1. BÖLÜM
1.BÖLÜM
Kasvetli kış aylarının son günleriydi ve günler çoktan uzamaya başlamıştı. Geceler ise kimisi için uzun kimisi için de kısaydı. Madalyonun iki yönü gibiydi hayat; bazıları için ışıltılı bazıları için ise karanlıktan daha karanlık. İşte İstanbul’da o madalyon gibiydi, biraz parlak ve ışıltılı biraz da karanlık ve korkutucu. Arka sokaklarına sıkışmış köhne hayatların yanı sıra sırtlarına yerleşmiş parlak hayatlar vardı. Kimi köhne hayatında mutluydu kimisi de ışıltılı hayatında mutsuz…
İstanbul’un karanlık gecelerinden bir geceydi yine bu gece ve olacakların habercisi gibi bir matem rüzgârı sinsice esiyordu. Bir genç kadın gecenin karanlığına aldırış etmeden o arka sokakların birinden ışıltılı bir dünyaya doğru yol alıyordu. Fakirliğini ve pespayeliğini arkasına sakladığı bir güzelliğe bürünmüştü. Aksine giydikleriyle tıpkı onlardan biri gibi duruyordu, üzerinde mini siyah bir elbise ki, bu elbiseyi lüks bir mağazadan çalmıştı. Hakeza altına giydiği ayakkabıları da öyleydi. Kıyafetine uyuyordu ama kendisine ait değildi. Kumral ve omuzlarına gelen saçlarını tepede topuz yapmış bir seksene yakın boyu ile de âdeta kusursuz görünüyordu. Fakat tüm bu mükemmellik abidesi kusursuz bir yalandan ibaretti çünkü genç kadın şu an asla kendisi gibi değildi. Gece kulüplerine her gittiğinde başka bir surete bürünür zengin bir sosyetik kılığında katılırdı. Böylelikle daha dikkat çekici olur, işlerini kolayca yürütürdü.
Kasımpaşa’dan sahile kadar kendisine bakan gözlere aldırış etmeden yürüdü ve yürüdü. Sahile ulaştığında kendisini orada bir taksi bekliyordu, taksinin içinde de yakışıklı bir adam vardı. Hem yakışıklıydı hem de üzerinde en son moda marka giysiler vardı. Genç kadını görünce gülümsedi ve elini avuçlarının arasına alarak öptü. Genç kadının yalnızca çantası yoktu ve çantayı da adam verince aksesuarları da tamamlanmış oldu. Elindeki cüzdanı çantanın içine koyup çantayı da kucağına bıraktı. Telefonunu ise hemen adam ile arasına koltuğun üzerine koymuştu.
Taksi Nişantaşı’nda lüks bir otele doğru yola koyulduğunda genç kadın tüm asilliğine rağmen edepsizce yerinde kıvranıyordu. Yanındaki bu adamla yatmak için derince bir arzu duyuyor, bu geceki işleri bitince soluğu onun yatağında almak istiyordu. Genç adam da ondan farksız sayılmazdı, kadındaki arzu dolu bakışları yakaladığında açıkta olan bacağını okşamaya başladı. Genç kadının ses çıkarmamasını bir onay olarak anladığında ise eteğini biraz daha sıyırarak bacak arasına doğru sağ elini iyice yerleştirdi. Tam istediği gibiydi, bu kadın resmen yanıyordu. Bir an önce gecenin sonu gelsin, gelsin ve onu becereyim istiyordu. Adam elini kadından çekerken genç kadın derince bir soluk aldı, bunun anlamı bu uzaklıktan hoşlanmadım demekle aynı anlama geliyordu.
Taksi lüks otelin önünde durduğunda önden genç adam çıktı ardından genç kadına elini uzatarak onun çıkmasını bekledi. Genç kadın çıktığında ise onu belinden tutarak kibarca içeri doğru çekti ve birlikte asansörlere doğru yürümeye başladılar. Asansör gelip de içinden insanlar çıkınca birlikte kabinin içine girdiler. Yalnızdılar ve ikisinin de aklında birbirlerini öpmek vardı lakin ikisi de kendini tutuyordu. Genç adam sonunda dayanamayarak genç kadını sertçe asansör kabinin soğuk metal duvarına itekledi ve tutkuyla dudaklarından öpmeye başladı. Bir yandan da genç kadının bir bacağını kaldırmış ve kendi bacağında yukarı doğru sabitlemişti. Bir yandan ise kalçasını okşuyordu. Asansör biraz daha durmasa orada beraber olabilirlerdi ama asansör durdu ve içeri başka bir kadın girdi.
İçeri giren kadın albenisi olan çok seksi bir kadındı adam aç bir kurt gibi onu da yemek istercesine kadına bakınca biraz önce seviştiği kadın bozuldu ve adamdan uzaklaştı. Asansör varmak istedikleri kata ulaştığında genç kadın adamı es geçerek önden çıktı ve gece kulübüne doğru ilerlemeye başladı. Ondaki bu sitemi anlayan adam hızlıca peşinden yetişti ve genç kadının kulağına eğilerek, “Bu gece yalnızca seni becermek istiyorum.” dedi.
Genç kadın bunu umursamayarak yanından geçen bir garsondan bir kadeh aldı ve bir dikişte içti. Ardından pistin ortasına geçerek dans etmeye başladı, dans ederken yanına gençten bir çocuk yaklaştı ve çok yakın temasta bulunarak bedenini genç kadına sürttü. Genç kadın nasıl intikam alacağına karar vermişti, adamı elinden tutarak tuvaletlerin olduğu tarafa doğru çekti. Kimsenin olmadığına kanaat getirdiği koridorda gencin kucağına atlayarak uzun bacaklarını beline doladı ve tutkuyla dudaklarından öpmeye başladı. Genç bundan fazlaca etkilenmiş ve hemen karşılık vermişti.
Orada neredeyse beraber olacaklarken birlikte geldiği adam sinirle yanlarına geldi ve genç kızı bir hamlede gencin kucağından çekti. İkisi de ne olduğunu anlamaya çalışırken genç sinirle, “Ahbap bas git ve kızımı bana ver.” dedi.
“Uza küçük yoksa seni ezerim.”
Genç üzerine doğru yürüyecekken adam sıkı bir yumruk atarak yere devrilmesini sağladı. Onun daha kalkmasına fırsat vermeden de genç kadını kolundan tutarak kulübe doğru çekiştirdi. Genç yerde yatarken genç kadın yüzüne yayılmış zafer gülümsemesiyle adamın peşinden gidiyordu. O sırada koridorun başında görünen insanlar korkarak yerde yatan gence bakarak yanından geçip lavaboya girdiler. Kimsenin kimseyle ilgilenmediği tuhaf bir dünya vardı ve bu da onlardan biriydi.
Genç adam yukarıdaki kapalı localardan birine kadınını çekerken kulüp de yeni yeni dolmaya başlıyordu. Yüksek müzik sesi kulakları doldururken insanların sesleri neredeyse duyulmuyordu. Genç adam kızı kolundan tutup siyah deri koltuğa attıktan sonra düşünmeden yanına yaklaştı ve fermuarını açarak oturdu ve bir hamlede genç kadını kucağına alıp zaten neredeyse yok sayılacak iç çamaşırını sıyırarak içine girdi ve tutkuyla ona sahip oldu.
Genç kadın hazzın verdiği rahatlıkla üzerini düzeltirken adama cilveli bakışlar atıyordu. İstediğine ulaşmış ve adama sahip olmuştu, varsın adam kendini istediğini almış saysındı. Adam rahatlamanın verdiği gururla kadının çantasından bir poşet eroin çıkardı ve gerektiği gibi kullandı. Az doz almıştı ama yine de kafası çoktan duman almıştı.
Genç kız ise kendine yeni avlar arama yoluna çıkarken kulüpteki insanların arasında sinsice dolaşıyordu. Önüne gelene de “Beyaz ister misiniz?” diye soruyordu. Daha önce böyle bir skandala karışmayan gece kulübü ise başına geleceklerden habersiz misafirlerini ağırlıyordu.
Gece uzayıp giderken genç kadın kulüpten dışarı çıktı ve kulübün hol tarafında biraz oyalandı. Girişte iki kişi kulübe baskın yapılacağından bahsediyordu. Kadın sinsice güldü ve asansörlerin oraya adımladı ama tam o sırada kabinin kapısı açıldı ve içeriden polisler çıkmaya başladı. Anında hemen yanındaki sütunun ardına saklanıp yangın merdivenlerine doğru adımladı. Sakin görünmeye çalışarak üzerine dikkat çekmek istemedi. Polislerin kulüpten içeri girmesi ile genç kadının yangın merdiveni kapısından çıkması aynı anda oldu.
Kulübün ön tarafı polis kaynıyordu ve üzerinde içinde eroin dolu çantayla yakalanmak gibi bir niyeti yoktu. Çantadan cep telefonunu çıkarırken bir yandan da merdivenleri iniyordu. Bina tam otuz katlıydı ve kulüp son kattaydı, dile kolay otuz katı inmesi gerekiyordu. Tam telefonu kulağına getirmişti ki çantanın içindekiler etrafa saçıldı. Dönüp toplama şansı yoktu, kimisi de demir parmaklıklardan otuz kat aşağıya düşüp yeri boylamıştı. Önemsemedi ve inmeye devam etti, mahalleden bir arkadaşını arayarak telefonun açılmasını beklemeye başladı. Birkaç çalmanın sonunda telefon açılınca hiç fırsat vermeden konuşmaya başladı.
“Vedat şimdi beni iyi dinle Nişantaşı’nın girişine hemen gel. Başım belada.”
Vedat lafını ikiletmeden oturduğu koltuktan kalkarken, “Tamam geliyorum.” dedi, sebep bile sormamıştı.
Buluşacakları yere gitmek için önce yangın merdiveninden kurtuldu ve otelin arka bahçesinden mutfak tarafına ilerledi ve çöplerin atıldığı yerden kimseye görünmeden çıktı. Kendini caddeye attı ve artık güvendeydi, buluşacakları yere kadar hızlı adımlarla yürümeye devam etti ve neredeyse soluklanmak için bile olsa durmadı. Buluşma yerine geldiğinde arkadaşı Vedat onu motoruyla bekliyordu. Yanına sakince yaklaştı ve Vedat’ın arkasına geçerek oturdu. Motor hızla oradan uzaklaşırken genç kadın kendini muhteşem hissediyordu.
***
Adam gecenin karanlığında otelin etrafında bir tur attı ve umutsuzca gözlerini yere devirdi. Tam o sırada gözleri yangın merdiveninin altında, duvar dibinde duran birkaç pakete ve cüzdana kaydı. Hafifçe tek kaşını kaldırıp bir şey bulmuş olmanın rahatlığıyla o tarafa yöneldi ve eğilip cüzdanı aldı.