Valizimi sürüyerek apartmanın önüne geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Sert bir soluk aldıktan sonra belimi doğrulttuğumda arkamda kalan varlığına daha fazla karşı koyamadım ve omzumun üzerinden geriye dönerek ona baktım. Suratının yarısını gölgeleyen fötr şapkasıyla bana doğru dönüktü. Kolunu açtığı penceresinin pervazına yaslamış, elini dışarı çıkartmıştı. Hafif bir baş selamı verdim. Elini kaldırarak Turist Ömer gibi selam verdi ve ben yavaşça valizimi kaldırıp içeri girerken arabasını çalıştırarak mahalleden ayrıldı. Defne’ye haber bile vermeden valizimle beraber kapısının önünde durarak ziline bastığımda bu samimiyeti seviyordum. Evine yerleşeceğimden haberi bile yoktu ve ben rahatça kapısına dadanabiliyordum. İşte gerçek arkadaşlıkta böyle bir şeydi. Kapı aralandığında kafasının