KARA ŞAH:
"Nerde?" Diye bağırdım. "Hiç mi kimse görmedi lan?" diyerek kükredim.
"Kara bey, tüm kamera kayıtlarına tek tek baktık. Hiçbir kamerada gözükmüyor. Tüm evi de aradık, didik didik ettik ama yok."
Sinirle elimi alnıma bastırıp "Yer mi yarıldı lan. Yer yarıldı da bu kadın içine mi düştü? Gözden kaçırdığınız bir şey var." diyerek bağırdım.
"Yok abi, tam üç saattir bakmadığımız kamera kaydı kalmadı. Evin etrafını, hatta ormanın yakın çevresini bile aradık."
Yoktu, buhar olup uçmuştu sanki. Tam üç saattir kayıptı. Evin etrafı tamamen ormanlık bir alandı, gecenin bir saatinde nereye gitmişti bu.
Bulursam elimden hiç kimse alamayacaktı onu. Benim çatımın altından, benim himayemden kaçmıştı. Sinirle dişlerimi birbirine kenetleyip masanın üzerinde ki herşeyi yerle bir edip bağırdım. "O KIZI BANA BULACAKSINIZ. YERİN YEDİ KAT DİBİNE DE GİRMİŞ OLSA GETİRECEKSİNİZ"
"Sabah olmadan O kız burda olacak. Duydunuz mu?"
"Arayacağız abi." diyerek başlarını yere eğdiler. "Aramayın bana onu bulun, bulun ve getirin."
"Çıkın şimdi." diyerek elimle git işareti yaptım.
Kafayı yemek üzereydim. Neden gitmişti, kendi isteğiyle gelen kadın şimdi neden ortadan kaybolmuştu. Sandalyemi çekip oturarak tekrar bilgisayarı açtım.
Gözden kaçırılan bir şey vardı? Evin dört bir yanında kamera vardı, birinden birine yakalanmış olmalıydı.
Tekrar baştan alarak kamera kayıtlarını başlattım.
***
ERTESİ GÜN:
"Nereye gider? Gitmiş olabileceği yerleri arayın. Yoksa bile kapının önünden ayrılmayın. Elbet bir yerden çıkacak. Çıkmak zorunda. Ormanı bir grup tekrar aramaya çıksın. Tüm ağaç altları bakılsın, bakılmadık en ufak bir yer bile bırakmayacaksınız."
"Tamam abi de sizinle konuşmam gereken bir şey var." diyen Ali'ye "Ne var? Ne oldu?" Diye baktım.
Bakışlarıyla yanında duran korumaları gösterdi. "Şey abi..."
"Çıkın hepiniz."
Odada ki tüm korumalar çıkar çıkmaz. "Abi içimizde hain var." diyerek başını kaldırıp gözlerime baktı.
Ali yıllardır yanımdaydı, abi kardeş gibiydik. Aramızda herhangi bir sorun olmamıştı. Ona güvenimde tamdı zaten. Ne diyorsa doğrudur.
"Nasıl yani?" dedim.
"Araştırdım biraz..." diyerek yanıma geldi. "Bilgisayarını açsana abi." dediğinde kapalı bilgisayarın açılma düğmesine bastım. "Kim peki? Bir tahminin var mı?"
"Bilmiyorum ama şüphelendiğim birkaç kişi var. Şimdi sana izleteceğim kamera kaydına baksana." deyip girişin kamera kaydını açtı.
Bir kaç dakika sonra iki koruma girişe geldiğini izledim. Bunu dün akşamdan beri izlemiştim zaten. Normaldi.
"Sonuç." dedim.
"Abi yer değişimi akşam olmuyor. Bu korumalarda dışarı da görevli hatta..." diyerek bilgisayardan arka bahçeyi gösteren kamera kaydını açıp devam etti "Bunlar arka bahçede de görevli değil. Ön bahçede hatta giriş kapısında ki görevliler. Hepsinin görevi belli, başka yere gidemezler. Ama bu iki koruma..." diyerek korumaları gösterip "Hem evin içinde hem de arka bahçede bir süre gezdikten sonra yerlerine geçmişler."
"Bence bunların bir parmağı var. Yoksa ŞİMAL Hanım bu villadan öylece çıkıp kaybolamaz. Elbet bir yerde yakaladık ama yok. Bunlar yapmadıysa bile, bir şeyler biliyorlar bence. Eğer izin verirsen ikisini de konuşturayım. Yoksa bu şekilde bulamayız."
Gözlerimi bilgisayardan ayırıp,"Konuştur." Diye baktım "Zorla bile olsa bir şekilde konuşsunlar Ali. Bugün içinde Şimal'i bulmalıyım."
"Tamam abi, benden istediğin başka bir şey var mı?" diyerek sordu.
"Yok."
"Tamam abi." diyerek odadan çıktı.
Sandalyeyi geriye çekip oturduktan sonra bilgisayarı kendime çekerek daha da dikkatimi verdim.
Çok rahat bir şekilde iki koruma ilk önce villaya girip girişte birkaç dakika oyalanmışlar. Hemen ardından villadan çıkmışlar.
Diğer kamerayı açtığımda bu sefer de arka bahçede bir süre gezinip ön tarafa gitmişler. Yalnızca etrafta gezerek Şimal'le nasıl konuşup anlaşmışlardı.
Hem bu kadın 2 yıldır peşimdeyken ve kendi isteği ile inime girmişken neden şimdi bir anda gitmişti ki.
Hain
Hain
Hain
İçimde dönüp dolanan düşünce ile kendimi sorguladım. Ben böyle bir hataya asla ama asla düşmezdim. Olmazdı. O masum görünen kız içimize sızan hain olamazdı. Onu kendi ellerimle öldürürdüm. Elimden kurtuluşu yoktu, eğer öyle bir hata yaptıysa sonu ölümdü.
***
BİR SAAT SONRA:
Kapının çalınmasıyla "Gel." Diye bağırdım.
İçeriye giren Ali hızla kapıyı kapatıp karşımda durdu "Abi bulduk sayılır." diyerek hızlı hızlı konuştu. Oturduğum yerden kalkarak "Nerde?"
"Büşra... Arkadaşı Büşra'nın yanına yurtdışına gidiyormuş. Her şey hazırlanmış bu gece saat on iki de uçağı varmış."
"Burdan nasıl çıkmış peki?" dedim.
"Korumalar yardım etmiş. Burdan öyle kaçmış, kameraları da beş dakikalığına durdurmuşlar. Korumalarla nasıl bir iletişim kurmuş bilmiyorum. Korumalarda bu konu hakkında tek kelime etmiyorlar."
"Hepsinin cezasını keseceğim. Önce bir Şimal'i bulalım, sonrasıyla bizzat ilgileneceğim." dedim.
"Bu gece her şey açığa çıkacak zaten abi. İstersen korumaları hazırlayayım. Bir saate de çıkarız."
"Her şey..." diyerek elimi masaya vurdum. "Her şey sorunsuz olsun. Hiçbir sorun istemiyorum. Şimal'i havaalından hemen alıp çıkacağız. Kimse hiçbir şey anlamayacak"
"Tamamdır abi, herşeyle bizzat ilgileneceğim. En iyi adamlarımızı da şimdi hazırlayacağım, yola çıkalım"
***
BİR SAAT SONRA:
HAVAALANI:
"Her şey hazır değil mi?" dedim soru babında. Eksik bir şeye artık tahammülüm yoktu.
Kara Şah'ın himayesinden kaçmış birini zaten hazmedemiyordum. Eksik bir şey olursa darmadağın ederdim her şeyi.
"Hazır abi, korumalar normal bir kıyafetle şuan havaalanın da geziyor. Şimal hanım havaalına gelmemiş."
"Kapının önlerinde beklesinler. Sakın gözden kaçırmasınlar."
"Tamam abi ben şimdi tekrar kontrole gidiyorum." diyerek arabadan indi.
ALİ:
Etrafa kısa bir göz atıp, kapının önünde duran korumaya doğru ilerledim.
"Bir sorun yok değil mi?" Diye sordum.
"Hayır yok Ali bey."
"Tamam, gözünüzü dört açın. Asla Şimal Hanımı gözden kaçırmayın. Bir hatayı daha Kara Bey affetmez." diyerek elimi salladım.
"Dikkatli olacağız Ali Bey." deyip başını salladı.
Arkamı dönerek havaalına gireceğim anda gördüğüm simayla olduğum yerde kaldım.
Büşra...
Büşra buradaydı. Yıllardır görmediğim kadın tam şuan da buradaydı. Onu görmeye hazır değilim. Yıllardır ortada olmayan, aniden kaybolan kadın şuan tam dibimdeydi.
Yutkunup geriye doğru bir adım atıp baktım. Elinde büyük bir valiz ve çantası vardı. Ayakta durmuş, elinde ki telefonla birkaç saniye uğraştıktan sonra kulağına götürüp biriyle konuştu.
Bir kaç dakika hararetli konuştuktan sonra telefonu kapatarak çantasına koyup etrafına baktı, baktı, baktı.
Beni farketmemesi adına birkaç adım daha geriye giderek kolonun arkasında durdum.
Birine el sallayarak ona doğru yürümesiyle baktığı yöne baktım.
ŞİMAL
Kara Şah'tan kaçan kadın Şimal buradaydı.
Yavaş yavaş taşlar yerine otururken içimden bir küfür daha savurdum.
Şimal'in arkadaşı benim tanıdığım Büşra'ydı demek ki...
Siktir, siktir, siktir...
En baş düşmanımızın kızı Büşra, ne kadar sevdalanmış olsam da ondan başka kimseyi hayatıma almamış olsam da o artık benim için yasak elmaydı. Olmazdı.
Şimal, demek ki Kara Şah'a oyun oynamıştı. Aramıza sızmıştı. Haindi. Demek artık kadınları da alet ediyorlardı. Sertçe yutkundum. Herşey sarpasarmıştı bile.