ASMÎN ÇELEBİ; Telefonu şarja takıp biraz dolmasını beklerken, Rojgül ve Evin’in de hazırlanmasını bekledim. Canım sıkkın bir halde kollarımı göğsümün altında toplayarak sandalyede geriye yaslandım, “Gelin hanımım, bir şey yemediniz.” “Canım istemiyor” diye mırıldandım. Aklımda sadece Ezman ile olan konuşmalarımızdaydı. En son bana güvenmesini söylemiştim fakat bir şey demeden görüşürüz diyerek kapatmıştı. Her zaman ki gibi kaçıyordu, kaçmak onun bir huyuydu. Sadece anlamak istesem de anlayamıyordum. Bir şeyleri açıklamıştı evet ama ben yine ikilemdeyim, oturtamıyordum. Her sayfa benim için çok yarımdı, hikayeyi yarım yarım dinlemiştim. Ezman’ın geçmişi yaralıydı evet kabul ediyordum ama ya sonrası, bu kadar yıl bir başkası hayatına girmemiş miydi? Ya da birine bir şans vermemiş miydi?