Bağırdım, ağladım, çığlık attım ama hiçbir işe yaramadı. Gözleri tamamen kapanan Pamir ile yerimde oturup kalkarak "Pamir..." diye son bir çığlık attım. Beni bırakma ne olur. Bizi bırakma... Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, sadece bildiğim Pamirin cebinde ki telefonu bulup alarak, şöforünü arayıp haber verdim. Burada bize yardım edecek hiç kimse yoktu. Yalnızca Pamir ve ben vardım. Bulanık gözlerimle zar zor etrafa bakarak gelen arabayı kontrol ettim. Üst üste sıra üzerine duran arabaların ardından en önde tanıdığım simayla derin bir nefes alıp verdim. Elini sıkı sıkıya tuttuğum Pamir'e tekrar dönüp, "Pamir, sevgilim." Diye mırıldandım. İyi olacaktı, bizi bırakmayacaktı. Biliyordum her şey eskisi gibi olmasa da biz, biz olacaktık. Buna inanıyordum. "Yenge, yenge." yanımda