ALINAN KARARLAR

3498 Words
Emirhan’ ın cümlesinden sonra Gizem’ in hayretten gözleri açılmış hali genç adamı kendine getirmişti! Ne dediğini anlayınca hafif bir öksürükle toparlamaya çalıştı ancak Gizem duyacağını duymuş içindeki şeytanlar halay çekmeye başlamıştı bile! Bu adam kesinlikle Asude’ ye karşı boş değildi artık emin olmuştu genç kız ama neden garip davrandığını uzun bir süre çözemeyecekti maalesef ki! “ Asude’ yi sordum diyorum duymuyorsun ama!” Gizem genç adamın çark etmiş olmasına rağmen az önce kurduğu cümleyi ayan beyan duymuştu, o yüzden fazla ısrar etmemeye kara verdi. “ Çok gürültü var! Anlamadım ne yapayım yani!” ‘offf! bu kız çıldırtacak beni! hâlâ neden cevap vermiyor sanki¿!’ Emirhan’ ın kendi kendine homurdandığını duyunca genç adamın sinirlenmeye başladığını anlayan Gizem daha fazla uzatmamaya karar vererek cevap verdi. “ Asude 3 gündür yok, daha da 1 hafta gelmeyecek! Nereden aklına esti Asude’ yi sormak şimdi¿!” ‘al sana gerizekâlı! ne cevap vereceksin şimdi¿ bu kıza aşığım desem kokusunu alıyorum dememden daha inandırıcı olur onun için!’ ‘offf!!! ne aşkı yaa! cinsel çekimi aşkla karıştıracak kadar mı kaptırdın kendini¿!’ ‘ ne kaptırması be! merak etmek ne zamandır kaptırmak oldu!’ ‘hı! hı! sadece merak ediyorsun zaten!’ Emirhan iç konuşmalarına öyle dalmıştı ki yüzünün aldığı şekilden habersiz karmaşasının geçmesini bekliyordu. Gizem genç adamın yüz ifadelerinin değişiklik hızına yetişememiş, gülmemek için kendini sıkmaktan kızarmaya başlamıştı. Emirhan’ ın neyin muhasebesini yaptığını az çok anlasa da konuşabilecek durumda olmadığını görünce tekrar konuşmaya devam etti. “ Aklında bulunsun! Eğer Asude uzun süre ortadan kaybolduysa bil ki canına tak etmiştir ve kafa dinlemeye çekilmiştir ama gittiği gibi mi geri döner orasını ben bile bilmiyorum.” Sözlerinin üzerine ‘anladın mı¿’ dercesine genç adama göz kırpan Gizem Emirhan’ ın kafasını aşağı yukarı sallaması üzerine reyondaki müşterilerle ilgilenmeye başladı. Belki de yapmamalıydı. Emirhan’ ın duygularını uyandırmamalıydı ama Asude’ nin kuru kuru kendi başına acı çekmesini de yediremiyordu. Bu aşk daha çok canını yakacaktı canının içinin ama genç kızın adamı koşulsuz şartsız sevdiğini bildiği için çok da pişman değildi yaptığından. Evde Asude artık duramayacağını anlayınca Gizem’ i aramaya karar verdi. Çalan telefonuna hevesle bakan genç kız Asude’ nin aradığını görünce şaşırdı. “ Nasılsın bal köpüğüm¿” Gizem’ in sesi oldukça keyifliydi. “ İyiyim balım. Sen ne yapıyorsun¿” Genç kız içinin sıkıntısını nereye yoracağına karar veremiyordu bir türlü. “ Offff!!!” Gizem yine Asude’ nin kaybolduğunu anlamıştı. “ Söyle, söyle! vallahi kızmayacağım!” Asude kıkırdayarak cevap verdi. “ Emirhan ne yapıyor diyecektim ama gerçekten kızma!” Gizem artık şaşırmayacağım düşüncesinin üzerine her seferinde şaşırmanın bıkkınlığıyla reyonun arka tarafına geçerek müsait bulduğu ilk yere oturdu. “ Çıkart ağzındaki baklayı!” Asude sanki Gizem onu görüyormuş gibi alt dudağını dişlemişti. “ Ya sabahtan beri bir mutluluk, bir hafiflik... Tarifi yok ki nasıl anlatayım balım yaa!! Ben dün size yardım ettim diye olduğunu düşündüm ama sonra bir şey oldu.” Gizem merakla sordu. “ Ne oldu gülüm¿” Asude şu anda onu dinleyecek tek kişiye dört elle sarılmıştı. “ Yemek yaparken kendi kendime ‘bugün Emirhan çok mutlu galiba!’ dedim. Balım ben hakikatten sıyırıyor muyum ya¿!” Gizem’ in arkadaşından duyduklarıyla gözleri doldu. Nasıl bir yüreği vardı bu kızın¿ Nasıl o küçücük yüreğine bu kadar kocaman bir sevdayı sığdırabiliyordu¿ Galiba bu soruların cevaplarına erişebilmek için aynı sevda ateşinde yanmaktan başka şansı yoktu. “ O kadar yürekten, öylesine gönülden seviyorsun ki balım... Hissediyorsun...” diyerek bugün yaptıklarını anlatmaya başladı. En ince detayına kadar anlatmasına rağmen Asude Gizem’ e Emirhan’ ın genç kıza ‘benim Asude!’ dediği kısmı kaç defa anlattırmıştı ikisi de bilmiyordu. “ Belki bizim Asude demiştir balım¿” inanamıyordu Asude. Emirhan’ ın böyle bir şey yapabileceğine inanmak istemiyordu sanki sevdalı yüreği. Eğer inandığında bir kere daha yıkılırsa kaldıramazdı biliyordu çünkü şimdi onun kendisini sevmediğini bildiği haldeyken ki kalp kırıklığı böyleyse sevdiğine inanmaya başladığında yaşayacağı acıyla yapamazdı! “ Ya ben sağır değilim! Ayrıca anlama özürlü falan da değilim!” Gizem’ in öfkeli sesine karşın Asude içindeki çağıldayan ırmağa set çekmeyi yeğlemişti. “ Neyse bal köpüğüm, öylesine söylenmiş sözleri abartmaya gerek yok. Sonuçta Emirhan’ ın hangi amaçla bana yaklaşmaya çalıştığını biliyorum.” Asude’ nin tepkisi Gizem’ de bir şaşkınlık belirtisi daha oluşturmuştu! “ Balım iyi misin sen¿! Sabahtan beri anlatıyorum, duymuyor musun yoksa¿! Senin şu anda havalara uçman gerekmez miydi¿” Asude’ nin sessiz ve buruk söylediği kelimeler genç kızın tamamen iç dünyasını yansıtmıştı. “ O uçtuğum havalardan tekrar yere çakılmak istemiyorum artık çünkü eğer çakılırsam açılan yaralarımı kapatamam, öldürürler beni!” Asude’ nin kalan bir haftalık istirahati daha olaysız geçmişti. Tabii Emirhan’ la gördüğü gerçekmiş gibi rüyaları saymazsanız... Sevdiği adamı çok özlemesine ve her gece yatarken ettiği dualara bağladığı bu rüyalar konusunda Gizem kesinlikle haklıydı. Uykusundan her uyandığında saat kaç olursa olsun bir daha uyuyamıyordu genç kız çünkü rüyaları o kadar gerçekmiş gibi görüyordu ki etkisinden çıkması zaman alıyordu. Bu durumu Gizem’ e anlattığında gerçekte yaşayamadığı aşkı rüyalarında yaşadığını söylemiş, Asude biraz düşününce de can dostuna hak vermişti. Bir de düşünceleri vardı genç kızın. Her ne kadar özlemi dağları delecek raddeye gelse de bu ayrılık beynini ve mantığını normal tutmasına yardımcı olmuştu. Sürekli Emirhan’ a karşı nasıl bir tavır takınması gerektiğini düşünmekten kendini alamıyordu çünkü Emirhan’ ın kendisini sevmesinden ümidini kesmişti ancak onun umursamaz tutumuna karşı nasıl dik duracağını bir türlü çözemiyordu. Sevdası içinden taşarken sevdiği adamla bunu yaşayamamak zaten zordu, bir de istediği gibi gösterememek daha da zorlayacaktı Asude’ yi. Bunları düşünürken iç sesi yine devreye girdi. ‘neden gösteremeyecekmişsin yahu¿!bu adama yan yatsan, çamura batsan da her halükarda kötüsün!’ Evet, ne yaparsa yapsın Emirhan’ın gözündeki imajını bir türlü değiştiremiyordu ve bu yüzden de devamlı olarak kendini kısıtlamaya başlamıştı ama yine de sevdiği adam onu kötü gözle görmeye devam ediyordu. Düşüncelerinin gidişatıyla gülümsemeye başlayan genç kız, kendi olmayı ve ne olursa olsun Emirhan’ a geri durmamayı kafasına koydu. Ona aşık olduğunu gizlemeyecek ama ondan da aşk dilenmeyecekti. Zaten sözle olmasa bile davranışlarıyla bugüne kadar yeterince ezildiğini gururu bas bas bağırıyordu uzun zamandır ancak sürekli sevdiği adamın etrafında onun çekim alanından çıkamadan kaldığı için şimdiye kadar o sesi sürekli ört bas etmişti lakin şimdi uzak kalınca daha rahat duyumsayıp özümsemişti bunu. Kendince sevdasını ispat ederken kendinden de ödün vermeyecekti. Son doktor kontrolünden sonra düzenli olarak muayenelerine devam etmesi şartıyla doktoru iş başı yapmasına izin vermişti. Sağlığının iyileşmesi ve kafasındaki düşüncelerini bir sonuca bağlaması ile artık daha güçlü olarak sevdiği adamın karşısına çıkmaya hazırdı. Tek çekincesi Emirhan’ ın onu gördüğünde vereceği taşkınca tepkiydi çünkü ne kadar güçlü olmak için kararlar alsa da en büyük korkusu sevdasına yandığı adamın gönlünden düşmekti! Öte taraftan Umut hastaneden taburcu olduktan sonra her boş anını fırsata çevirmiş ve sevdiği kızla görüşerek hem kendi özlemini dindirmeye çalışırken Gizem’ in de onu merak etmesini engellemişti. Ameliyatıyla ilgili hiç bir sıkıntısı olmamış, doktoru gayet başarılı bir operasyon olduğunu artık herhangi bir sağlık probleminin kalmadığını söylediğinde derin bir nefes almıştı. 10 gün sonra dikişleri alınacak ve artık bu problem de ortadan kalkacaktı lakin diğer yandan babasının nişan ısrarlarıyla uğraşmaya devam ediyordu koca adam. Babası bu konuyu her açtığında usta bir manevrayla sıyrılmayı başarıyordu ancak sürekli tekrar etmesi onu boğmaya başlamıştı. En son bir akşam yemeğinde yine bu mevzu açılınca dayanamayan Umut sofrayı ve babasını umursamadan ameliyattan dolayı hala pantolon giyemezken bu nişanın nasıl olabileceğini babasına sorunca ortalığı derin bir sessizlik kaplamış daha sonra da babası da insafa gelmişti. Bu ayrılık aşaması bir tek Gizem’ e yaramamıştı çünkü genç kız öyle bir karmaşanın içine girmişti ki nasıl yapıp da çıkacağını kestiremiyordu. Koca adamı çok sevdiğini hele de bu ayrılık esnasında üzerine özlemi de eklenince daha net anlamıştı ama... Ah işte bu ‘ama’ lar genç kızın bütün beynini istila ediyordu artık. Sevdiği adamın neden hala aralarındaki ilişkiyi resmiyete dökmediğini bir türlü anlayamıyordu ve bu durum kalbinin kırılmasından ziyade aşkının zedelenmesine sebep oluyordu. İçindeki savaşı Umut’ a belli etmemek ayrı dertti, o savaşta dağılmak ayrı dertti genç kız için. Çocukluk arkadaşı Betül bile bu duruma katlanmasına göz yummamış ve rest çekmişti Gizem’ e lakin genç kız yine de sevdasından vazgeçememiş, arkadaşıyla ilişkisini minimuma indirmişti. Asude mağazaya geldiğinde Özkan abisi ondan beklenmeyecek büyük bir sevgi gösterisiyle karşıladı. Genç kızın düz saçlarına bakarak memnunca konuştu Özkan. “ Kız zamansız tatil epey yaramış sana! Ama bir daha bu kadar uzun gidersen seni aforoz edeceğim bak haberin olsun!” Gülümseyen Asude merakla baktı abisine. “ Neden abi, hayırdır¿” Özkan genç kızın hafifçe omzuna vurdu. “ Çatladım sıkıntıdan kara kız!” Sonra genç kıza göz kırparak sözlerine devam etti. “ Hadi bakalım yap senin fiyakalı kahvelerinden de geldiğin belli olsun!” Özkan’ a gülen Asude hemen reyonun çalışanlara ait olan tezgahına geçip kahveleri yapmaya başladı. Kahveler hazır olduktan sonra Gizem’ in reyona geldiğini gördü. “ Sana da yapayım mı balım¿” Gizem can dostunun teklifini red etmişti. “ Yok gülüm, bunu beraber içeriz. Sen nasılsın diye bakmaya geldim. İyi misin¿ Ağrın falan var mı¿” Asude onu bu kadar önemseyen bir insana sahip olduğu için şükrediyordu. “İyiyim ya. Ağrı kesici içmiştim zaten gelirken.” Gizem asıl ilgilendiği mevzuya direkt giriş yaptı. Artık tanıyordu genç kızı. İmâlar, alttan laf atmalar hiç Asude’ ye göre değildi çünkü kendi yapmadığı için ona yapılanı da anlamıyordu. “ Emirhan¿” Genç kız yürek yangınını kendisine saklamayı uygun gördü. “ Bir ara gördüm ama uğramadı yanıma.” Asude’ nin cevabı ve tutumuyla afalladı can dostu. “ İyi olduğuna emin misin gülüm sen¿” Genç kız bakışlarını can dostunun gözlerine çevirerek konuştu. “ Evet! Neden ki¿” Gizem iyice şaşırmıştı. “ İşe geldin ve Emirhan yanına gelmedi. Sen de bunu gayet normalmiş gibi anlatıyorsun.” Asude yandan bir gülümsemeyi dudaklarına kondurdu. “ Şimdiye kadar peşinden koştum kötüydüm, artık koşmayacağım bakalım ne olacak¿” Arkadaşının sözlerine dudak büken Gizem yemek için sözleşerek oradan ayrıldı. Bu ayrılıkta kararlar alıp uygulamaya koyan bir tek Asude değildi. Emirhan da kendini sorgulamış ve duygularının varlığından hiç hoşnut olmamıştı. Fark ettiği detaylar daha çok dehşete düşmesine sebep olmuştu çünkü Emirhan Asude’ ye o kadar dalmıştı ki başka hiç bir kadının yanına onun kadar gitmediğini anlamıştı. Oysa o her zaman, her boş anında mutlaka birilerinin (genelde bayan personelin ya da bayan müşterilerin) yanına gider ve boş vaktini en iyi bildiği şekilde değerlendirirdi. Asude hayatına girdiğinden beri genç kızı göz hapsine almaktan, ya açığını aramak için ya da onunla uğraşmak için boş vakit aramaktan başka hiç bir kişiyle ilgilenmemişti. Bunlar hiç onluk hareketler değildi. Derhal kaçmalıydı bu kızdan yoksa sevdasının girdabına kendi de girecekti anlamıştı. Gizem’ e yaptığı gaf bunun en açık ve en vurucu göstergesiydi onun için. Elbette ki Asude’ nin geldiğini hatta kendine bile itiraf edemediği en güzel haliyle geri döndüğünü görmüştü lakin kendini geri çekme kararı yüzünden yanına gitmemişti. Zaten Elâ’ nın derdini cımbız misali ağzından aldığından beri sürekli kıza destek olmak için yanında olmaya gayret gösteriyordu, bir de Asude geri dönünce ona mı kendisine mi ispat etmeye çalıştığını bilmeden kendisi için kimseden farkının olmadığını göstermeye çalışmak için uzak duruyordu. İki delinin bu kararları alıp da uygularken hesaba katmadıkları iki şey vardı... Birincisi Asude’ nin sevdasının büyüklüğü, ikincisiyse birbirlerinin en ufacık bakışlarında bile alev alan görmezden geldikleri tutkuları... Asude 4 gündür çok iyi idare ettiğini düşünüyordu... Ah! Kimi kandırıyordu¿! Böyle yakın olup da uzak durmaya çalışmak daha da yoruyordu genç kızı. Kulağında müziği, fırsat buldukça reyonun derinlerine girip okuduğu kitaplarla sürekli olarak düşüncelerini sevdiği adamdan uzak tutmaya çalışıyordu çünkü eğer başaramazsa bu kadar özlemle adamın dudaklarına yapışmaktan deli gibi korkuyordu! Resmen kendi iç savaşında boğulup gitmek üzereydi. Beyni ve gururu ‘doğru yoldasın!’ derken, kalbi ‘aşkta gurur yapıldığı nerede görülmüş salak!’ diyerek Asude’ yi yerden yere vuruyordu. Söylediği sözleri, aldığı kararları unutup kendini Emirhan’ ın kollarına bırakmak demek bir nevi tükürdüğünü yalamak olduğu için kalbini susturmayı zor da olsa başarıyordu. Bu kadar iradeli olduğunu bilmiyordu lakin senelerdir içtiği sigarayı geçirdiği kalp rahatsızlığına rağmen bırakamamış, bırakmayı geçin azaltamamıştı bile. Hatta sanki acılarının dermanı buymuş, içindeki sıkıntıyı alabilecek tek şeymiş gibi bu mereti hele de bu günlerin de daha da çoğaltmıştı. Sevdasında gösterdiği iradenin binde birini bu meret için sarf etseydi kesinlikle ve kesinlikle bırakırdı, anlamıştı bunu. Emirhan Asude’ nin üzerine gitmiyor, onunla konuşmak ya da yakınlaşmak için bir çaba sarf etmiyordu ancak gözlerini de genç kızın üzerinden alamıyordu. Onun olduğu kata geldiğinde mutlaka kızı gözleriyle markaja alıyor ve her yaptığı hareketi inceliyordu. Bu zaman zarfında genç kızın kendi halindeki tavırları, sakin halleri ve de özellikle erkeklerle arasında ördüğü gözle görülür duvar yüzünde istemsiz bir gülümseme oluşturuyordu. Demek ki hırçın deli biraz durulmuştu ama hâlâ onunla konuşmak için bir temasa geçmemişti. Neden böyle davrandığını anlayamasa da alışamamıştı da. O Asude’ nin fevri hareketlerini, deli damarını hep görmüştü, şimdi bu gördüğü kız ona çok soğuk gelmişti. Bu yüzden de kıza nasıl yaklaşması gerektiğine ya da yaklaşmak isteyip istemediğine bir türlü karar verememişti. ‘olması gereken oluyor.’ diyerek her ne kadar kendine kararını hatırlatmaya çalışsa da içinde bir yerlerde bir eksiklik kol geziyordu... Ertesi akşam depoda pineklerken reyondan inen İbrahim abi kendini Emirhan’ ın yanına atarak konuştu. “ Yoruldum be.” Genç adam İbrahim’ in haline üzülmüştü. “ Abi parçalama kendini bu kadar ya. Yavaş yavaş hallederiz.” İbrahim gerçek yorgunluk sebebini açıkladı. “ Lan 7 kata 3 kişi bakıyoruz ama kimin nereye ne götürdüğü belli değil. Adam benden ürün istiyor, arkamdan bir bakıyorum Arif götürmüş.” O arada içeri giren Arif’ te İbrahim’ le Emirhan’ ın konuşmalarına katılmıştı. “ Evet oğlum. Şu işi bir yoluna koyalım. Herkesin baktığı kat belli olsun.” Konuşulanları sessizce dinleyen Emirhan Arif’ in sözleriyle kendi bacağına sıktığını bilmeden anlatmaya başladı. “ Tamam o zaman. İbrahim abi sen ilk iki kata bak, Arif abi sen de son iki kata bak. Hem haute couture’ e de yakın son kat, sana da git gel olmaz. Ben de orta 3 katı alırım. Yalnız mola saatlerinde herkes diğer katları da dolansın. Anlaştık mı¿” İki yaşlı kurt genç adamın dediklerini kısa bir süre düşündükten sonra onayladılar. Arif’ i reyondan çağırdıkları için yanlarından ayrılınca İbrahim tekrar konuşmaya başladı. “ Hadi bu yaşlı ve yorgun adama bir kahve yap bakalım.” Emirhan ayaklanarak merdivenlere yöneldiğinde arkasındaki adamlara da seslenmeyi ihmal etmedi. “ Abi depoda kahve yok da bekle sen iki dakika ben mağazada kızlardan bulup geleyim.” İbrahim başını “Ben biliyorum senin kahve almalarını!” dercesine iki yana sallamıştı. “ Hadi bul bakalım da çeneye dalıp geç kalma sakın!” Arkasından laf yetiştiren İbrahim’ e döndü Emirhan. “ Onlar benim peşimi bırakmıyor!” İbrahim’ in cevabıyla ikili kahkahalar atarken Emirhan deponun mağaza girişine varmıştı bile. “ Şerefsiz herif!” Kimden isteyeceğini düşündüğü sırada aklına gelen isim yine Asude olmuştu. Genç kızın yanına giderken ‘herkes kahve ya da sigara isteyeceği zaman ilk önce ona gidiyor. özel olan bir şey yok.’ diye kendi kendini bu durumun normal olduğuna inandırmaya çalıştı. Rapordan döndüğünden beri konuşmak için hiç bir çaba sarf etmediği kızı aslında ne kadar özlediğini yok saymaya çalışarak doğal davranmak için kendini şartlandırdı ancak içinden yaptığı bu hesaplar Asude’ yi görmesiyle yok olup gitti. Reyonun iç tarafındaki görevlilere ait masanın yanına oturmuş dizlerine dayadığı kitabı okurken bulduğu Asude’ yle hiç şaşırmamıştı. Yanı başındaki karton bardağın yerinden havalanmasıyla bardağı takip ederek kafasını kaldıran genç kız Emirhan’ la göz göze gelmeyi beklemiyordu. Evet gözlerini ondan ayırmıyordu lakin 4 gündür ilk defa yanına gelmiş, bununla kalmayıp yine kahvesini içiyordu. İçinin karıncalanmasına engel olamazken sakin durmayı başarmıştı ama gözlerindeki ifade her zamanki gibi genç adamın egosunu okşuyordu çünkü Asude ne kadar kendini, davranışlarını dizginlese de gözlerindeki sevdaya çare bulamıyordu. “ Kolay gelsin.” Asude sevdiği adamın etkisiyle sesinin titremesi için dua ederek dudaklarını araladı. “ Eyvallah!” Emirhan kızın gözlerine dalıp gitmişti. “ Kahven var mı¿” Genç kız kaşlarını çatarak mırıldandı. “ İçiyorsun ya.” Emirhan karşısındaki kızın tepkilerini ölçmeye çalışırken göz kırparak baktı kıza. “ Ben depoda yapmak için istedim.” Kitabını kapatan genç kız ayağa kalkarak masanın arka tarafına geçip eğilerek rafta duran çantasından bir paket kahve çıkarttı. Yan durarak masaya yaslanan Emirhan, Asude’ nin ona arkasını dönerek eğilmesiyle ortaya çıkan kalçalarını hiç çekinmeden izlerken genç kızın doğrulmasıyla bozulan görüntüyle neredeyse homurdanacak kıvama gelmişti. Asude sevdiği adamın yanına gelip konuşmasıyla zaten heyecanlanmıştı, bir de böyle alenen dikizlemesiyle ellerinin titrememesi için dua etmeye başlamıştı. Alev alev yanan vücuduyla yoğunlaşan duygularına içinden çeşitli küfürler eşliğinde en derin saygılarını sunarken kahve paketini Emirhan’ a uzattı. “ İbrahim abi de var.” Kafasını sallayan Asude tekrar eğilip çantasına uzandı. Emirhan bir dakika bile gözlerini kırpmıyordu. İkinci kahve de eline tutuşturulunca muzipçe sırıtmaktan kendini alamamıştı ne yazık ki. “ Bardak¿” Asude neredeyse çığlık atacaktı. Sevdiği adamın kendiyle uğraşması hoşuna gidiyordu ama bunu çocuk oyuncağına çevirmesi sinirlerini zorluyordu. Normalde özellikle iş yerinde hareketlerine dikkat eder, hele de böyle eğilip kalkmaz, mutlaka çömelerek işini görürdü. Erkek Fatma olabilirdi ancak bir bayan olduğunu ve erkeklerin libidolarının farkındaydı. Zaten etrafındaki erkekler de onun kadınlığını asla kullanmamasından dolayı onu asker arkadaşları olarak görmüyor muydu¿! İyi de bu kural Emirhan’ a gelince neden işlemiyordu¿ Çünkü herkese normal olan beyni ve bedeni işin içerisine sevdiği adam girince tamamen kadınsal güdülerine teslim oluyor ve ona uygun davranıyordu. Şu anda olduğu gibi... Emirhan’ ın onu dikizlediğini bile bile neden eğilmeye devam ediyordu, işte bu sorunun cevabı yoktu. Gözlerini devirerek iki tane de bardağı sevdiğinin eline tutuşturunca gitmesini bekledi ama Emirhan yerinden kıpırdamamıştı. “ Başka¿” Asude’ nin sıkılmış hâline karşı genç adam oldukça eğleniyordu. “ Eh kahvenin yanına sigara da versen fena olmazdı yani!” ‘utanmasa beni de isteyecek!’ diye kendi kendine söylendiğini sanarak cebindeki paketi çakmağıyla beraber genç adamın avucuna bırakan Asude içinden geçirdiği sözcüklerin mırıltı halinde dudaklarından döküldüğünden habersizdi. Genç adam kızın avucundan sigarayı alırken tüy gibi dokunmayı ihmal etmemiş, bu dokunuşuyla Asude’ nin nasıl titrediğini görünce de memnun olmuştu. “ Seni isterken neden utanayım fıstık¿” Çapkınca bir göz kırpışla Asude’ nin yanından ayrılan genç adamın keyfine diyecek yoktu. Neredeyse kahkaha atacaktı mutluluğundan! Asude giden adamın arkasından sadece başını iki yana sallamış kitabına geri dönmüştü. Sevdiği adamın en ufacık hareketiyle ayaklanan duygularına da sövmeyi ihmal etmiyordu. ‘herkese aynı davranıyor ahmak! senin bir özelliğin yok anla bunu artık!’ Kitap okuyamayacağını anlayınca sigara içmeye karar verdi. Mola alanına giderken ceplerini kontrol edince sigarasını Emirhan’ a verdiği aklına geldi. ‘iyice uçtum! Allah’ ım aklıma mukayyet ol, yoksa kafayı sıyıracağım!’ söylenmesine kaldığı yerden devam ederek Gizem’ in yanına uğradı. “ Balım bana sigara versene!” Asude’ nin tiryakiliğini bildiğinden şaşkınca sordu Gizem. “ Hayırdır¿ Almayı mı unuttun¿” Asude kendi hâlinden bıkmışça gözlerini kapattı. “ Yok be balım! Emirhan’ a verdim.” Duyduğu isimle gözleri irileşti can arkadaşının. “Geldi mi yanına¿” Asude başıyla onayladı onu. “ Hı, hı! İbrahim abiyle kahve içeceklermiş. Kahveyle sigara aldı, gitti.” Asude’ nin bu tavırları Gizem’ i endişelendiriyordu artık. “ Gülüm bu halin hiç hoşuma gitmiyor, bilesin.” Asude’ nin omuzları çökmüştü. “ Onun benim olmayacağını bile bile ben de ona gidemeyeceğime göre.” Gizem’ in yanından ayrılıp mola alanına çıkan genç kız yaşadığı duygu karmaşasından dolayı başının ağrımaya başladığını hissetti. Sigarasını bitirince ellerini cebine sokarak reyona doğru ilerlerken arkasından gelen adamdan haberi bile yoktu. Emirhan mağazaya girdiğinden beri Asude’ ye sesleniyordu ama kıza bir türlü duyuramamıştı. Son çare yanına kadar gitmek olunca hızını arttırarak yetişmeye çalışırken bir yandan da kendi kendine konuşuyordu. ‘bak yine elleri cebinde geziyor ya.sanki o kalçaların az göze batıyor, iyice sok gözüme böyle!’ derken yine kendi kendine karşı çıktı. ‘kızı tanıdığından beri böyle yürüyor.sen oradan başka yere bakmadığın için dikkatini çekiyor olabilir mi acaba¿!’ Genç kızla aralarında bir adım mesafe kala konuşmaya başladı. “ Şu kalçalarına hastayım, biliyorsun değil mi¿” Sevdiği adamın sesini bu kadar yakından duyunca etkilenmemek için cebindeki ellerini yumruk yapan Asude arkasına dönüp cevap verecekken Emirhan’ ın gözlerindeki muzip ışıklarla içi titredi. “ Olmayan şeyin nesine hasta oluyorsun anlamadım¿” Genç kızın içini titreten sesiyle nefesinin yüzüne dağılmasına izin verdi Emirhan. “ Olan bana yetiyor demek ki.” Asude kendinden nefret ediyordu şu an. Adama resmen içi akıyordu ve o buna engel olamıyordu. Konuşmuyorken iyiydi de şimdi böyle, bu hâldeyken uzak durmak daha zor olacaktı kendisi için. “ Bir şey mi söyleyecektin¿” Lafı değiştirmek en güzeliydi. “ Mağazaya girdiğimden beri arkandan seslendim duymadın. Bunu vermek için yanına geliyordum.” Uzattığı paketi alırken temas etmemeye çalıştı genç kız ama sevdiği adam inatla avuç içine parmak uçlarını dokundurmuştu yine. Dokunduğu yerlerdeki elektrik akımını ikisi de hissetmişti. Hızla elini geri çekerken konuşmaya çalıştı. “ Adımı duymadım ki ben...” Karşısındaki kızın düşünür şekilde çattığı kaşlarıyla açıkladı Emirhan. “ Hey diye seslendim!” Gözlerini deviren Asude bıkkınca cevap verdi genç adama. “ Öyle her seslenene dönmem.” Emirhan Asude’ nin ne demek istediğini anlamamıştı. “ Sesimden de mi tanımayacaksın gülüm¿” Duyduğu kelimeyle kalp ritmini düzene sokmaya uğraşırken düşünemiyordu ki genç kız! “ Tanıyıp da dönseydim, bu kez de bunu sorgulamadan ‘sen her arkandan seslenene dönüyor musun¿’ diye yerin dibine sokardın beni.” Konuşurlarken reyona geldiklerini anlamamışlardı. Asude farkına varınca duraksayıp tekrar sevdiği adama döndü. “ Oyun oynama Emirhan benimle. Çünkü benim sevdam senin oyunlarına gelemeyecek kadar ciddi.” Gözleri ‘lütfen sev beni!’ diye haykırırken dudaklarından dökülen kelimeler tam zıttıydı ve karşısındaki adamın kalbine mıh gibi saplanmıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD