Mavi Yılmaz Bazen konuşursun, anlatırsın da karşındaki insan bir cümle kurar affalayıp kalırsın ya, işte Afran'ın bana verdiği karşılıklar bende böyle bir his bırakıyordu. Sanki, o baba ben kızıydım. Ne yaparsan yapayım, önce kızıp sonra affetmeye meyil ediyordu kendini. Doğru muydu? Ben onun kalbini paramparça etmişken beni affetmesi doğru muydu? Onun dediği gibi, ona her şeyi unutturabilir miydim? Kafamın içinde soru işaretleri, aslanın avını yakalamak ister gibi cevapları yakalamaya çalışsa da hep eli boş inine geri dönüyordu. İçimdeki, seste tam tersine 'Çık artık ininden, önce avcı olmayı öğren. Öğren ki, avlarını rahatça yakalayabilesin.' İçimdeki sesi dinleyerek, bir saattir kök saldığım pencerenin önünden kalkıp, şömineden saçılan alevlerin keskin yüz hatlarını ortaya çıkaran a