karen'in ne kadar eşyası varsa alın ve gelin." dedi ardından sakince kapıyı kapatp Karen'e döndü. Karen onun bu konudaki ciddiliği karşısında nutku tutulmuş bir şekilde kendisine bakıyordu. Gerçekten dediğini yapacak mıydı? Karen emin olmaya çalışırken tek bir kelime dahi edemiyordu.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE