5. BÖLÜM: BEDEL

1140 Kelimeler
ŞİMAL YILMAZ: Büşra'yı karşımda görmemle yüzümde büyük bir gülümseme peyda oldu. Sonunda Kara Şah'tan kurtulmuşum. Bu saatten sonra bulması çok zordu. Ben kaçıyordum. Büşra elinde ki valizi bırakıp iki kolunu da açarak bekledi. Hızla ona doğru koşup kollarımı sardım. Çok özlemiştim, resmen burnumda tütüyordu. Ara sıra görüşüyorduk ama bu sefer araya çok uzun bir zaman dilimi girmişti. Neredeyse iki yıl olacaktı. Ben bu işe girmeden önce yurtdışına çıkmak mecburiyetin de kalmıştı. Çünkü peşinde biri vardı. Kara Şah'ın adamlarından biriydi ama resmen tanımıyordum. "Canım benim.." diyerek daha sıkı sarıldı "Sana bir şey olacak diye aklım çıktı Şimal. Ben sana en başından bu işin peşini bırak demiştim. Ya yakalansaydın..." diyerek iç geçirip geriye çekildi. Yakalansaydım sonumu düşünmek bile istemiyordum. Kara beni öldürürdü. Bundan çok çok emindim, o adamın adı gibi gözü de karaydı. Bitirirdi. "Gidiyoruz, daha fazla oyalanamayız." diyerek tekrar valizini alarak koluma girdi. "Biletlerimiz hazır yarım saat sonra da uçağımız kalkıyor Şimal. Sonunda kurtuluyoruz burdan." diyerek sevinçle gülümsedi. O gülümserken arkasından gelen adamı görmemle şok içinde kaldım. "Büşra-" dememle belimde hissettiğim soğuk metalle öylece kaldım. Büşra'nın arkasından gelen adam da Büşra'nın kolunu tutup silahı beline doğru yönelttiğini gördüm. Kulağıma dolan kısık sesle gözlerimi kapattım. "Kaçacaktın ha" diyerek alaya aldı. "Kara." diye mırıldandım. "Ali, arabaya." diyerek başını geriye çekti. Büşra'nın arkasında ki adam sıkıca kolundan tutup kulağına yanaşarak birkaç şey söyleyip götürdü. Öylece arkasından baktım. Bitmiştim. "Şimdi..." diyerek ılık nefesini boynuma üfledi "Neden kaçtığını, planlarını. Kime çalıştığını tek tek anlatacaksın. Sessizce yürü şimdi, tek bir yanlış hareketinde gözümü kırpmadan tetiği çekerim. Şu siyah arabaya bineceğiz." diyerek gözleriyle ilerde ki arabayı gösterdi. Tuttuğum nefesi bırakıp gösterdiği arabaya ilerledim. Ben önde o arkamda, bir de belimde hazır da bekleyen silahla birlikte arabaya bindim, yanıma kendisi de oturduğunda araba çalıştı. "Büşra." diyerek arabaya baktım. Kara, ben ve şoförden başka kimse yoktu. "Sakın ona dokunma." diyerek ona döndüm. "Suçlu benim, sorunun neyse benimle çöz." Evet bendim, ben diretmiştim. Kara Şah gayette 2 yıl boyunca bunu yemişti ve en sonunda inine girmiştim. Dosyalar bendeydi, saklamıştım. Ama O'na nasıl ulaştıracaktım. Kara Şah'ın zindanına girmişken bunu yapmam imkansızdı. Dişiliğimi kullanarak elinden kurtulmaktan başka çarem yoktu. "Sanane ondan, ben yerinde olsam kendimi düşünürüm Şimal." diyerek başını iki yana salladı "Düşün, düşün sana yapacaklarımı." Gözlerimi kırpıştırıp "Ne yapacaksın?" diyerek mırıldandım. "Gidince göreceksin." diyerek geriye yaslanıp yüzünü cama çevirdi. "Ölüm..." diye fısıldamamla gözleri tekrar hızla beni buldu. Onun ani dönüşüyle irkilsem de belli etmemeye çalıştım. "Sonum ölüm biliyorum. Saklamana gerek yok. Ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordum ben bile bile bu ateşe girdim." diyerek sonlara doğru kendimden emin bir şekilde konuştum. Sona geldiğimi hissediyordum artık, kaçışım veya kurtuluşum yoktu. Burası yolun sonuydu. Güldü. Bu gülüş gerçeklikten çok çok uzaktı. Soğuk yüz ifadesine tekrar bürünerek,"Ölüm yok." diyerek tehlikeli bir şekilde başını iki yana salladı "Beni çiğneyip geçmenin bedelini ödeyeceksin." dedi. "Sakın." diyerek elimi ona doğru kaldırdım. Aklıma gelen şeyler çok çok kötüydü. "Zorla-" dememle "Saçmalama" diyerek hızla lafımı keserek hiddetle devam etti. "Ben öyle bir adam değilim. Asla zorla kimseye dokunmadım, dokunmam." Bir kaç saniye sessizliğinin ardından aklına gelen şeyle "Neden hiç sormadın?" diyerek yüzüme dikkatle baktı. "Anlamdım?" "Neden o sözleşme en fazla iki gün sürdü sanıyorsun?" dediğinde bilmem der gibi baktım. "Sordum da" diyerek mırıldandım "Israrcı olmadın Şimal." diyerek lafımı sertçe böldü. "Neden peki? Neden iki gün sürdü?" Diye sordum. Kaşlarını kaldırıp indirerek "Ha işte..." deyip başını salladı "Bu yüzden." demesiyle yüzüne baktım. Hala hiçbir şey anlamamıştım. Çok gizemli konuşuyordu, gizli saklı işleri gibiydi. Sözlerinden de zerre bir şey anlamıyordum. "Benimle konuşan yalnızca iki kadın oldu Şimal..." diyerek söze girdi. "Bu iki kadından biri sensin." Şaşırsam mı? Şaşırmasam mı bilemedim. Ama dinlemeye devam ettim. "İlki merak ediyorsan onu da söyleyeyim... O sözleşme o kırmızı oda yalnızca gösteriş... Ben evli olmadığım bir kadına ne bakarım ne de dokunurum. Her ikinizde bu yüzden benim tarafımdan geçemediniz? Sen ise hain çıktın Şimal." Son kelimesinin üstüne basa basa konuştu. Beynim yankı yaptı,"Aslında." diyerek mırıldandım. Mecburdum, bu işi yapmak zorundaydım. O belgeleri göndereceğim diye Büşra şuan buradaydı. Yoksa ondan kurtulmak öyle sanıldığı kadar kolay bir şey değildi ki. "Ne aslında Şimal. Senin amacın içime sızıp bilgi çalmaktı. Onu da zaten eline yüzüne bulaştırmışsın. Sence ben önemli bilgileri öylece dosyaya koyup dolaba mı yerleştiririm. Zeki olupta, aklını kullanamamakta tam sana göre gerçekten." Övüyor muydu beni, gömüyor muydu belli değil. "O aldığın belgelerin hepsi sahteydi. Akıllı olsaydın açar okurdun. Bir de belgeleri almış kaçmaya çalışıyorsun. O götürdüğün adam o belgeleri görseydi benden önce seni öldürürdü bence benim elime düştüğüne şükür et." diyerek tamamladı. Üst üste öğrendiğim gerçeklerle dilim tutuldu. Tek kelime edemez hale geldim resmen. Neye uğradığımı şaşırdım kaldım. Her şeyi bir kenara bırakıp aklımda beni yiyip bitiren o soruyu sordum. "Bana ve Büşra'ya zarar verecek misin." "Hayır Şimal." diyerek başını iki yana salladı. "Seninle işim var." diyerek kısa bir es verip cebinden telefonunu çıkarıp bir şeylerle uğraştıktan sonra bana döndü. "O adam..." Deyip elinde ki telefonunun ekranını bana doğru çevirdi. "Bu şerefsiz pislik değil mi? İlk ve son kez soruyorum, sakın bana yalan dolan çevirme Şimal." Hakan'ın gizlice uzaktan çekilmiş bir fotoğrafıydı. Ondan da nefret ediyordum. Belki de o olmasaydım şuan da hiç bu duruma düşmezdim bile. "Şimal." diyerek telefonu kapattı."Cevap bekliyorum senden?" "Evet o." diyerek söyledim. Hakan'ın zaten bana bir yararı yoktu. Yararından çok zararı vardı. Umrumda değildi Kara da öğrensin. "Peki neden bu işe girdin. Senin gibi biri..." diyerek kısaca göz attı bana "Neden yapar?" "Mecburdum." diyerek omuz kırdım. Mecbur kalmasam arada Büşra olmasa asla yapacak değildim zaten. "Neden mecburdun Şimal. Kim ne şart koştu sana mecbur kaldın?" "Büşra arada vardı. Yurtdışın da eğitimi için devam ediyor sandım ama öyle değilmiş. Hakan senin yanında olduğumu öğrenir öğrenmez Büşra'yı almış. Öldürecekti." "Sende belgeleri aldın." diyerek cümlemi tamamladı. "Evet, yemin ederim mecburdum." "Peki iki yıldır neden peşimdesin. Neden Şimal." diyerek sesini yükseltti. "Hakan'la başlarda iyiydik, hatta arkadaşımdı...." diyerek söze girdim. Ne olacaksa olsundu artık hiçbir şey umrumda değildi. "Senin hakkında ki söylentiler yayılınca o da konuştu. Merakım daha da artmıştı. Ben seni tanımak istediğimi söyledim. O da bunu duyunca bana yardım teklif etti. Tüm villalarının adresini verdi. Ben ilk başlarda tedirgin olsam da merak duygusuna yenilmiştim ve seni araştırmaya başladım. Hakan bu sırada yurtdışına çıktı. Bir süre haber alamadım. Ta ki senin yanında olduğumu öğrendiği an bana ulaştı. Büşra'yı öldürürüm diyerek tehdit etti mecbur kaldım." diyerek konuştum. "Peki bana neden arkadaşının tehlikede olduğunu söylemedin." "Korkmuştum, ona zarar vereceğini düşündüm." Başını iki yana sallayıp "Belli korktuğun." diyerek titreyen bedenime bakış attı. "Bırak gidelim." dedim. Ormanlık yola girmiştik, yine o villaya gidecektik belliydi. Ordan hiçbir yere gidemezdim her yer koruma kaynıyordu. Bir kere kaçmıştım tekrarı yoktu. "Nereye?" diyerek göz kırptı. "Evime gitmek istiyorum." Gülerek, "Şaka yapıyorsun herhalde Şimal." diyerek dalgaya almasına hayretle baktım. "Ne alaka?" diyerek tepki gösterdim. "Sen benim yanımdan ayrılır ayrılmaz Hakan ensenizde olacak. Öleceksiniz Şimal. O adam sizi öldürecek." Bu sefer de ben gülerek "O öldürmese sen öldüreceksin ne farkı var? Sen ne dedin arabaya binerken bedeli var o bedel de ölüm olacak." "Hayır Şimal o bedel. Evlilik."
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE