Gözleri istemsizce kapanan Emirhan aynı kokuyu genç kızın kendi teninden duyumsamanın nasıl bir his olacağını düşündü. Birden gözlerini açıp yukarı çıkmak için merdivenlere yöneldi.
Genç adam depoda kendi içine dönerken Asude reyonda Arda’yla çene çalıyordu. Emirhan’ın reyon aralarında onlara bakarak dolandığını fark eden Arda hemen ayaklandı. Birkaç zamandır dikkatini çeken durumdan bugün sabah Asude’nin mola yerinde rahatsız olmasıyla emin oldu. Asude Emirhan’ın yanında huzursuz oluyordu. Nedenini tahmin etmekle beraber hiçbir şey yapamıyordu çünkü Asude’yle aralarında resmiyette bir durum yoktu. Emirhan’ın karşısına geçip ‘Asude’yi rahat bırak.’ dediğinde, ‘Sana ne¿’ diye bir karşılık alırsa eğer verecek bir cevabı yoktu.
“Ben artık kaçayım.” Ayaklanan Arda’ ya engel olmaya çalıştı genç kız.
“Neden ya¿ Ne güzel sohbet ediyorduk.” Arda yürümeye başlamıştı.
“Vardiya teslimine az kaldı. Malzemelerimi toparlamam lâzım. Başka zaman müsait olursan yine devam ederiz.” Asude ona eşlik ederken bir yandan da cevap veriyordu.
“Estağfurullah müsaitlik ne demek sen gel her zaman bir şeyler ayarlarız burada.” Arda’ ya gülümseyen Asude onun reyondan ayrılmasıyla karşıdan kaşları çatık bir vaziyette kendisine doğru gelen Emirhan’ ı görünce, “Ne oldu¿” dedi. Emirhan neden yaptığını bilmeden atıldı.
“O dallama neden buradaydı¿” Asude doğru mu duymuştu¿
“Dallama¿ Sen Arda’ dan mı bahsediyorsun¿” Sorduğu soruya karşılık kafasını aşağı yukarı sallayan adama, “Sana ne¿!” diye cevap veren Asude’yle sinirleri iyice zıplamıştı Emirhan’ ın. Zaten reyonda gördüğü manzarayla öfkesi damarlarında gezmeye başlamıştı, bir de böyle bir diklenme karşısında iyice zıvanadan çıktı. Genç kızın burnunun dibine girdiğinde kendini dizginleme fırsatı dahi olmamıştı.
“Bir daha yanında görürsem olacaklardan ben sorumlu değilim!” Emirhan’ın gözleri her ne kadar yangın yeri gibi olsa da Asude bu kez geri adım atmayacaktı. O da gözlerini genç adamın gözlerine dikerek yineledi.
“Sana ne¿” Asude’nin bu tavrından sonra Emirhan’ da kayış kopmuştu. İyice yanaştığı kızla arasında hiç boşluk yoktu ama vücutları birbirlerine değmiyordu. Ancak aralarında oluşan her neyse somuttu ve hissediliyordu. Göz temasını hiç kesmeyen genç adam, sağ elinin işaret parmağını Asude’nin açık olan gömlek düğmelerinden görünen sinesine dokundurup resmen hırlamıştı.
“O zaman şu siktiğimin düğmelerini kapat! Bu parfümü de bu kadar sıkma!”
Asude’ ye dokunduktan sonra bir hışım arkasını dönen Emirhan, çıkışa doğru ilerledi. Ne yapıyordu bu kız ona¿ Yakınlaşınca iyice belirginleşen kokusu, dekoltesinden görünen hafif çatalı... Resmen insanda daha fazlasını görmek için merak uyandırıyordu. Genç kızı Arda’yla gördüğü anlar geldi gözünün önüne birden. Tamam belki yakın durmuyorlardı ama Arda da bir erkekti ve Asude’nin tuhaf çekimini o da hissedebilirdi. Bu ihtimalle tekrar cinleri tepesine çıkan genç adam, derin bir nefes aldı. Asude’ ye dokunduğundan beri ateşe düşmüş gibiydi. Şu anda kulaklarından duman çıksa şaşırmazdı. Bu kadarcık dokunuşla bile ayaklanan erkekliği ise sakinleşmesi şöyle dursun ateşine daha çok odun atıyordu. ‘Haklısın dostum, bu yangında onu da yakmak farz oldu.’ İçinden aletiyle konuşarak arabasına yöneldi. Bir kere yatağına atsa bu hevesi kalmayacaktı, biliyordu kendini. Şimdi Asude kapalı kutuydu onun için ve Emirhan o yüzden bu kadar etkileniyordu!
Asude ise hâlâ Emirhan’ın arkasından eli onun dokunduğu yerde öylece duruyordu. Ne olmuştu az önce¿ Nasıl dokunurdu ona¿ Ne cüretle¿ Hiçbir erkeği değil kendine dokundurmak, bunun düşüncesini verecek davranışlardan bile özellikle kaçınırdı. Bilirdi çünkü ışık gördüler mi erkeklerin çoğu kadınları “orospu” gözüyle görürdü. O yüzden erkeklerle genelde onların diliyle konuşur, aralarındaki mesafeyi korumaya çalışırdı. Bu sebeptendir etrafındakiler Asude’ ye ‘erkek Fatma’ derlerdi. Ama Emirhan... Bırakın özel alanını ihlâl etmeyi ona dokunmuştu! Nerden bu cesareti almıştı¿! Herkese nasıl davranırsa ona da öyle davranıyordu genç kız, hatta içindeki anlamsız gariplik yüzünden daha bile katı davrandığı oluyordu. Tekrar aklına yaşananlar doldu, Emirhan’ın gözleri düştü zihnine. Yine bir ateş sardı vücudunu, yanakları alev almıştı bir kez daha. Kolay kızaran bir tene sahip değildi ama Emirhan onunla uğraşmaya başladığından beri pancar gibi oluyordu çoğu zaman. Genç adamın gözlerinde gördüğü neydi¿ Salak değildi, Emirhan’ın amacını anlamıştı ama herkesin ‘erkek Fatma’ gözüyle gördüğü, çoğu erkeğin asker arkadaşı muamelesi çektiği kendisine neden takmıştı kafayı¿ Bir kere güzel değildi, çok zayıftı. Onun dikkatini çekebilecek bir özellik göremiyordu kendinde Asude çünkü Emirhan’ın daha önce birlikte olduğu kadınları biliyordu, mağazada çalışan çoğu bayanla birlikte olmuştu adam. İşveli cilveli, ‘kadın gibi kadın’ dedikleri cinstendi hepsi de. O hayatının hiçbir döneminde böyle davranmamıştı, kaldı ki huyu değildi. Peki bu adamın ona kafasını takmasına sebep neydi¿ Sadece onu arzulaması mı o kadar yoğun bakmasına neden oluyordu yani¿
Gizem reyonunun tenha olmasını fırsat bilerek Asude’yi görmeye gelmişti. Arkadaşının yanına yaklaşırken gördüğü görüntüyle kaşlarını çattı. Asude eli böğründe dimdik karşıya bakıyordu. Sanki bulunduğu yerde değil gibiydi genç kız. Gizem geldiğini belli etmek için elini Asude’nin omzuna koymuştu.
“Asude! İyi misin?” Gizem’ in sesini duyan Asude yerinde sıçradı.
“Hı!” Asude’nin odaksız bakışlarıyla telaşlandı Gizem.
“Gülüm iyi misin¿ Ne oldu¿ Nereye bakıyorsun öyle¿” Arkadaşının sözleriyle elinin hâlâ Emirhan’ın dokunduğu yerde ve onun gittiği yöne doğru baktığını fark eden kız,
“Ha! İyiyim, iyiyim. Dalmışım sadece.” diye cevap verdi Gizem’ e. Asude’ deki garipliği hissetmişti Gizem ama sesini çıkartmadı. Zaten son birkaç haftadır arada böyle nutku tutuluyor, dalıp gidiyordu. Üzerine gitmedi genç kızın. Çünkü biliyordu arkadaşının huyunu, derdi tasası her neyse iyice onu doldurup taşma noktasına gelmeden anlatmazdı.
“Emin misin¿ Yüzün kıpkırmızı, hasta mı oluyorsun acaba¿” diye tekrar sordu Gizem. Arkadaşının sorusuyla ellerini yanaklarına götüren Asude hissettiği sıcaklıkla, ‘Hâlâ mı yaaa!!’ diyerek içinden söylendi ya da o öyle zannetmişti.
“Ne hâlâ mı¿” Gizem’ in sorusuyla gerçek dünyaya dönmeye karar vermişti Asude.
“Efendim¿” Genç kız arkadaşının tepkilerine anlam veremiyordu.
“‘Hâlâ mı ya’ dedin de onu diyorum ne hâlâ mı diye¿” Asude duyduğu detayla eli ayağı boşalmıştı.
“Ben onu dışımdan mı söyledim¿” Gizem problemin ne olduğunu bilmese bile şu anda Asude’nin iyi olmadığına kanaat getirerek yönlendirdi genç kızı.
“Asude valla iyi değilsin sen. Devrelerin yanmış senin. Hadi yürü toparlan da çıkalım. Açık havaya çıkınca normale dönersin belki.” Bir yandan bıcır bıcır konuşan kız bir yandan da arkadaşını çekiştiriyordu ama haklı çıkmış, bilmeden büyük bir iyilik yapmıştı Asude’ ye.
Eve gidip yalnız kaldığında yine düşünceler üşüşmüştü beynine. Tek cevaplayamadığı soru ‘Neden’ idi. ‘Neden ona böyle davranıyordu¿’ ‘Neden “o” ¿’ Sürekli bu sorular uğulduyordu içinde. Genç adamın tek derdi kendisini yatağa atmaksa eğer ona bu cesareti vermemişti ki. Sonra Emirhan’ a olan tavrını düşündü Asude, hiçbir gariplik yoktu. Diğer çalışma arkadaşlarına nasıl davranıyorsa ona da öyle davranıyor, ekstra bir alaka göstermiyordu. Sadece direkt Asude’ ye baktığında gözlerindeki yoğunluktan ürküyordu o kadar. Bu korkusu aklına gelince yine yaşadıklarını düşündü genç kız. Galiba problemi bulmuştu! Çünkü sadece yalnız kaldıklarında Emirhan ona yaklaşıyordu. Bu da demekti ki genç adam Asude’nin ondan çekindiğini anlamış ve buna oynayarak onu güçsüz düşürmeye çalışıyordu. Eğer genç kız yalnız kaldıklarında da korkusunu yenmeyi başarıp her zaman ki tavrıyla davranırsa Emirhan’ a fırsat vermemiş olacaktı. Bu kanıya varan Asude derin bir oh çekip uykuya daldı.
Aradan geçen birkaç günde Emirhan’ la hiç yalnız denk gelmemişti Asude. Mola alanında ya da mağaza içerisindeyken kalabalıkla denk geldiklerinde ise ortaya konuşmuş Emirhan’ın kendisiyle muhatap olmasını engellemişti. Ancak Emirhan’ın gözlerinin hâlâ üzerinde olduğunu hissediyor, buna da çok takılmamaya çalışıyordu. Emirhan’ın davranışlarına da dikkat etmeye başlamıştı kız. Özellikle diğer bayan personelle olan iletişimine dikkat ediyor, bir tek kendine mi farklı davrandığını çözmeye çalışıyordu. Onlarla olan diyaloglarında bir gariplik yoktu. Genç adamın samimi hatta çok samimi davrandıkları vardı elbette ama o kadınlar da herkesle aynı şekilde samimi olan kadınlardı. Tuhaf olan tek şey genç adamın Asude’ ye bakarken gözlerinde oluşan o yoğunluk diğer kadınlarla konuşup gülüşürken oluşmuyordu. Buna birkaç defa özellikle dikkat etmişti genç kız ve emin olmuştu. Ona baktığı gibi kimseye bakmıyordu genç adam. Emirhan ise Asude’nin bu davranışlarına iyice sinir olmaya başlamıştı. Genç kız resmen onu herkesle aynı kefeye koyuyor, gerek olmadıkça kâle bile almıyordu. Ne yani, artık umursamıyor muydu onu¿! Bu imkânsızdı! Emirhan alışmıştı istediği kadınları bir lafıyla bir hareketiyle etkilemeye. O niyetle yaklaştığı çoğu kadın biraz sohbetten sonra kendiliğinden gelirdi Emirhan’ a. Hayatı boyunca bu böyle olmuştu da bu kız da niye tutmamıştı¿ Ne farkı vardı ki diğerlerinden sanki¿ Hiç mi etkilenmemişti ondan¿ Asude’nin davranışlarını kafasında tartarken etkilenmiş olsa nasıl bu kadar uzak davranabildiğine bir anlam veremiyordu.
O gün çok acıkmıştı Asude. Gizem’ le anlaşıp yemeğe beraber gitmek niyetindelerdi. Tuğçe olmadığı zamanlar genelde bütün boş vakitlerini beraber geçirmeye başlamışlardı. İmrenilecek kadar iyi anlaşıyorlar, bu da mağazadakilerin gözünden kaçmıyordu,
“Hadi balım yaaa çok acıktım ben!” Mızıldanarak arkadaşının yanına gitmişti Asude.
“Tamam güzel gözlüm geliyorum.” Kol kola giren arkadaşlar konuşa gülüşe yemek yedikleri kata doğru çıkmaya başlamışlardı ama aralarındaki sohbete o kadar dalmışlardı ki arkalarından gelenleri görememişlerdi. Oysa Emirhan daha kattan çıkarken Asude’nin kokusunu duyumsamış yanındaki arkadaşlarına çaktırmadan onları da yönlendirerek peşlerine takılmıştı. Önünde yürüyen kızın kalçalarından gözlerini alamıyordu. Neden bu kadar dar giyiyordu ki pantolonları bu kız¿ Bir de ellerini erkek gibi yan ceplerine sokmuyor muydu, iyice meydana çıkartıyordu o küçük yuvarlaklıkları.
Peşlerindeki adamı fark etmeyen iki kız yemek tepsilerini alarak boş buldukları masaya oturdular. Asude gerçekten çok acıkmıştı çünkü sabah uyuyakalmış her zaman bindiği servise geç kalmıştı. Yetiştiği serviste geç gelince kahvaltı yapmadan direkt işinin başına geçmişti. Arkasındaki hareketliliği hissetmiş eş zamanlı sırtında oluşan karıncalanmayı anlamlandıramamıştı. Çorbasına ekmeğini doğrayan Asude eline kaşığını aldığında karşısındaki Gizem’ in sorduğu soruya cevap verebilmek için sırtını sandalyesine yaslamıştı ki olanlar oldu,
“Afiyet olsun fıstık!” Tam kulağının yanında hissettiği nefesle tüyleri ürperirken elinde tuttuğu kaşık gürültüyle masaya düştü. Başını sağ omzunun üzerinden usulca arkaya doğru çevirdiğinde gördüğü adamla hızla kafasını önüne çevirdi.
“Ne oldu kız¿ Kulaklarına kadar kızardın yine¿” dedi Gizem ama Asude hiç tepki vermemişti. “Hadi yesene yemeğini! Çok acıktım, çok acıktım diyerek koştura koştura getirdin bir de beni! Hadisene!” diye sesini biraz daha yükselterek konuştu Gizem.
“Yok benim iştahım kaçtı!” Asude elindeki kaşığı usulca tabağınım yanına bıraktığında Gizem şaşmış vaziyetteydi.
“Haydaaa! Ne oluyor sana yahu¿!” Sandalyesinden öne doğru kayan Asude kendince Emirhan’ın etki alanından çıkmaya çalışıyordu.
“Yok bir şey gülüm hadi ye yemeğini de bir an evvel çıkalım buradan.” Arkadaşının tepkilerine bir anlam veremeyen Gizem’ se yemeğini yemeye devam etti.
Kızların arasındaki konuşmayı duyan Emirhan memnun bir şekilde gülümseyerek arkadaşlarına dönüp yemeğine devam etti. Asude ondan etkileniyordu, sadece kendini ağırdan alıyor, naza çekiyordu belli ki. Bu pek bir şey ifade etmezdi genç adam için, biraz daha uğraşır istediği kıvama getirirdi Asude’yi.
Yemeğini bitiren Gizem Asude’nin kalkmasını beklerken genç kızın içinde kopan fırtınalardan habersizdi. ‘Hadi be adam amma yedin kalk git artık işte!’ diye kendi içinden söyleniyordu Asude. Eğer Emirhan kalkmadan o kalkıp gitmeye çalıştığında az önce yaptığı gibi aniden bir şey yaparsa eli ayağı boşalır yemek tepsisini düşürürdü. Düşüncesi bile korkunçtu! Yemek yiyenlere rezil olmak da vardı ama en çok Emirhan’ a rezil olacak olmak korkutmuştu onu. Nihayet ayaklanan adamların arkasından onlar da yemekhaneden çıktılar. Mola alanına korka korka giren Asude Emirhan’ın yanındaki arkadaşlarıyla uzak bir köşede oturduğunu görünce derin bir nefes alarak Gizem’ le oturdu.
Öğleden sonra reyon oldukça yoğundu. 4 tane elbise satmış elindeki kılıfları bitirmişti. Depodan kılıf istemek Emirhan’la tekrar yüz yüze gelmek demek olduğu için gerilen Asude’nin aklına gelen kişiyle reyon aralarında gözlerini gezdirmeye başladı. Az ilerdeki ayakkabı kutularını boşalttığını görünce hemen yanına gitti.
“Kolay gelsin İbrahim Abi!” Yaşça büyük olan adam genç kıza gülümseyerek baktı.
“Sağ ol kızım.” Asude de adama gülümseyerek konuşmaya devam etti.
“Abi reyonda kılıf kalmadı da rica etsem getirebilir misin acaba¿” İbrahim genç kızı kırmak istemiyordu lakin oldukça da yoğundu maalesef ki.
“Asude işim var kızım depoyu ara Emirhan yardımcı olur sana.” ‘Ah be İbrahim Abi onu aramamak için sana geldim zaten.’ diye içinden söylense de “Peki abi.” diyerek adamın yanından ayrıldı. Kendi reyonuna geçerken erkek takım elbise reyonu dikkatini çekti. Neden olmasındı ki¿ Kılıflar aynıydı sonuçta bir tek ebatları farklıydı.
“Senin kılıflardan bana birkaç tane versene Serkan!” Aklındaki fikirle soluğu çalışma arkadaşının reyonunda alan Asude’ ye Serkan merakla baktı.
“Hayırdır aga seninkilerden depoda kalmamış mı¿” Asude gerçekte olan yerine görüneni söylemeye karar vermişti.
“Bilmiyorum İbrahim Abi’nin işi varmış şimdi. O getirene kadar senden idare edeyim işte.” Serkan olayları tahmin bile edemediğinden gayet normal bir tepki verdi.
“Emirhan’ dan isteseydin ya sende.” Serkan’ın söyledikleriyle sinirleri zıplayan genç kız ‘hay amına koyayım ne Emirhan’mış arkadaş’ diye söylenen iç sesine rağmen dışından makul konuşmayı başardı.
“Amma tatava yaptın yaa! Altı üstü 2 kılıf vereceksin! Sanki babanın malını istedim!” Atarlanan Asude’ ye istediği kılıfları uzattı genç adam.
“Tamam tamam al be! Bir şey söylenmeye de gelmiyorsun.” Aldığı kılıflarla Serkan’ a teşekkür ederek reyonuna döndü genç kız. Sattığı elbiseyi kılıflarken gelen Mehmet Bey bayan yerine erkek kılıfı kullanıldığını görünce Asude’ ye gözlerini çevirdi.
“Senin kendi reyon kılıfın yok mu¿” Asude kekelememek için dua ederken konuştu.
“Bugün yoğunluk var da kalmadı Mehmet Bey.” Mehmet Bey kurcalamaya kararlıydı.
“Depodan isteseydin o zaman.” Asude boka battığının farkındalığına rağmen kaçmaya çalışıyordu.
“İbrahim Abi’ ye söyledim zaten de işi varmış daha sonra ilgilenirim demişti.” Tek görevlinin İbrahim olmadığını bilen Mehmet Bey diğer seçeneği de sorgulamayı ihmal etmemişti.
“Emirhan¿” Asude bakışlarını kaçırırken fısıldadı.
“Bilmiyorum Mehmet Bey!” Mehmet Bey artık öfkelenmeye başlamıştı.
“Bilmiyorum ne demek Asude¿” Mehmet Bey’ in korkutucu sesiyle sinen kız sesini zar zor bulmuştu.
“Nerede olduğunu bilmiyorum demek.” Personele ulaşmak için kullanılan telefonu kulağına götüren Mehmet Bey telefona doğru kükredi.
“EMİRHAN! “İşte şimdi sıçmıştı Asude!
Telefondan gelen kükremeyle yerinde sıçrayarak, “Efendim Mehmet Abi¿” diye cevap verdi Emirhan.
“Bayan abiye reyonunda kılıf kalmamış, neredesin sen¿!” Olaylardan haberi bile olmayan genç adam afalladı.
“Depodayım abi de bana bir şey söyleyen olmadı.” Mehmet Bey’ in taze öfkesinden nasibini Emirhan da almıştı.
“Asude İbrahim’ e söylemiş. Sizin birbirinizden haberiniz yok mu¿!” Duyduğu isimle Emirhan’ın içinde öfke kazanları kaynamaya yüz tutmuştu.
“Söylemeyi unuttu herhalde abi ben şimdi getiriyorum.” Telefonu kapatıp bir hışımla aldığı kılıflarla beraber reyona doğru yöneldi. Reyonda olan Mehmet Bey ise Asude’ ye dönerek, “Bir daha olmasın¿!” diye tısladı. Giden Mehmet Bey’in korkusu ayrı, gelecek olan Emirhan’ın korkusu ayrı titretiyordu Asude’yi. Tam şu anda ufacık olup kaybolmak istiyordu! Emirhan ağzına sıçacaktı hissedebiliyordu bunu! Gözlerindeki ateş bu kez gerçekten yakacaktı genç kızı! Karşıdan gelen Emirhan’ ı gördüğünde eli ayağına dolaşsa da ne olursa olsun ona yenilmeyeceğini kendine hatırlatıp korkusunu yok etmeye çalıştı Asude.
“Ne yapmaya çalışıyorsun sen¿” Hırlayan Emirhan’ a karşı omuzlarını dikleştirerek cevap verdi genç kız.
“Ne yapıyormuşum ben¿” Genç kızın dik cevabıyla Emirhan’ın taşkınlığı hat safhaya ulaştı.
“İbrahim Abi’ den malzeme istemek de ne demek¿” Asude genç adamın Mehmet Bey’ den kendi yüzünden azar işittiği için kızacağını düşünürken beklemediği bu sözler afallamasına sebep olmuştu.
“Neden¿ İlla senden mi istemem gerekli¿” Bu kez sesi yükselmişti Emirhan’ın.
“Evet¿!” Bunun üzerine hırlayan Asudeydi.
“Allah Allah! O niyeymiş¿!” Öfkeden neredeyse olduğu yerde tepinecek hâle gelmişti Emirhan. Eğer bakışlarla adam öldürülebilseydi kesinlikle şu an Asude’yi lime lime etmişti. Hem laf duymasına sebep oluyordu hem de suçsuz gibi üste çıkmaya çalışıyordu.
“Çünkü senin reyonunla ilgilenen benim!” Asude’ de Emirhan’ın pişkince verdiği cevaba sinirlenmişti. Sanki kızı tek eline almıştı adam!
“İşine çok meraklıysan o depoda götünü büyüteceğine çıkıp ortalığı bir dolan! Kim de ne eksik varsa getir! Senin peşinde koşmak zorunda mıyım ben¿!” Genç adam tehlikeli bir bakışla gözlerini Asude’ ye dikti.
“Öyle mi¿!” Asude geri adım atmaya hiç niyetli değildi.
“Aynen öyle¿!” Emirhan getirdiği kılıfları ambalajlarından çıkartmadan genç kızın kafasına atarcasına yere fırlatıp oradan uzaklaştı.
“Peki!” Onun hiç tepki vermeden gidişine şaşıran Asude kılıfları güç bela yerlerine götürüp düzenledi. Emirhan Asude’nin yanından ayrıldıktan sonra ‘demek canın oyun istiyor küçük fahişe¿!’ diyen iç sesiyle depoya girdi.
“Hayırdır lan nerden geliyorsun böyle ateş almış gibi¿” Sakinleşmeyle uğraşmadan adama hırladı Emirhan.
“İbrahim abi bundan sonra Asude’nin reyonuna benden başkası mal çıkartmayacak!” İbrahim bu öfkenin sebebini anlayamamıştı.
“Ne oluyor oğlum¿” Genç adam İbrahim’ i geçiştirmeyi yeğledi.
“Yok bir şey abi. Siz benim dediğimi yapın yeter.” Emirhan yaptığıyla Asude’yi kendine mecbur bıraktığını düşünse de Asude’ de kendince çözümler üretiyordu elbette.
Emirhan’ın tepkisizliğinden tırsan Asude takip eden günlerde onunla karşı karşıya gelmemeye gayret gösterdi. Reyonla ilgili bir sıkıntı ya da eksik olduğunda bir defa İbrahim Abi’ ye gitmiş Emirhan’ın söylediklerini öğrenmişti. Bunun üzerine reyonun eksiklerini ya onu molaya göndermeye gelen ya da etraftaki reyonlarda çalışan arkadaşlarına istetiyordu. Tabii ki bu da uzun sürememişti çünkü arkadaşları ‘Neden kendin istemiyorsun¿’ diye sorular sormaya başlamışlardı. Birkaç defa da kendi mal çekmeye çalışmış ancak taşıdığı malzemeler ağır olduğu için reyona getirene kadar çok zorlanmıştı. Ayrıca malları depodan alırken Emirhan’ın her an gelebilecek olması ihtimali de ayrı germişti Asude’yi. Genç kız en son teenage reyonunda görevli Ertuğrul’ un malzemelerinden kullanırken Emirhan bunu fark etmiş Ertuğrul’ a da ürün getirmemeye başlamıştı. Anlamlandıramadığı durum karşısında olayı Emirhan’ a sorduğunda aldığı cevapla dumura uğramıştı. Emirhan dört bir yandan sıkıştırıyordu Asude’yi. Genç kız öğleden sonra tekrar Ertuğrul’ un yanına gidince çocuk bu olayı Asude’ ye de aktardı.
“Hacı kusura bakma ama ben sana bundan sonra kılıf veremeyeceğim. Emirhan Abi bana da getirmiyor artık kendime kadar var o yüzden.” Genç kız bakışlarını küçültüp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
“Sana neden getirmiyor¿” Ertuğrul konuşurken ellerini iki yana açtı.
“Bilmiyorum ki! Önceden ‘Beni uğraştırma abicim şuradan veriver ben sana sonra getiririm.’ diyen adam şimdi ‘Kimseye malzemelerini verme!’ diye çemkiriyor bana.” Asude ne olduğunu anlamıştı. Ertuğrul’ un yanından ayrılan genç kız Emirhan’ a deli olmuştu! Onu kendisine zorunlu hale getiriyordu. Bunu bile bile onunla iş için dahi konuşacak olmak kıza koyuyordu ama kahretsin ki mecburdu! İçindeki sinirle ne yapacağını kara kara düşünen Asude aklına gelen fikirle kendi kendine sinsice sırıttı. Reyon aralarında Emirhan’ ı ararken biraz ilerisinde biriyle sohbet ettiğini gördü.
“Emirhan!” Günler sonra ona seslenen Asude’yle hayrete düştü adam. Bir haftadır ona gelmesi için her yolu denemişti ve tam artık bu inatçı keçiyle uğraşmaktan vazgeçeceği sırada gelmiş miydi yani! Düşüncelerine rağmen gayet havalı bir şekilde kafasını kıza doğru çevirerek bakışlarını birleştirdi.
“Efendim!” Asude konuşmak için kendini zorladı.
“Benim reyonda ürün poşeti kalmamış. Getirebilir misin acaba¿” Kibarlığı karşısında bir an şaşırsa da belli etmedi Emirhan.
“Hallederiz.” Genç adamın cevap vermesiyle reyonuna ilerleyip aklındakileri gerçekleştirmeye başladı Asude. Arkadaşıyla olan sohbetini bitirip depoya giden Emirhan kızın istediklerini alıp reyonların olduğu bölüme yöneldi. Genç kızın olduğu reyona yaklaştıkça duyumsadığı kokuyla kaşlarını çattı. ‘Yine mi parfüm sıkmış bu!’ diye içinden söylenirken gördüğü şeyle gözleri alev aldı!
Asude Emirhan’ın yanından ayrıldıktan sonra her zaman çantasında taşıdığı parfümünden üzerine sıktı, adamın söylediklerinden sonra bir daha hem onun hem de başkalarının gözünde o duruma düşmemek için takmadığı kulaklığını çıkartıp taktı ve telefonundan hareketli bir parça açtı. Madem Emirhan Bey onu sinir etmek için özellikle uğraşıyordu o da adamı kendi silahıyla vururdu! Olduğu yerde hafif salınımlarla hem şarkıya eşlik ediyor hem de Emirhan geldiğinde gelişini hiç fark etmemiş gibi yapabilmek için içinden dualar ediyordu. Emirhan ise neredeyse burnundan alev çıkartacak duruma gelmişti! Ne yaptığını sanıyordu bu kız! Parfümünün kokusu yeterince dikkat çekmiyormuş gibi bir de reyonun orta yerinde OYNUYORDU! Tamam oynadığı yer çok da ortada bir yer değildi belki ama kokuyu takip eden herkes görebilirdi! Zaten dar olan pantolondan daha belirgin olan ve gözlerini alamadığı kalçalar şimdi bir de genç adamın önünde kızın duyduğu ama kendisinin duymadığı müziğin ritmiyle sallanıyordu. Hızla kızın yanına ilerleyen Emirhan sertçe konuştu.
“İstediklerin!” Asude sanki onu beklemiyormuş gibi umursamazca göz ucuyla adama bakmıştı.
“Ah! Teşekkür ederim.” Genç kız Emirhan’ın getirdiği malzemeleri alarak adamı arkasında bıraktı ve aldıklarını yerleştirmeye başladı. Emirhan’ın gözlerindeki ateşi görmüştü Asude! Yanından ayrılırken sinirle bir şeyler homurdandığını duymuş ama anlamamıştı. Olsundu! O nasıl sinir olduysa onu da sinir etmeyi başarmıştı! Sevinç çığlıkları atacaktı neredeyse! Emirhan Bey’i daha çok sinir edecekti.
Asude başlattığı sinir harbinin onu aşka düşüreceğini bilse acaba yine de bu yola çıkar mıydı bilinmez ama şimdilik hem yaşadığı zaferi kutluyor hem de ilerleyen günlerde Emirhan’ ı daha çok sinir etmek için neler yapabileceğini düşünüyordu... Mola alanından dönen Asude mağazaya doğru ilerlerken soğuktan iyice büzüşmüştü. Havalar artık hissedilir derece de serinlemişti, kış geliyordu. 6 ayını doldurmuştu mağazada. Gizem’ in çalıştığı reyon değişmiş mağaza girişinde görev alıyordu artık. Bu da daha çok çalışma ve bir sürü eğitim demek oluyordu ki bu durum Asude’yle görüşmesini kısıtlıyordu. Hala samimilerdi ama eskisi gibi sık sık bir araya gelemiyorlardı. Karşı reyonuna gelen Ceylan’ la da kısa sürede iyi anlaşan Asude için hayatı boyunca olacağı gibi daha o zamanlarda dahi Gizem’in yeri ayrıydı. Farklı bir bağ vardı aralarında ve bu bağ sayesinde şimdi bilmeseler bile ilerde birbirlerinin hayatlarında başrol olacaklardı.
Asude’nin personel kapısından girdiğini gören Emirhan kıza doğru gitti.
“Çok mu soğuk dışarısı¿” Emirhan’ a dönen Asude ellerini genç adamın gömleğinden görünen kollarına koydu.
“Valla ben dondum! Artık ceketsiz çıkılmaz dışarıya!” Emirhan gözleriyle genç kızın açık olan gömleğinin yakasını işaret etmişti.
“Şu yakanı kapatsan bu kadar üşümezsin!” Asude içindeki değişime kapılmamak için Emirhan’ ı iteklemişti.
“Hadi ben Gizem’e uğrayacağım! Çekil yolumdan.” Emirhan’ la araları normaldi artık. Herkese nasıl davranıyorlarsa birbirlerine de aynı davranıyorlardı. Asude zaten mağaza içinde özellikle de erkek çalışanlar arasında sevilen biriydi. Hepsiyle kendi kafalarına göre sohbet etmeyi başaran kız nabza göre şerbeti güzel ayarlıyordu. Böylelikle erkekler de karşı cinsten olan biriyle arkadaş olmanın ayrıcalığını yaşıyordu. Etrafındaki erkeklerin hiçbiri kötü gözle bakmıyordu Asude’ ye, hissediyordu bunu. Hepsi için kardeş, abla, dost hatta sırdaş gibiydi. Gerçi bir erkekle bayanın arkadaşlığını anlayamayan zihinler yok değildi ve arada bu durum Asude’nin canını sıkıyordu ancak değer verdiği diğer erkek arkadaşlarının bu doğrultuda herhangi bir yaklaşımı olmadığı için çok da üzerinde durmuyordu. Bir de fark etmişti ki erkeklerle daha iyi anlaşıyor, onların yanında daha rahat davranıyordu. Çünkü erkekler gerçekten arkadaş gözüyle gördüğü kadınların yanında dümdüz davranıyorlardı. Kadınlar gibi kıskançlıklar, kaprisler yapmıyorlar ve bu şekilde olunca arkadaşlıkları insanı sıkmıyordu. Adamlar düz mantıktı, Asude’ ye göre en temiziydi! Öte yandan Emirhan da bu sığ düşüncede olanlar arasındaydı. Ona göre erkekler hiçbir sebep yokken sadece arkadaş gözüyle bir kadına bakamazdı! Hadi canım nerede görülmüştü bir erkekle bir kadının samimi arkadaşlığı! Mutlaka ya kadın erkeğe aşıktı ya da erkek kadını yatağa atıyordu! Onun mantığı buydu ve bu mantığa göre Asude şu anda ortalık malıydı! Hele Gizem’ in reyonu değişip de ayrıldığından beri görüşememelerinden dolayı genç kızın etrafında kız arkadaşı kalmamış bu yüzden de mağazadaki çoğu erkekle muhabbeti ilerletmişti. İşin ilginci hiçbir erkekten onun hakkında en ufak kötü bir düşünce duymuyordu. Kendisine dahi yanlış düşündürecek biçimde davranmıyor, başka tarafa çekilecek bir tavır sergilemiyordu. Gizem’ in yanına varan Asude çalışan arkadaşıyla ayak üzeri sohbete başladı.
“Ne yapıyorsun balım¿” Gizem elleriyle reyonu göstermişti.
“İyi gülüm. Nereden geliyorsun böyle¿” Asude hevessizce konuştu.
“Karnımı doyurmaya gittim. Oradan mola alanına geçtiğimde kahve içerken Arda’yla karşılaştık, onunla oturduk. Ben erken girdim içeri seni görmek için.” Göz kırparak sordu Gizem.
“İyi yapmışsın bebeğim. Arda ne yapıyor¿” Genç kız hiçbir heyecan belirtisi göstermemişti.
“O da iyi ne yapsın. Bu ara yoğunlar, malum sezon değişti.” Asude’nin tavrıyla irdeledi Gizem.
“Nasıl gidiyor peki¿” Gözlerini kısarak sormuştu bu soruyu. Arkadaşının mutlu olmasını gerçekten çok istiyordu. Ona göre mutluluğu hak eden ender insanlardan biriydi bu kız. Yaşadığı onca acıdan sonra kalbinin tekrar atmasını istiyordu.
“Aynı. Değişen bir şey yok. Sohbeti çok iyi, onun yanında gerçekten rahatım.” Asude’nin ketumluğuyla alenen sorguladı artık genç kız.
“Yani diğerlerinden bir farkı yok senin için.” Asude bilinmezin verdiği boş vermişlikle elleriyle oynadı bir süre.
“Nasıl bir fark aradığımı ben de bilmiyorum ki balım. Ama bana göre aşk bu kadar yavan olamaz, olmamalı. Bir bakışıyla, bir sözüyle içini titretmeli insanın. Evet Arda’nın bana bir şeyler hissettiğini anlıyorum artık ama o duygu yok ben de.” Gizem durum tespiti yapar gibiydi.
“Sen resmen yanmak istiyorsun!” Asude bütün saflığıyla anlatmaya devam etti.
“İnan ki bilmiyorum. Bak mesela geçen gün yan reyonda yenileme çalışması vardı. Sezgin, Murat, Hakan hepsi işlerini bırakıp benim yanıma geldiler, çok güzel muhabbet ettik. Onlar yanımdayken Arda gördü ve sadece ‘kolay gelsin.’ Diyerek arkasını döndü. Ya adam bir tepki verir! Ama yok sadece kuru bir ‘kolay gelsin.’ dedi o kadar!” Hayretle Gizem’ in ağzı açık kalmıştı.
“Tepki vermedi mi yani¿” Genç kız olumsuz anlamda balını salladı.
“Hayır diyorum ya gülüm. Kafasını çevirip gitti. Başka bir örnek vereyim. Biz Arda’yla kaç aydır konuşuyoruz¿” Soran arkadaşına düşünerek cevap verdi Gizem.
“3 ay olmuştur.” Asude arkadaşının sözleri ile elini kaldırıp yakasını gösterdi.
“Ben işe girdiğimden beri şu gömleğimin düğmeleri açık. 3 aydır hayatımda olan adam bir kere ağzına almamışken götüme takmadığım Emirhan’ın dilinden düşmüyor bir türlü. Fırsatını buldukça laf sokuyor ibne!” Gizem’ in bu kez kaşları çatılmıştı.
“Ne oldu ki¿” Asude Emirhan’ la olduğunda takındığı umursamazlık zırhını yeniden üzerine geçirdi.
“Az önce senin yanına gelmeden karşılaştım. ‘Üşüdüm.’ deyince ‘düğmelerini kapat.’ dedi bana.” Gizem anlatılanlara yine de ihtiyatla yaklaşmıştı.
“Emirhan bu konularda çok tehlikeli. Dikkat et de Arda’yı istemiyorum derken ona kapılma!” Genç kız bilmişçe gülümsedi arkadaşına.
“Tek derdi kadınları yatağa atmak olan bir adama mı kapılacağım! Güldürme beni balım yaaa!” Gizem elini omzuna koyduğu Asude’yi ikaz ettiğini hissettirmeye çalıştı.
“Yapmazsın ama yine de ben söylemiş olayım.” Asude kendi içindeki duygulardan sıkıldığından bunları sesli işitince irkildi.
“Hadi ben gidiyorum balım. Vaktim doldu.” Gizem ayaklanan arkadaşına bir öpücük hediye etmişti.
“Tamam güzel gözlüm görüşürüz yine.” Arkadaşıyla vedalaşan Asude yapmaması gerekeni yapıp Gizem’ in ikazını hiçe sayarak onun son söylediklerini unutmuştu bile. Reyonuna giden kız günlük işlerine geri döndü. Bu arada mağazada işler iyice yoğunlaşmış, merkez şubeden ek depo görevlileri gelmişti. Emirhan Salim’ le pek anlaşamasa da İzzet Abi’ den çekinirdi. Ona işini öğreten depoya aldıran o’ydu. Emirhan onun yanındayken her zaman ki fırlamalıklarını yapamıyor daha edepli duruyordu. Asude ise Salim’le çok iyi anlaşmıştı. Aynı yerden geliyorlar, sadece Salim birkaç durak sonra biniyordu. Ayrıca sohbeti tatlı, kafa çocuktu. İzzet Abi’yse tam bir görev adamıydı. O geldiğinden beri Emirhan’ da olan değişimi Asude de fark etmiş için için gülüyordu genç adama. Eee herkesin sakındığı biri vardı demek ki!
Yemek saatinin geldiğini gören Salim reyonların arasından geçip çıkışa giderken Asude’yi gördü.
“Kız hadi yemeğe gidelim!” Asude teklifin cazipliğine karşı dudak büktü.
“Daha 10 dakikam var benim!” Salim genç kızın üzgün ifadesine karşı gülümsedi.
“Tamam hadi hallet işlerini de mola yerinde görüşürüz madem.” Asude başını sallayarak kabul etmişti arkadaşını. Salim gittikten sonra ortalığı toparlayan kız yemeğini yiyerek mola alanına gitti. Salim’ in yanına oturup sohbet ederken reyonunun çok yoğun olmadığını biraz daha idare edebileceklerinin mesajını alan Asude sevinçle yanındaki genç adama döndü.
“Valla çok şanslıyım! Muhabbeti bırakıp hiç gidesim yoktu, başka bir şey isteseymişim olacakmış.” Göz kırparak sordu Salim.
“Ne oldu¿” Asude iyice yerine yerleşip gülümsedi arkadaşına.
“Reyon sakinmiş de biraz daha senleyim.” Salim duyduğu şeyle ayaklanmıştı.
“Hadi birer kahve daha içelim de içeri gireriz.” Sohbet, gır gır, şamata derken vaktin nasıl geçtiğini anlamayan ikili mağazanın depo girişine doğru ilerlediler. Emirhan ise yemek saatinin geldiğini görünce reyonlardaki eksikleri hızla tamamlamaya girişmişti. Asude’nin reyonuna vardığında kızın hâlâ ortalıklarda olmadığını fark etti. Oysa yemeğe çıkarken görmüştü ve şimdiye çoktan gelmiş olması gerekirdi.
“Atiye abla Asude nerede¿” Genç adamın meraklı sorusuna gülümseyerek cevap verdi Atiye.
“Yemekte oğlum.” Bakışlarını kasan Emirhan. Eliyle çenesini sıvazlamıştı.
“İyi de şimdiye kadar gelmiş olması gerekmiyor muydu¿” Atiye Emirhan’ın niyetini bilmediğinden olanı söyleyiverdi.
“Reyon tenha diye haber verdim biraz geç gelecek.” Aldığı cevaptan sonra depoya yollanan Emirhan karşı kapıdan gelenleri görünce... Hırrrr! Bu kız bunca zaman dışarıda Salim ile mi beraberdi yani! Ne ara bu kadar samimi olmuşlardı ya! Daha çocuğun geldiği ne kadar olmuştu da böyle muhabbet kurabilmişlerdi! Arda bitmişti de şimdi bir de Salim mi çıkmıştı ortaya! Salim’ den ayrılan Asude merdivenlere yöneldiği sırada Emirhan’ın sirke satan suratını görmesiyle yine umursamazları oynadı. Tam yanından geçeceği sırada kolundan tutulunca durmak zorunda kaldı genç kız.
“Sen Salim’ le mi beraberdin¿” Emirhan’ın sorusuna, “Evet.” cevabını verdikten sonra kolunu kurtaran Asude reyonuna gitti. Atiye ablaya teşekkür ederek gönderen kız yan reyonda çalışma yapan Arda’yı fark etti.
“Kolay gelsiiinnn! Ne yapıyorsun bakalım¿” Arda genç kızı görünce gülümsemişti.
“Sağ ol da neredesin sen¿ Geldiğimde ilk önce senin yanına uğradım ama yoktun.” Asude Salim’ le yemekte olduğunu söylediğinde Arda’nın tepkisizliğine yine bir anlam verememişti. Bir yandan ona yardım ediyor bir yandan da sohbet etmeye çalışıyordu.
“ASUDE!!!” Çalıştığı reyondan gelen kükremeyle o tarafa geçtiğinde gözlerinde kor alevler taşıyan, sinirden boynundaki damar atmaya başlayan bir adet Emirhan bulmayı kesinlikle beklemiyordu!