Elimde ki su bardağını komidinin üzerine bırakıp, ayaklarımı yataktan aşağı indirip, ayağa kalktım. Dün gece düşünmekten tam olarak uyuyamamıştım. Sabaha karşı gözüm dalmış öyle uyumuştum. Akşam babamın konuşmasından sonra, Alparslan bekleyeceğini söyleyip gitmişti. Evet bekleyeceğini zaten biliyordum. Böyle bir cevap vereceğini de tahmin etmek benim için pekte zor olmamıştı. Biz zaten dini olarak evlenmiştik, sadece ailemizin öğrenmesi ve resmi nikah kıyılma süreci bizi yıpratacak gibi duruyordu. Babamın inadını en iyi ben biliyordum. Bir şeye inat ederse, uzun süre ikna etmek gerekecekti. Bunları bile sadece düşünmek beni geriyordu. Nasıl bir süreç bizi bekliyordu bilmiyordum ama şimdiden yorulmuş gibiydim. Telefonumun lambası yanıp sönüyordu, bir bildirim gelmiş olmalıydı.