O anki can havliyle beraber banyomun kapısını hiç düşünmeden açtığımda nefes nefese kalmıştım. Dakikalardır yaşadığım korku, yeni yıkanan ıslak bedenimi terletmişti. Bacaklarım pelte kıvamını almış ve ellerim neredeyse tutmaz olmuştu. Kapı yavaşça aralandığında karşımda Atlas’ı gördüm. Tüm korkum, tedirginliğim onu gördüğüm an uçup gitmişti sanki… Karşımda her zamanki asilliğiyle duruyorken derin bir soluk aldım ve tam adını söylemek için dudaklarımı araladığımda, bakışları irileşerek bedenimden aşağı kaydı. İşte tam da o anda halimi fark ettim. Ben… Kapıyı ona… Bu vaziyette açmıştım. Üzerimdeki küçücük havluyla. Korkarak sanki mümkünmüş gibi ellerimle üzerimi örttüğümde ağzımdan hayret dolu bir nida dökülmüştü. O da neye uğradığını şaşırmıştı. Boğazını temizlediğinde bakışlarını utanar