5. BÖLÜM

1429 Words
Salman, delici bakışlarını Duru'nun gözlerinden bir saniye bile ayırmadan vereceği cevabı beklemeye başladı. Ama Duru küstahlıkta sınır tanımayarak, "Gelirim," dedi meydan okurcasına ve üzerine yürüdü. Kendi de bu cesareti nereden bulduğunu bilmiyordu. Prens olduğunu hissettiren resmi bir tavırla, "Dışarı çık!" dedi sesi sertti. Bakışları ilk kez bu kadar korkutucuydu. Ama Duru'nun pek akıllı olmaya niyeti yoktu. Sonunda o deli cesareti tekrar geldi ve "Çıkmazsam ne olacak, buraya geldim diye rahat edeceğini mi sandın?" dedi, adamın dibinde duruyordu. "Çık dedim sana!" Duru da "Çıkmıyorum." dedi inatla, aynı anda kollarından tuttu ve hızla yüz seksen derece döndürüp arkasında ki duvara sertçe itekledi. "Hâlâ çıkmamakta kararlı mısın?" diye sordu ses tonu tehdit ettiğinin kanıtıydı ve kendini kontrol edemediği belliydi. "Diyelim ki kararlıyım," dediğinde yüzüne doğru yaklaşmaya başladı eğer öperse yumruğu yerdi pis sarıklı, neredeyse dudakları değecekti ki tuttuğu kollarından kenara itekleyerek Duru'nun kendinden uzaklaşmasını sağladı ardından dolabına giderek bir şeyler çıkartıp Duru'nun yüzüne attı. "Şimdi çık," dedi ve tekrar banyoya döndü, Duru da o an odasını inceleme fırsatı buldu. Yaptığından utanmıyor bir de adamın odasını inceliyordu. Yuh ulu orta duran bir jakuzi bile vardı, içindeki ses, "Sus Duru sus bunlar hoşuna gitmemesi gereken detaylar," diye telkinler verirken hayıflandı ardından usulca çıkıp kendisine verilen odaya geçti. ***************** Kapının tıklanmasıyla uzandığı yatakta doğruldu ve "Gel" dedi, saniyeler içinde kapı açıldı, içeri giren kızıl saçlı kızdı. "Salman Bey yemek için sizi bekliyor." dedi fakat bu nazikliğin arkasından ona saydırdığına emindi. Üzerine üç dört beden büyük gelen pijamalara aldırış etmeden aşağıya indi ama anında pişman oldu çünkü beyefendi gran tuvalet masanın başında onu bekliyordu.  Tuhaf bir şekilde onu süzdükten sonra eli ile karşısını gösterip Duru'nun da oturmasını bekledi, ardından kızıl saçlı kız ve diğer kadın geldi. Prens, "Başlayabilirsiniz." dediğinde servis başladı, Duru'nun tabiri ile kızıl baş sinirle belli etmeden Duru'yu göz hapsine alıyordu. Ama o Duru idi ve asla rahat durmazdı, inadına konuşmaya başladı. "Pijamaların çok konforluymuş sarıklı," dediğinde başını kaldırdı ve lanet olası bir gülümseme ile Duru'nun yüzüne baktı, böyle bir şey demesini beklemediği kesindi. Ya yaptığını anladı ya da dediğinden hoşlandı. "Sana benden daha çok yakışmış," dedi ve göz kırptı. Sanki yarım saat önce yukarıda kavga edenler onlar değildi ve öylece konuşuyorlardı. Iki kadın servisi bitirip çıktığında ilk konuşan Salman oldu. "Ne karıştırıyorsun sen? Normal şartlarda kıyafetlerime ayı postu demen gerekmez miydi?" "Evet normal şartlarda öyle ama şu kıza gıcık oldum." "Adı Funda." "Maşallah ne kadar da güzelmiş neredeyse içine düşecekti, hiç sevmediğim kadın tipi." "Nasılmış hiç sevmediğin kadın tipi?" dedi alayla ve aynı gülümsemeyi gözlerine gönderdi. "Böyle hani içine düşerler ya bir de kendi kendine kıskanmıyor mu garibim, kadın dediğin taş gibi olmalı?" Salman, "Taş gibi..." dedi ve sorarcasına gözlerine baktı sesi imalıydı kısacası yanlış anlamıştı. "Evet taş gibi öyle her önüne gelen kaldıramamalı." Prens kendini aşarak, "Sen öyle misin ki?" diye sordu ve gözlerinin içine baktı. Duru o bakışlardan hiçbir şey çözemiyordu. Sarıklı onun iç sesinde değişikti farklıydı ve sınır tanımazdı. "O hoo ben kaya gibiyim, yerimden kaldırmak için bir vince ihtiyaç vardır ne me lazım senin de üstüne yıkılı veririm." "Üzerime mi yıkılırsın?" dedi ve bu akşam sınırını fazla aşıyordu. Duru, onun alay ettiği inancına sahip olarak, "Sen de ne bayılırsın." dedi ve gözlerini devirdi. Salman ise hâlâ onu izliyordu. "Hayır ben de yerinde ağır olan taşları severim." "Mümkünse sevme yoksa Fena olur, sonuçta beni de kaldıranlar oldu zamanında." dedi, amacı onu kendinden uzak tutmaktı çünkü bugüne kadar sevebileceğim dediği hiçbir kimse olmamıştı hayatında. Ama bunu onun bilmesine gerek yoktu. "Ona bir şüphem yok illaki kaldıran olmuştur seni, güzel kadınsın vesselam." "Sen güzel olduğumu mu ima ediyorsun?" dedi ve tabağındaki yemekten bir çatal ağzına attı. "Seni kendime seçtiğim için söylemedim yanlış anlaşılmasın seninle işim başka." Duru bundan hoşlanmamıştı, "Yoksa başkası için mi beni yanında tutuyorsun?" dedi ve ima ile gözlerine baktı ve ne diyeceğini sabırla beklemeye başladı. "Ne sanıyorsun sen beni kadın pazarlayıcısı falan mı?" diyerek hiç beklemediği bir tepki verdi. Ardından "Sen yanlış anlamışsın burada olmanın sebebi benim yanımda olmak değil arkamdan hizmetimi yapmak. Ve borcun bittiğinde çekip gidecek birisin sadece o yüzden oturduğun koltuğa çok güvenme." Bu biraz fazla olmuştu, Duru onu ciddiye almadığını hissettiren bir gülüşle, "İşte buna gülerim milyarları ölüme sersen ve senin karşında şurada zor durduğum gibi asla ve asla oturmam sen benim muhatap olabileceğim bir adam bile değilsin, sadece param olmadığı için burada karşında oturuyorum." dedi ve kalktı bir daha onunla aynı masada asla oturmayacaktı. Kuralların bozulmasından hoşlanmayan prens, "Yerine otur!" diyerek sert bir uyarıda bulundu fakat dinlemedi ve ona aldırış etmeden önce salondan daha sonra da merdivenlerden yukarıya çıktı. Odaya gelene kadar arkasından geldiğini anlamadı tam kapıyı kapatacağı esnada kapıya elini dayadı ve kapatmasını engelledi ardından üzerine doğru gelip konuşmaya başladı. "Aşağıya inmek için bir dakikan var sen kim oluyorsun ki izin almadan benim masamdan kalkıyorsun?" "Sen kim oluyorsun da asıl ben senin masanda oturuyorum kendini ne sanıyorsan, dünya sanki senin etrafında dönüyor, Çık şimdi odadan." "Sen kimi kimin odasından çıkartıyorsun? Şimdi ya uslu olup o masaya dönersin ya da sonuçlarına katlanırsın," dedi ve gözlerini üzerine dikti. "Çıkmıyorum." "Emin misin?" Duru, "Evet." dedi ve arkasını döndü aynı anda Salman onu omzundan tuttu ardından kendine çevirmek istedi fakat Duru fırsat vermeden bir adım attı. Prens ise refleks olarak onu elinden yakaladı, Duru arkasını dönmesini sağlayacağını beklerken ateşe değmiş gibi elini üzerinden çekti ve kapıya yöneldi. "Bu ilk ve sondu bir daha bana rest çekip gitmeyeceksin." dedi ve çıktı. Duru tek başına kaldığında günün değerlendirmesini yapmaya başladı, bu kadar sert olmaması lazımdı, para filan lazım değil deyip koyabilirdi onu kapının önüne ve bu hiç iyi olmazdı. Kendisini değil işini düşünmeliydi. Düşünceleri karma karışıkken telefonu çalmaya başladı, arayan başkanıydı. "Efendim." "İyi iş çıkarttın." "Demek gözün üstümde?" "Evet, senin ekip yarın geliyor sana ufak bir hediyem var, onun için şimdi evine git." "Nedir o?" "Görünce anlarsın, üzerine dikkat çekme." "Sen nereden biliyorsun?" "Profesör olmaya gerek yok seni tanıyorum, inat yok unutma bu iş çok önemli, bu kez kendini geriden götür." "Bu adam tam bir pislik ve tahammül edilesi bir tarafı yok." "Sakin ol nikahına almayacaksın sadece işini yap." Duru, "Tamam, denerim." dedi ve kapattı telefonu ardından kıyafetlerini giyinerek aşağıya indi. Büyük salonun yanından geçerken çok saygıdeğer prens televizyon seyrediyordu. "Nereye?" diye sordu bariton sesiyle sanki sahibiydi pis sarıklı. Duru, "Evime gidiyorum gelecek misin?" dedi sitemle. "Gerek yok sen nasılsa geri geleceksin." "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" Kendinden gayet emin ve mağrur bir tavırla, "Ödemen gereken bir borcun var," dedi, aptal eli kolu bağlı olmasa çoktan evi satıp borcunu ödemişti. Onu böyle kibirli yapan da neydi? "Senin o bet ağzına düşeceğime yılanın ağzına düşeydim keşke." "Hadi canım şimdilik güle güle, unutmadan yarın yedide evden çıkacağım burada ol, istersen bu akşam istersen yarın erken gelirsin," dedi ve ekrana döndü. Duru ise Salman'ın arkasından giderken gülümseyerek gidişini seyrettiğinden habersizdi. ************ Geceden hazırladığı ufak sırt çantasını sırtına takıp şapkasını ipinden motorun koluna astı ardından kaskını takıp bindi ve hâlâ aydınlanmamış gökyüzünün altında hızla güzel şirin eski mahallesinden ayrılarak, onların ışıltılı hayatlarına doğru yola çıktı. Büyük yalının bahçesine geldiğinde saat yediye çeyrek vardı hava da neredeyse aydınlanmak üzereydi, kaskını çıkartıp motorun koluna takmadan şapkasını aldı ve kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açan kızıl cadalozdu, her zaman ki gibi fesattı bakışları. "Sen defolup gitmemiş miydin?" diye sorduğunda içerideydi. Onu kale anlamıştı. Kendisine nefretle bakan kızı orada bırakarak yukarı doğru yürüdü, çantasını bıraktı ardından tekrar aşağıya indi. Salman tek başına kahvaltı yapıyordu. Onu görünce, "Erkencisin(!)" dedi alayla ardından kafasını tabağından kaldırıp baştan aşağı Duru'yu süzdü, üzerindekileri beğenmediği her halinden belliydi. "Seninle uğraşamazdım." "Akıllanıyorsun," dediğinde penyemsinin yakasından görünen iç çamaşırına daldı gözleri ve hemen çekti bir daha da başını kaldırmadı. Masaya oturmadan ekmek sepetinden bir dilim ekmek alan Duru çeri domateslerden de teker teker ağzına attı. "Oturup insan gibi yesene." "Normalde hiç kahvaltı yapmam arada böyle eser dayanamadım." "Sana adab-ı muaşeret dersleri aldırmak lazım. "Ben senin gibi saraylarda yetişmedim aksine çok zor bir hayatım vardı, on beş yaşından sonra kahvaltı hazırlayanı geçtim ekmek verenim olmadı." dediğinde tekrar başını kaldırdı, tam bir şey diyecekti ki vazgeçip çıkışa yöneldi, arkasından Duru da hızla yetişti. Arabanın yanına geldiklerinde kapısını yamulttuğu araba olmadığını anlamakta gecikmedi. Salman, şoför koltuğuna oturup Duru'nun binmesini beklemeye başladığında Duru sitemle, "Madem başka araban vardı niye o kadar çemkirdin bana?" dedi. Aynı anda Salman'ın dudakları tebessümle kıvrıldı, pis duygusuz ayı ne hissettiğini anlamak zordan öte zordu. "Daha çok var bu oyuncaklardan bende ve ben oyuncaklarıma el ve dil uzatılmasını sevmem." "Bilmem mi? Her aklıma geldiğinde görgülü bir ayı olduğunu anımsıyorum. "En azından senin gibi hiç görmemiş değilim." dediğinde kapıyı açtı ve oturdu. Ardından sertçe kapıyı çarparak kapattı. "Görmediğimden bir şey kaybetmediğimi, seni görünce daha iyi anladım pis sarıklı." dediğinde ellerini yavaş bir şekilde göğüslerine doğru getirmeye başladı, nutku tutulup ne yapacağını şaşırmışken usulca ne yapacağını beklemeye başladı....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD