6. BÖLÜM

1125 Kelimeler
6. BÖLÜM Beril sabahtan beri delirmek üzereydi, en azından aklında olan saatin erken oluşuydu. Şu an saat konusunda hiçbir fikre sahip değildi. Ve bu ona berbat hissettiriyordu, bununla nasıl başa çıkacak artık hiçbir fikri yoktu. Kendini açlıktan ölmek üzere hissediyordu. Zincirlerin uzun olduğuna dua eder hâle gelmişti. Tekrar ayağa kalktı oturalı halbuki bir iki dakika olmuştu. Açlık şu an onu delirtiyordu, midesinde öyle büyük bir ağrı vardı ki dayanamıyordu. Ama bu kez uslu durmayacaktı, kollarından tutarak kaldırdığı sandalyeyi gözünün gördüğü göremediği her yere rastgele savurdu ve bazı objeler yere düştü bazıları ise olduğu yerde devrildi. Sinir sistemi artık çökmek üzereydi ve bu Yavuz denilen adamın tam da istediği şeydi. Güçlü olmak zorunda olduğunu biliyordu ama bunu nasıl başarabilecek onu bilmiyordu. Biraz sakinleştiğinde dönüp odaya bakma fırsatı buldu, oda resmen talan olmuştu. Odanın bu hâli sinirlerini bir parça rahatlatsa da hâlâ kendinde sayılmazdı. Derin nefesler alıp vererek kendine gelmeye çalıştı. O bir ceza avukatıydı ve çok zor durumlarla karşı karşıya kalmıştı. Bu da onlardan biriydi ve eğer kontrolünü kaybetmezse buradan çıkabilirdi. Şimdi aklını kullanıp, buradan çıkabilmenin yollarını arayacaktı. İlk önce Yavuz'un gerçek derdi ne buna odaklanmalıydı, eğer bunu öğrenirse sonuca da ulaşabilirdi. Odasını da böyle talan ettikten sonra onunla nasıl uzlaşır bilmiyordu ama deneyecekti. Yoksa burada daha fazla kalacak gücü yoktu. Kıymetini bilemediği güneşi görmeyi öyle özlemişti ki bunun nasıl bir his olduğunu unutmuş gibiydi. Sandalyede sakince oturmaya çalışırken içeriden tıkırtılar duyulmaya başladı. Yavuz gelmişti. Beril, odayı bu hâlde göründe ne yapacak diye düşünmeden edemedi. Biraz da onun sinirlerinin gerilme vakti gelmişti. Şimdi o düşünsündü. Bu gururla sandalyede biraz kaydı ve sırt kısmını boynuna dayayarak başını geri yasladı. Bir bacağını diğer bacağının üzerine atarak odanın kapısının açılmasını gözleri kapalı beklemeye başladı. Yavuz odanın kapısını açıp içeri girdiğinde gördüğü manzara beyninin dönmesine sebep oldu. Birçoğunu dünyanın en iyi mağazalarından aldığı aksesuarları etrafa saçılmış. Huzur bulmak için kaçtığı odası yerle bir olmuştu. Bunun müsebbibi de gözlerini kapamış bir de plajda gibi oturuyordu. Derince soluklar alırken elindeki yemeği sıcak tutan kabı konsolun üzerine koydu ardından Beril'in karşısına geçerek, "Çok keyif alıyorsun değil mi? Al! Nasılsa birazdan ben daha fazla keyif alacağım." dedi ve karşısına bir sandalye çekti. Beril ne olduğunu anlamak için gözlerini açtığında Yavuz yemek kabını açtı içinden büyük boy bir tepsi çıkarttı ve hemen Beril'in karşısındaki sandalyeye geçerek oturdu. Tepsiyi de dizlerinin üzerine koyarak, "Sen yemek, istemiyorsun anlaşılan." dedi ardından dumanı üzerinde tütmese de sıcak olan çorbayı eline alarak kokladı. "Imm, muhteşem kokuyor, şef bu akşam için İtalyan mutfağından bir şeyler çıkarmış. Ah İtalyanlar ne kadar da damak tadımız benziyor." Beril'in, onun çorbayı içmesine dayanacak gücü yoktu. Hızlıca gözlerini kapadı ve gerçekten bir sahilde olduğunu hayal etmeye başladı. İçinden burnunun koku almaması için dua ediyordu ama bu mümkün değildi. Tepsiden odaya öyle güzel kokular yayılmıştı ki bunu duymamak mümkün değildi. "Hele şu Caponata, muhteşem olmuş." "Lanet olası herif, git başımdan." Beril şu an nefsiyle çok büyük bir savaşa girmişti. Ona boyun eğmemeliydi. Yavuz'un istediği ise Beril'in ona yemek için yalvarmasıydı. "Biraz yalvar veya sen bilirsin, kime çalıştığından anlatmaya başla ben de sana merhamet edeyim." "Sen kimsin de bana merhamet edeceksin. Senin karşında eğilirsem o gün kendimi intihar edeceğim." Yavuz bir an böyle kusursuz saf bir güzelliğin dünyadan silinip gitme ihtimalini düşündü. Ne büyük kayıptı... Yavuz o görmese de sinsice gülümseyerek yerinden kalktı ve tepsiyi aynı yere koydu ardından eline lazanya tabağını ve bir çatal aldı. Gözleri kapalı olan Beril'e doğru yaklaştı ve hemen önünde durarak tabağı burnuna doğru yaklaştırdı. Beril baharatların kokusunu aldığında ağzının sulanmasına engel olamadı. Bu eziyet böyle ne kadar devam edecekti ki? Hemen bitmek zorundaydı. Yavuz elindeki çatalı tabakta gezdirip sesler çıkarırken, "Öyle lezzetli bir lazanya ki şefi yarın özel olarak tebrik edeceğim." dedi. Beril ağzındaki sulanmayı engellemek için dudaklarını yaladı, hâlâ gözleri kapalıydı. Yemeğin kokusu ile şu an nefsini terbiye etmeye çalışıyordu. Yavuz onun acı çeken yüzünü izlerken dudaklarını yaladığını görmesi duralamasına sebep oldu. Yüzü artık acı çekmeyi bırakmış, yemeğin kokusuyla kendine güzel manalar çıkarıyordu. Son olarak kendine mukayyet olamayarak dudağını ısıran Beril toparlanmaya başlamıştı ama bu kez gardı düşen Yavuz'du çünkü onu dudaklarını yalayıp sonra da ısırırken lezzet almasını izlemek, bunu yaparken yüzünün ifadesinin sevişiyor gibi görünmesi Yavuz'u bir saniyede başka hülyalara sokmuştu. Yavuz derin bir nefes alarak ondan uzaklaştı, kokunun uzaklaşmasıyla gözlerini açıp sandalyede doğrulan Beril ona karşı zafer kazanmanın hazzını yaşıyordu ama hâlâ açtı. Yavuz gergindi ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordu. Her şeyi bir an önce konuşup onu buradan göndermesi gerekiyordu. Yoksa işi çok zordu. Beril şu an acı çekse de güçlü görünmek için gülümsedi. Deli gibi açtı ve bunu Yavuz da biliyordu. Yavuz sonunda dayanamayarak elindeki tabağı tepsiye koydu ve Beril'e dönerek, "Eğer odamı eski hâline getirirsen, sana yem..." diyecekken Beril onun sözünü tamamlamasına müsaade etmeyerek, "Evet kabul ediyorum." dedi, bunu beklemeyen Yavuz genişçe gülümsemiş kusursuz gülümsemesi dudaklarında bir müddet kalmıştı. Yavuz sakince yanına yaklaşarak cebinden çıkardığı anahtarla kelepçeleri çözdü ve onu serbest bıraktı. Kolları, bağlı durmaktan iyice ağırlaşan Beril buna aldırış etmeden tepsinin yanına gitti ve hızlıca alarak yere oturdu. Sandalye tepesinde oturmaktan her yeri tutulmuştu. Beril, Yavuz'un kendisi hakkında ne düşüneceğini umursamadan hızlıca yemekleri yemeğe başladı. Her birinin tadına önce ayrı ayrı baktı ardından en az beğendiğinden yemeğe başladı. En güzel olanı sona bırakacaktı. Yavuz daha önce böyle korkusuzca yemek yiyen bir kadın tanımamıştı, kimle yemek yediyse kırıla kırıla yemek yemiş ve böyle lezzet almamışlardı. Ya çok açtı ya da kilo alacağım korkusu yoktu. Fiziği bunun aksini söylese de karar veremedi. Bedeni öyle kusursuzdu ki ancak böyle, detoks sularıyla kalabilirdi. Onun yerinde başka bir kadın olsa açlıktan bu kadar etkilenmezdi ama o hem etkilenmiş hem de yemek yemeğe korkmamıştı. Yavuz ise kendini onu keyifle izler bulduğunda gerilmişti. Bunu ise Beril'in yemeği bittiğinde fark etmişti. Beril tepsiyi yerine koyarken, "Bana bir diş fırçası ayarla yoksa tuvalete gittiğim ilk an senin diş fırçanı kullanırım." dedi. Yavuz bu tehditten hoşlanmamıştı, yüzünü buruşturarak, "Çok iğrençsin." dedi. "Sen bilirsin, istersen ayarlama!" "Bence sen çok konuşma ve şuraları topla." "Sonra toplasam, bir de bana daha uygun giysiler..." Beril devamını getirmeye çekinmişti, sanki burada oteldeydi de giyecek bir şeyler istiyordu. Hemen bu isteğinden vazgeçerek sustu. "Lavaboya gitsem iyi olacak." "Ne işin varsa çabuk hallet, sabaha kadar bir daha gelmeyeceğim. Çok acil bir şey olursa, şu kırmızı butona basarsın." diyerek küçük kumanda gibi bir aleti onu bağlayacağı sandalyenin koluna bıraktı. Beril onu başıyla onaylayarak banyoya doğru geçti. Önce üzerinden çıkardığı elbiseyi ve iç çamaşırlarını yıkadı ardından onları kabinin camına astı ona bana giysi lazım demekten bin kat iyiydi bu yaptığı. O modern görüntüye tezat düşen bu durum, Beril'in gülümsemesine sebep olmuştu. Sıkı bir duşun ardından dolaptan bir havlu aldı ve kollarını yukarı kaldırarak göğsünün üzerinde sıkıca bağladı. Yavuz'un ne diyeceğini ve ne düşüneceğini umursamadan banyodan çıktı. Yavuz salonda telefonuyla bir şeyler yapıyordu. Onun çıktığını kapı sesinden anladığında başını telefonundan kaldırdı ve o yöne baktı. Ama beklediği manzara onu böyle yarı çıplak karşısında görmek değildi.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE