1. BÖLÜM: KARA ŞAH

1004 Kelimeler
2 YIL ÖNCE ŞİMAL YILMAZ: "Çalkalanıyor resmen." diyerek yerinde duramayan Büşra'ya baktım. "Adamın adı ün almış her yerde o konuşuluyor. Herkesin dilinde geziyor..." hayranlıkla "Kara Şah." Diye adını mırıldandı. "Herkes onu sayıklarken neden kimse onu bulamıyor" Omuz kırıp arkadaşıma baktım öyle bir hayranlıkla anlatıyordu ki, ben bile tanımadığım adamı şimdiden merak etmiştim. "Adamın bu kadar neyi var ki?" dedim. Büşra gözlerini belirtip oturduğumuz masa da bana doğru eğildi. "Adam hem mafya..." deyip alt dudağını ısırarak kısa bir es verdikten sonra sesini daha da kısıp "Hemde KURALCI bir DOMİNANT" Şokla "Ne." diyerek sesimi yükseltmemle kafede ki birkaç göz bize döndü. "Sessiz." diyerek elini ağzıma kapattı "Bu adamı ulu orta yerde konuşamayız herkes yanlış anlar." diyerek sinirle homurdandı. "Herkes adamın adını biliyor. Çoğusu da biliyor zaten sen nasıl duymadın Şimal?" diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Ben bu tür şeylerle pek ilgilenmiyordum ama bu adam ilgilimi çekmedi değil hani. "Herkes adını duymuş neden kimse görmemiş ya da tanımıyor?" diyerek konuyu başka tarafa çektim. Omuz kırıp dudaklarını büktü "Bende bilmiyorum. Adamı gören de yok, yalnızca adı ve soyadı var. Herkes böyle tanıyor ha bi de az önce söylediğim şey." deyip göz kırptı. "Bence yalan." dedim. Saçma sapan bir söylentiydi, belli ki ağızdan ağıza böyle yayılmıştı. "Bana da ilk başta öyle geldi ama..." diyerek oturduğu sandalyede geriye yaslandı "Ne bileyim öyle çok konuşulunca inandım." "Bence inanma Büşra, adamı gören bile yok. Belli ki biri insanlarla dalga geçiyor." dedim. "Olabilir." Sessizce bende mırıldanarak "Olabilir." dedim. *** İKİ YIL SONRA: "Kara Şah" Dediğinde yerimde titredim. Ellerim, ayaklarım boşaldı bir anda. Karşımdaydı, iki yıldır peşinden koştuğum kim olduğunu didik didik aradığım adam şuan karşımda rahatça oturuyordu. Yutkundum. "Neden peşimdesin Şimal Yılmaz." Adımı da biliyordu, alt dudağımı ısırıp gözlerine baktım. O kadar korkutucu ve kendinden emin duruyordu ki, bu benim hayalimde ki adam değildi. Ben böyle bir şey beklemiyordum. Çok korkutucuydu, ben ne yapacağımı bilmiyordum. Ortada kalmış bir halde yalnızca adama bakıyordum. "Amacın ne senin?" Diye sordu. Sesinde ki tehdit edici tını, vücudumu ürpertti. "Sana diyorum duymuyor musun Şimal Yılmaz. Amacın ne senin, neyin peşindesin. İki yıldır tüm villaların etrafında gezdin. Neden?" İki yıldır peşinde olduğumun farkında mıydı yani? O kadar da dikkatli olmuştum ve saklanmıştım. Demek ki saklanamamıştım. Yerinden ayağı kalkmasıyla bir adım geriye attım. O ise hiç istifini bozmadan üstüme üstüme doğru gelmeye devam etti. Bu karanlık, siyahlara bürünmüş odada bizden başka hiç kimse yoktu. Tüm korumaları da odadan çıkarmıştı. Yalnızca Kara ve ben vardım. Kara, adı gibi etrafı da karaydı. Son adımımı da geriye atmamla sırtımı duvara çarptım. Ah lanet olsun, yolun sonu görünmüştü bana. Bittin sen Şimal, kendi kazdığın kuyuya kendin düştün kızım. Bu adamdan kurtuluş yoktu. Ellerini iki yanıma koyup bana doğru başını eğerek "Sen.." diyerek sertçe yutkunmasıyla adem elması yukarı aşağı oynadı. Gözlerim direkt oraya kaymıştı. "Beni neden arıyordun? Son kez soruyorum bir daha sormam." Yutkunup, gözlerine baktım. "Adını duydum." dedim zoraki bir sesle ama öyle korkuyordum ki bu sesime bile yansımıştı. "Senin..." Tek kaşını kaldırıp indirerek "Adımı duydun?" dediğinde başımı sallayarak onayladım. "Mafya olduğunu öğrendim. Ama asıl konu bu değil, başka bir şey de varmış. O yüzden aradım seni başka bir amacım yok." dedim bir çırpıda hızlıca konuşarak. "Başka bir şey?" "Hıı." Diye mırıldandım. "Neymiş o başka bir şey?" Gözlerimi kırpıştırıp, derin bir nefes aldım. Soğuk soğuk terliyordum resmen. Kendi de ne olduğunu biliyordu ama ısrarla üstüme üstüme gelerek soruydu. "Şimal..." elini önüme düşen saçıma götürüp kulağımın arkasına götürürken başını kulağıma eğerek kısık bir ses tonuyla "Kuralcı ve Dominant yanımı mı merak ettin?" Zoraki bir sesle "E-evet." Diye mırıldandım. Evet merak ediyordum hem de deli gibi. Gerçekten deli gibi yani, iki yıldır bıkmadan usanmadan bu adamı aramıştım. Tam vazgeçmiştim derken son kez bu villaya bakmak istemiştim. Ve bulmuştum da. Kara Şah gerçekti. Bu adam gerçekti. Peki bundan sonra ne olacaktı? Bulmuştum ve merakımı gidermiştim. Bitmişti miydi? Hayır... Asıl şimdi başlıyor gibi hissediyordum. Başını geriye çekip nefesini yüzüme üfledi. "O yanımla tanışmak istersin diye düşünüyorum. İki yıldır o kadar uğraştın. Hiç kimse... Ama hiç kimse bu kadar uğraşmadı Şimal." Adım dudaklarından öyle güzel çıktı ki, tanımadığım adama eridim, bittim. Bana ne oluyordu böyle. Bu hislerde neyin nesiydi. Hemde korktuğum bir adama. "Dillerden dillere dolandığına göre benden önce seni görmüşler ve konuşuluyorsun" diyerek baktım. İki yıl önce tüm şehir onu konuştu ama bir süre sonra aniden herkes susmuştu. Hatta yakın arkadaşım Büşra bile artık konuyu açmaz olmuştu. Neden olduğunu sorduğum da boşver diyerek geçiştirmişti. Daha fazla üstelemek istemediğim için konu öylece kapanmış gitmişti. "Biliyorum." dedi tüm ciddiyetiyle "Sadece denedim." Dediğin de kaşlarımı çattım. "Anlamadım." diyerek gözlerimi kısarak gözlerine odaklandım. "Herkesi denedim ve sen bu sınavdan geçen tek kişi oldun Şimal Yılmaz" Şaka mı yapıyor diye dikkatle baktım ama yapmıyordu çok ciddiydi. Gerçekten bunu yapabilirdi, o güç onda vardı. Ama neden... Neden yalnızca ben bu işin peşine düşmüştüm. Başka kimse merak etmemiş miydi? "Merak ediyor musun Kara Şah'ı" Onaylamam için bütün dikkatliyle bana baktı. İki yıldır zaten merak ettiğim için peşindeydim ben. Evet merak ediyordum ama bir an da sorunca ne diyeceğimi şaşırmıştım. "Ben-" diyerek kesik kesik konuştum. "Aslında seni görüp bu işin peşini bırakmak istiyordum." dedim. Bu işe başlarken bu böyleydi ama şuan işler değişmişti. Kara Şah tam karşımda, hatta dibimde dururken aklım çoktan kaymıştı desem doğru olurdu. Bu kadar yaklaşmışken bırakıp gitmek istemiyordum. Bir gece, yalnızca bir kez olacaktı. "Yani?" "Yanisi." dedim hemen cevap vererek "DOMİNANT tarafını görmek istiyorum ben." "Emin misin Şimal. İyi düşün, öyle kararını ver. Benim kurallarım vardır. Kırmızı kurallar..." Kırmızı kurallar derken üstüne basa basa dillendirmişti. Bu da neydi böyle ilk defa duymuştum. Kara Şah hakkında ki her şeyi en ince ayrıntısına kadar araştırmış olmama rağmen bunu yeni duymuştum. "Kurallar." dedim devam etmesi için. "Aynen kurallar. DOMİNANT yanımın diğer tarafında kurallar vardır Şimal. Geçilemez hatta itiraz edilemez kurallar. Eğer bana evet dersen, yatakta istemiyorum diyemezsin. Kırmızı kuralın birinci kuralı budur. Ayrıntılarını öğrenmek ister misin? Yoksa şuan hemen arkanı dönüp gitmek mi istiyorsun. Sana bırakıyorum kararı Şimal, düşün hemen. Yalnızca bir dakikan var." O konuştukça nefeslerim hızlandı. Ne kadar korksam da, bir yanım evet de diyordu. Buraya kadar gelmişken bırakamazdım. "Son on saniyen." Bir elimi beyaz gömleğinin üstünden göğsüne koyup, tüm cesaretimle "İstiyorum, kuralları söyle."
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE