Uzun zamandan sonra derin bir uyku çekmenin mutluluğuyla gözlerimi açtım. Uyuyabilmek güzel nimetti doğrusu; sürekli kâbus görenler ne demek istediğimi anlar. Her gün korkuyla uyanan ben, bugün huzur içinde uyanmıştım. Uzun zamandan sonra içime dolan bu huzur, bir yandan da kendimi suçlu hissettiriyordu. Çünkü bu huzurun bir gün canımızı yakacağından korkuyordum. Yatakta doğrulup etrafıma baktığımda, Kumru’nun her zamanki gibi çoktan uyanıp gitmiş olduğunu gördüm. Gözlerimi devirerek yataktan kalktım. Odada iki yataktan başka hiçbir şey yoktu. Sırt çantamı açıp içinden siyah, uzun kollu, dizlerimin altında biten triko elbisemi çıkarıp üzerime geçirdim. Üzerine de siyah, uzun triko hırkamı giydim. Havalar yavaş yavaş soğumaya başlamıştı; artık kışlık birkaç şey almak zorundaydım. Telefonum

