bc

GECE 2 - DÖNGÜ

book_age18+
2.4K
FOLLOW
13.5K
READ
billionaire
dark
one-night stand
HE
second chance
arrogant
mafia
bxg
campus
musclebear
like
intro-logo
Blurb

"Yeni bir döngüye giriyoruz" diye fısıldadım. Kendime de bunu hatırlatmaktan çekinmeyerek devam ettim "ben o evlilik sözleşmesini de asla imzalamıyorum"

Dik dik bana bakan yeşil kuyulara bakıp devam ettim "eğer bu eve başka bir kadının gelmesini bırak aklından dahi geçerse Aktan. Beni ve Gece'yi unut" diye her kelimenin üzerine basa basa dile getirdim.

"Seni yakarım" diye sözlerimi tamamladım.

chap-preview
Free preview
ÖNİZLEME
Bir kağıda bir de Aktan'a bakıp yutkundum. Bizim tekrar mı başımıza bir şeyler gelecekti. Biz ne zaman mutlu olacaktık. Derin bir nefes alıp "bu ne demek ya..." Dedim dolan gözlerimi sertçe silerek, yerim de sinirden duramıyordum. "Sikeceğim..." Diye eliyle kirli sakallarını çekiştirerek orta masaya sertçe vurdu. "Ben böyle bir şey imzalamam. Asla." Dedim kendimden oldukça emin bir hâlde. "Sana imzala diyen yok zaten Erva." Diye bana yükseldi. Kaşlarımı çatıp, "deden aklına geleni yapıyor ve bana yükseliyorsun öyle mi?" Dedim dolmuşlukla ondan daha çok sesimi yükselterek. Yeşil gözleri sinirle bana bakıp sabır çekerek arkasını döndü. "Bana öyle arkanı dönüp bir şeyleri kendi için de halletme artık Aktan. Benimle de paylaş" dedim. "Erva lütfen. Lütfen bir iki dakika bana zaman ver" diye tekrar yere savrulmuş kağıda baktı. Benimle bu saçma kağıt yüzünden kavga ettiğinin farkında mıydı? Resmen konuşma. Sus diyordu. "Peki..." Dedim sesim titreyerek."Sen kafanı dinle. Ben gidiyorum" diye hızla arkamı dönüp merdivenleri çıktım. Yatak odasına girdiğim de kapıyı sertçe çarpma istesem de kızımın uyuyuşu buna engel oldu. Gözlerim tekrar doldu. Dedesinin yine ve yeniden o saçma şartları yüzünden birbirimize girmiştik. Bana değil dedesine tepki göstermeliydi. Bir de utanmadan ben imzalayayım diye sözleşme göndermişti. Burnunu çekip bu gece daha fazla birbirimize gireceğimizi bildiğimden Gece'nin çantasına gerekli olacak bir kaç şey tıkıp pusetini uyandırmamaya dikkat ederek koyup battaniyesini üşümemesi için iyice sardım. Her ne kadar havalar yavaş yavaş ısınmaya başlasa da Gece hâla çok küçüktü. Üşütüp hasta olabilirdi. Pusetin beyaz örtüsünü de üzerine örtüp trençkotumu giyinerek belini sıkıca bağlayıp için de kalmış saçlarımı çıkardım. Gece neredeyse 4 aylık olacaktı ve ben bu 4 ayda eski kiloma ulaşmıştım. Emzirdiğimden sebep çok çabuk zorlanmadan vermiştim. Bebek çantasını omzuma asıp telefonumu cebime koyarak puseti kucağıma aldım. Benim bu gece buradan uzaklaşmam gerekiyordu. İkimiz de yükseldikçe yükseliyorduk ve bunun sonu hiç iyi bitmeyeceğinden gitmeliydim. En azından bu gece. O da kafasını rahat rahat dinlesindi. Düşündükçe delirecek duruma geliyordum. Aşağı indiği de beni fark eden Aktan kaşlarını çatıp hızla yanıma geldi. "Nereye gidiyorsun gecenin bir vakti?" Diye kucağım da ki pusete uzanmak istese de geriye bir adım atıp "Gül'e gideceğim. Bu gece ikimiz de kafa dinleyelim sen de daha iyi düşünür. Karına yükselmek yerine kim bizi bu hale getirdiyse ondan öfkeni çıkartırsın" dedim. Susmaya hiç niyetim yoktu. Yapıyorsa sonuçlarına da katlanacaktı. "Kafa dinlemek istiyorsan odada dinle Erva. Gecenin bir vakti kalkmış gidiyorsun" dedi sinirle. Sona doğru bir sesini yükselttiyse de hemen kıstı. Gece uyuyordu çünkü. "Giderim tabii. Konuşacağımız yer de sen beni öteleştirirsen ben de giderim. Dedene de ilet kocacım imza falan atmıyorum" "Attırmam zaten o imzayı. Karıma o imzayı ben istese de attırmam. Sen beni ne sanıyorsun ki. Kalkmış kendince bir şeyler yapmış, sen de onun hırsıyla gecenin bir vakti kalkmış gidiyorsun" diye yerin de duramaz bir hale gelse de görmemezlikten geldim. Az önce dememiş miydi sus diye. Susup gidiyordum işte. Kafasını dinlesindi. "Kafamızı dinlemeye ikimizin de ihtiyacı var." Deyip daha fazla uzatmasına izin vermeden "kapıyı aç" dedim puseti tuttukça ağırlaşmıştı. Zor tutuyordum. Elimi bırakıp kapıyı açsam düşerebilirdim Allah korusun. "Dinle Erva dinle. Ben bırakırım" diye bir şey söylememe fırsat tanımadan kucağım da ki puseti aldı. Kollarım bir anda rahatladığından derin bir nefes koyverdim ve kapıyı ben açtım. Öylece umursamadan beyaz gömleğiyle dışarı çıkan Aktan'a bakıp dilimi ısırdım bir şey söylememek için hem beni deli ediyordu hem de yine yanımdan ayrılmıyordu. Korumalar Aktan'a şaşkınlıkla bakınca "aç kapıyı" diye emir verdi sertçe. Kafasını sallayıp Aktan'ın arka koltuğunu kapısını açan koruma geriye çekilip kafasını eğdi. Benden alamadığı hırsını birilerine bağıra çağıra alacaktı belli ki. Koltuğa koyduğu pusetin üzerinden emniyet kemerini takan Aktan geriye çekilip kapıyı kapattı. Ön koltuğa binmek istemediğimden diğer tarafa dolanıp ben de kızımın yanına oturdum. Şoför koltuğuna kurulan Aktan aynadan bana ters bir bakış atıp burnundan sesli bir soluk verip arabayı çalıştırdı. Kendi yapmıştı. Şimdi niye sinirleniyordu ki. Aklıma gelen sözleşmeyle sinirle dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Ne yazmıştı en baş maddeye; Sevgili Yekta ve Aktan torunumun eşlerine: -Sözleşmeli evlilik, erkek torun verene kadar hiç bir mal varlığı boşansanız dahi alamazsınız -Yer altını tekrar ben hakimiyetim altına alıyorum. İki torunumun da artık söz hakkı yok. Ve aklıma geldikçe diğer sözleşme şartlarıyla da gözlerimi yumdum. Şaka yapıyordu herhalde. İkinci bir evlilikte olacak, her iki torunum da dini nikahla tekrar evlenecek.  

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

SAPLANTI

read
22.5K
bc

Mor Salkım +18

read
21.6K
bc

SENİ TANIYORUM

read
5.6K
bc

Kara Kalem 156 Numara

read
52.1K
bc

KANLI LEKE

read
94.3K
bc

Tatlı Bela

read
11.5K
bc

Yaz Düşü

read
5.5K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook