-Çünkü, deyip devam edecekken kapı tıklanıp cevap beklenmeden açıldı. Gelen Hakandı, onu görünce ister istemez gerildi çünkü karşısında oturan adamı çoktan aramaya başladığına emindi.
-Önemli bir görüşmedeyim, diyerek adamın gözlerine baktı. Arkası dönük olan gençse şimdilik şanslıydı.
-Ben beklerim diyerek üçlü koltuğa oturdu sanki özel diye ona söylenilmemişti.
-Neyse bu konuyu daha sonra konuşalım diyerek kartını hâlâ ağlamaklı olan gence uzattı. Genç mecbur kartı alıp çıktı odadan.
-Burada olmanızı neye borçluyum acaba? diyerek sitemle soludu ama adam bundan etkilenmeyecek kadar rahattı.
-Birazdan anlarsın, dedikten sonra çok geçmeden kapı tıklandı. "Gel" yanıtını duyan üç kişi içeri girdi fakat yanlarında bir masa üzerinde kapalı servisler vardı.
-Nedir bu dedi Pelin şaşkınlığını koruyamayarak.
-Ameliyata gireceksin karnını güzel doyurman lazım, altı saat uzun bir süre karnın acıkırsa dikkatin dağılabilir.
-Tövbe tövbe ya!
-Bırak istiğfar çekmeyi de kalk buraya gel! dediğinde servisleri açan kıza bakarak masasından kalkıp üçlü koltuğun önüne getirilen masanın başına geçti. Yemekler gerçekten enfes gözüküyordu.
-Güzel bir hizmet anlayışın var şu an hayır diyemeyeceğim.
-Hizmette sınır tanımam doktor! Bunu zamanla daha iyi göreceksin!
-Ameliyattan sonra herkes rotasına dönecek! Zamana yayılacağını düşünmüyorum.
-Sen öyle san! dedi adam dudaklarının arasında geveleyerek, Pelin anlamasa da önemsemedi ve masada duran hafif ama muhteşem görünen yemeklere odaklandı.
Güzel ve sakin geçen yemeğin ardından iki kişi masayı da alıp çıktılar. İçeri girdiğinden beri ayakta bekleyen diğer kızda bir işaret bekliyor gibiydi.
-Şimdi ben çıkıyorum, hanım efendi sana masaj yapacak! Tadını çıkart ve iyi dinlen odaya asistanından başkasını aldırmıyorum, rahatına bak! dedikten sonra çıkıp gitti.
Pelinse kendisine doktor diye kabaca seslenirken masaj yapan kadına hanım efendi dediğini düşünüyordu. İsterse kendisine karşıda kibar olabilirdi ama olmuyordu.
***
Ameliyat hazırlıklarının tamamlanmasının ardından, doktorlar ve hemşireler başlamak için son hazırlıklarını yapıyorlardı. Pelin ellerini steril yaptıktan sonra asistanı Burcunun eldivenlerini takması için ellerini ona doğru uzattığında gözlerinin içine bakıp gülümsedi.
Soğuk ameliyathanede tek ses makinalardan gelen sinyal ve makinaya bağlı sağlıklı kalbin çalışma sesiydi. Hastanın başında ise tam beş kişi dikiliyordu.
Kalp nakli koordinatörü, Transplantasyon süreci boyunca hasta, aile ve diğer transplantasyon ekibi arasında iletişimi sağlamak için, Enfeksiyon hastalıkları uzmanı, Oluşabilecek infeksiyonlara karşı hastaları korumak, oluşmuş olan hastalıkları tedavi etmek için bekliyordu.
-Ortotopik kalp nakline başlama saati 14:05, diyerek eline neşteri alan Pelin göğüs kafesi üzerinde ilk kesiği attı. Ardından katları itinayla keserek göğüs kemiğine ulaştı. Ameliyat edeceği bölgeyi net görebilmesi için soğuk metal açıcıyı yerleştirilmesini bir kaç saniye bekledikten sonra kalbi koruyan kemikleri keserek stabil olan kaba koydu. Hemşire metal soğuk kabı kenara koyarak dikkatle beklemeye başladı.
Kadın Doğum uzmanı Ayla bebeğin kalp atışlarını dinlerken durumun hiç iç açıcı olmadığını düşünüyordu. Bebek yaşarsa narkozun etkisiyle engelli doğabilirdi, o daha vuku bulmamış kalbi durursa annesini öldürebilirdi.
***
Ameliyathanenin önü ölüm sessizliğiyle kaplıyken, telaşlı bekleyiş devam ediyordu. Bekleme salonun sessizliğini açılan sürgülü kapı bozduğunda bekleyen herkesin gözü kapıya ilişti. Çıkan kalp nakli koordinatörüydü, hasta yakınlarıyla göz göze geldiği anda hepsi birden yanına geldi.
-Bir sorun mu çıktı? diye soran Adnan beydi. Hakan'da vereceği cevabı duymak istemiyordu, çünkü sonucun korktuğu gibi olması onu üzüyordu.
-Ameliyatta üç saati tamamlamış bulunuyoruz, şimdilik her şey normal hocamız sağlıklı kalbi takmak için hazırlanıyor, diyen koordinatöre gözlerindeki umutla baktı Hakan ve derin bir nefes alarak koltukların olduğu bölmeye geçti.
***
Pelin vericinin sol atriumunu alıcının sol atriumuna dikerken monitörden gelen sesle hemşiresine baktı, hastanın durumunda bir sıkıntı yoktu. Telaşla başını Ayla'ya çevirdi, gözlerinden durumun hiç iyi olmadığı belliydi.
-Bebeğin kalp atışları durmak üzere, uzun süre dayanamaz.
-Ne kadar vaktimiz var!
-Böyle giderse yarım saatten az.
-Benim iki saatte ihtiyacım var!
-Üzgünüm böyle giderse bebeği kaybedeceğiz, dedikten sonra Pelin olumsuz anlamda başını iki yana sallayıp atriumu dikmeye devam etti.
Bebeğin kalbinin durmasıyla Ayla kürtaja başlarken olabildiğince hızlı davranıyordu, en ufak bir aksilik annenin kaybına yol açabilirdi.
Kürtajın tamamlanmasıyla Pelin'in sağ atriumu dikmeye başlaması aynı anda oldu.
***
Ameliyathanenin önündeki uzun bekleyişin ardından, hasta yoğun bakıma alınırken ilk önce Pelin ardından tüm ekip kapıdan çıktı. Herkes dağılırken doktoru olarak son konuşmayı Pelin yapmaya başladı.
-Hepinize geçmiş olsun, ameliyat başarıyla tamamlandı. Önümüzdeki kırk sekiz saatin ardından yeni kalbi hastamızın kabul etmesi için elimizden geleni yapacağız. İlk kural sağlam bir bilinçaltı ve iyi bir psikoloji, bunun için siz yakınlarına çok iş düşüyor. Tekrar geçmiş olsun, diyerek başıyla selamlaştıktan sonra üzerini değiştirmek için odasına doğru yürümeye başladı.
Asansörün başına geldiğinde arkasını dönüp Hakan'la göz göze geldi. Ailesinin yanında onu özel çağıramazdı bunun için gözleriye gel işareti yaptı. Hakan'da bunu bekliyor gibi hızla peşinden gitti. Asansöre bindiklerinde ilk konuşan Hakan oldu.
-Söyle doktor! İnşallah bir sıkıntı yoktur.
-Maalesef bebeği kurtaramadık.
-Ben onları korumayı başaramadım, diyerek kederlenen gözleri sinirle parlamaya başladığında Pelin ondan ciddi anlamda korkmuştu.
-Lütfen sakin olun.
-Bu saatten sonra sakin filan olamam! Yakındır bir kaç gün sonra elimde olacak o adi herif!
-Bence sakin olmanızda fayda var bu kardeşiniz için önemli, unutmayın ki bedenin kabul etmesi gereken bir kalp var! Kalp kırıklığını tamir etmeye çalışmak en mantıklısı olacaktır. Hem belki kardeşini gerçekten seviyordur.
-Gerçekten seven yarı yolda bırakmaz, üstelik hamileyken.
-Belki hamile olduğunu bilmiyordur bence yargısız infaz yapmamak gerekir!
-Doktor ne biliyorsun söyle! diyerek imayla gözlerine baktığında asansör durmuştu. Pelin kurtarmak adına kapıya doğru bir adım attığında hızlıca önü e geçerek onu durdu. Zeki bir adamdı bu yüzden Pelin hızla kendisini kurtaracak cümleyi düşünmeye başladı.
-Sana sordum doktor! Yoksa o adamı tanıyor musun?
-nereden tanıyabilirim, sadece ihtimalleri söylüyorum, diyerek hızla asansörden çıktı ve odasına doğru koşar adımlarla ilerledi. Kapıyı kapatıp içeri gireceği anda uzun parmaklı sağ el tarafından kapının kapanması engellendi.
Odaya giren adama aldırış etmeden dolabına doğru ilerleyerek çantasını alıp önce içinden telefonunu çıkardı. Gelen aramalara hızlıca bakıp telefonu tekrar çantasına attıktan sonra odanın çıkışına doğru bir adım attı. Aynı anda önüne geçen adama aldırış etmek istemese de mecbur durup ne var der gibi yüzüne bakmaya başladı.
-Nereye gidiyorsun doktor?
-Ben bir makina değilim Hakan bey! Müsaade ederseniz evime dinlenmeye gitmek istiyorum.
-Ya kardeşim? Böyle bırakıp gidemezsin!
-Asistanım burada olacak ve şu an her şey yolunda kontrollü bir şekilde uyutuyoruz onu, şimdi müsade ederseniz gideceğim.
-Bana bak taşralı doktor! Fazla güveniyorsun kendine ve beni hafife alıyorsun dikkat et bundan ötürü pişman Olmayasın!
-Ne o beni tehdit mi ediyorsun! Bilesin ki bana sökmez, şimdi çekil önümden! demesiyle şen bir kahkaha attı adam.
-Demek sinirlenince senin içindeki salon kadını da Yok olup gidiyor. Baksana bir dakikada siz demeyi bıraktın yine!
-Bela olmasan iyi edersin ve bence şimdi çıkıp kardeşinin yanına gitmelisin.
-Evine bırakayım doktor seni!
-Gerek yok ben giderim.
-Yorgunsundur şimdi.
-Yorgun olmam birinin korumalığına ihtiyaç duyduğum anlamına gelmez, o yüzden şimdi müsaadenizle, dediğinde Hakan daha fazla itiraz etmeyerek çekildi ve geçmesini bekledi.
Pelin arabasına yaklaşırken arabasının başındaki genci fark etti, bu Hakan'ın deli gibi aradığı hastasınında en hassas noktasıydı. Yavaşça yanına yaklaşırken başıyla selam verdi.
-O nasıl? Diyen buğulu gözler Pelin'in içine işlerken yakalanırsa başına neler geleceğini düşünüyordu.
-Önümüzdeki kırk sekiz saat içinde belli olacak ama ameliyat İyi geçti.
-Onu görebilir miyim?
-Doktoru olarak izin verebilirim ama bir dost olarak tavsiye etmiyorum abisi her yerde seni arıyor.
-Umrumda değil sonunda ölüm olsada göreceğim!
-Bence biraz zamanını beklemelisin derken arkasından gelen ses ürpermesene sebep oldu.
"Ne o doktor, bakıyorum da dinlenmeye gitmemişsin! Burada olacağını bilsem eşlik ederdim diyerek imayla genci süzdü, aynı anda Pelin'de arkasını dönüp Hakan'a baktı.
O an Pelin'in aklından geçen tek şey bu bermuda üçgeninden nasıl çıkacağıydı.