11. BÖLÜM

1174 Words
Gidecekleri restoran otele bir saat kadar uzaktı. Sessiz geçen bir yolculuğun ardından oraya vardılar, deniz kenarında çok lüks bir mekândı. Uzay mekiği gibi bir kapıdan içeri girdiler, asansöre bindiklerinde refleks olarak yukarı çıkmayı beklediler ama asansör aşağı iniyordu. Kapı açıldığında loş bir koridordan ilerlediler. Ortalama on metre yerin altına inmişlerdi. Yemek bölümüne yaklaştıklarında içerisi görünmeye başlamıştı. Medusa güzel bir mekân bekliyordu ama bu kadarını tahmin etmiyordu. Sadece denizin dibinde değillerdi. Hem deniz görünüyordu hem de balıklar. Muhteşem bir akvaryumun içindeydiler ve ortam harikaydı. Medusa oldu olası bu tarz mekânlardan hoşlanıyordu, içeri girdiklerinde dikkatle bakanları fark etti ama ben mekânı inceliyordu ve insanların ne düşündüğü umurunda değildi... Onları gören Mirza ise ayağa kalktı centilmen bir tavırla önce Medusa'nın daha sonrada Nilay'ın elini öptü, onlar oturana kadar da bekledi ve sonra kendi oturdu. Onun bu tavırları Medusa'nın dikkatini çekmişti, daha önceki karşılaşmalarına göre oldukça kibar davranıyordu. Nilay ve Medusa yan yana, Mirza da onların karşısında oturuyordu... Mirza, genişçe gülümseyerek "Evet hanımlar nasıl buldunuz burayı?" diye sordu. Nilay, "Harika, bayıldım çok dinlendirici."' dedi, ikisi de hayranlıkla Medusa'ya bakınca Medusa gözlerini hayranlıkla devirerek, "Muhteşem." dedi. Bir müddet sonra masaya servis açılmaya başladı ve siparişler alındı, Medusa'nın en son beğendiği restoran Danimarka'daki dönme dolapta olan restorandı. Ve burası da oraya eş değer sayılırdı. Medusa eski hayallere dalmıştı ki Mirza'nın masanın altından ayağını bacağına sürtmesiyle irkildi. Bundan hoşlanmamıştı sert bakışlarını yüzüne yerleştirip imayla gözlerine baktı. Keyfi yerinde olan Mirza ise utanmazca ona sırıttı. Nilay siparişler gelmeden lavaboya gitmek istediğini söyleyip kalktı, artık Mirza ile baş başa kalmışlardı. Daha fazla kendini tutamayan Medusa bir hışım sesini yükselterek, "Sen ne kadar utanmaz bir adamsın." dedi ve hemen cevap isteyen bir tavırla yüzüne bakmayı sürdürdü. Mirza gerçekten utanmazdı. Rahatlığını hiç bozmadan, "Ne kadar utanmaz olduğumu göstermenin yeri ve zamanı değil." dedi. "Buradan çıktıktan sonra valizimi toplayıp buradan gideceğim, senin yaptığın bu pis oyuna da alet olmayacağım." "Yok öyle çekip gitmek." "Gittiğimde beni bulacak hiçbir delilin yok! Atladığın bir detay var bana verilen sözleşmeyi imzalamadım." Medusa haklıydı ve Mirza bundan hiç memnun görünmüyordu. Bir müddet sonra Nilay geri döndü ardından da yemek servis edilmeye başlandı, yemeyi yerken Nilay Mirza'ya bakarak, "Hatırlıyor musun İngiltere'de yerden sekiz yüz metre yukarda ayaklarımız sarkarak yemek yemiştik?" dedi. "Hatırlıyorum servis yapanların yürüyebilmesine hayret etmiştik, her an düşebilecek gibiydiler." "Evet çok ürkütücüydü," dedi Nilay ve Medusa da birlikte ne kadar mutlu göründüklerini düşündü; Nilay heyecanla, "Danimarka'ya yolum düştüğü ilk anda o devasa dönme dolapta yemek yiyeceğim." dedi, Medusa nasıl bir duygu olduğunu bildiğinden, "Muhteşem bir deneyimdi, kesinlikle gitmelisiniz." dediğinde Nilay fal taşı gibi açılmış gözleriyle Medusa'ya baktı ve "Gittin mi?" diye sordu. Genç kız şaşırmıştı, Medusa o an pot kırdığını anladı. Aptallık etmişti. Sıradan bir çalışanın orada işi neydi? "Evet gittim." Medusa bir pot kırmıştı, geri dönemezdi artık.  "Nasıl, anlatır mısın bize?" "Yemeksiz tam turu yarım saatte dönüyor yemek yerseniz iki tur dönüyor, manzarası muhteşem, en tepeye gelince bir süre duruyor ve manzaraya bakabiliyorsunuz," dedi, daha ne anlatılabilirdi ki? Mutlaka gidilip görülmesi lazımdı. Bunun üzerine şımarık bir ses tonuyla Nilay "Abiiii, biz de gidelim lütfen." dedi. Abimi demişti o? Kesinlikle öyle demişti, Medusa buna neden bu kadar sevindiğini düşünürken Mirza da "Tamam gideriz, şu sezonu kapayalım şuan işler yoğun bir tanem..." dedi. Demek kardeşiydi, bunu duymak güzeldi! O dakikadan sonra daha çok keyif almıştı mükemmel yemekten, sanki içinde oldukları mekân yeniden renklenmeye başlamıştı. Hoş sohbet eşliğinde yemek devam ederken Medusa'nın telefonuna mesaj geldi. Mesaj Mirza'dan idi, Medusa hızlıca içeriğe girerek açtı ve okumaya başladı. 'Otele gidince odana çıkma kapıdan alacağım seni.' Medusa mesajı okuduğunda kısa bir bakışmaları oldu. Bu bir rica değil emirdi sanki. Yemek bitince geldikleri araba onları geri getirdi. Nilay odasına çıktıktan sonra Medusa lobide Mirza'nın gelmesini bekledi, telefonu çaldığında refleks olarak kapıya doğru yöneldi. Mirza ise çıktığını görünce telefonu kapadı. Medusa sonunda Mirza'nın yeşil güvercinin içine binmişti, uçak kokpiti gibiydi aynı ve iki kişilikti, otelin bahçesinden çıkana kadar yavaştılar ama düz yola girdiklerinde Mirza gazı sonuna kadar köklemişti, merkez tarafının aksine dağlık bir alana doğru ilerliyorlardı. Muhteşem araba asfaltı yaka yaka ilerlerken, egzosta bağıra bağıra ses çıkarıyordu. Medusa'nın her zaman parası olmuştu ama hiçbir zaman hız merakı olmamıştı o nedenle böyle bir arabaya binmeyi hayal dahi etmemişti. Aksine gerek olmadığını düşünürdü ama bunu deneyimlemenin güzel hissettirmesi beklediği bir şey değildi. Bir müddet sonra rampa bir yere gelince yavaşladılar, on beş dakika kadar çıktıktan sonra bir uçurumda manzaraya karşı durdular. Mirza hiç konuşmadan Medusa'yı kendine çekti ve öpmeye başladı, sanki saatlerdir bu anı bekliyordu. Mirza bu anı kurgulamış ve onu buraya sırf öpmeye getirmiş gibi Medusa'ya hiç fırsat tanımamıştı. Medusa ise acemice ona karşılık vermeye çalışıyordu.Mirza bir eliyle sırtına ürpertecek şekilde dokunuyordu. Bu dokunuşla sanki Medusa'nın teni yanmaya başlamıştı. Mirza'nın bir eli sırtında diğer eli de bacağında usulca geziniyordu. Onun dokunuşlarıyla Medusa'nın bedeni canlanırken Mirza da kendisinde var olmasını hissetmeye çalışıyordu.  Medusa karşı koymak istiyordu ama bu gücü kendinde bulamıyordu, bir yanı sarıl diğer yanı uzak dur diyordu. Eğer bir kez kapılırsa bir daha dönüşü olmayacağını biliyordu, akıntısı onu kaybedecekti. Mirza'nın hayatından geçip giden kadınlardan olmak istemiyordu. Mirza sakince geri çekildi ve gözlerine baktı devam etmek için bir hareket bekliyor gibiydi. Medusa onun elini tuttu ve belli belirsiz yüzüne baktı, korkuyordu ama ondan değil onu kaybetmekten, canı yanacaktı biliyordu hem de çok, sebepsizce öyle hissediyordu. Mirza Medusa'nın elini tuttuktan sonra oturduğu koltuğu geri yatırdı ve üzerine çıktı, Medusa'nın karnının üzerinde ona baskı uygulamadan otururken gözlerine baktı. Medusa içinden derin bir of çekti. Mirza'nın bakışları onun yakıyordu... Mirza en seksi gülümsemesiyle olana bakarken boynuna doğru eğildi ve usulca boynundan yavaş yavaş öpmeye başladı. Bu dokunuşlarda tutku yoktu, her yanı romantizm kokuyordu. Öpüşlerinin bıraktığı his ise muhteşemdi, Medusa ilk kez korku duymuyordu ve kalbi deli gibi çarpıyordu. Bir yandan dudaklarını öperken diğer yandan parmak uçlarını teninde gezdiriyordu. Medusa'nın içi bir tuhaf oldu ve ürperdi. Mirza sanki bunu bile isteye yapıyor, onun teninde izleri kalsın istiyordu. Medusa'nın bedeni onun her dokunuşuyla ürpererek Mirza'ya tepki veriyordu. Sanki bedeni yüz yıllardır onu tanıyor ve yabancılık çekmiyordu. Medusa bu böyle ne kadar sürdü bilmiyordu, Mirza yan tarafa geçti ve arabayı çalıştırdı. Tekrar yola koyulduklarında aralarındaki sessizliği Mirza bozdu. "Bu iddialı kıyafeti giyerek yanlış yaptın." Bu cümlenin altında beni delirttin, kendine köle yaptın der gibi bir mesaj vardı. "Bence harika oldu." "Sorunda bu ya bence de harika oldu." Mirza bacağın sıktı, sanki bir daha giyme dercesine, yapmıştı bunu. Medusa düşündü, kıskanmış olabilir miydi? Emin olamadı ve yola odaklandı. Biraz daha tepeye çıktıklarında butik bir otele geldiler, onları görünce iki yaşlı çift yanlarına gelerek, "Hoş geldiniz'." dediler. Onlar da gülerek karşılık verdiler ve anahtar alıp yukarıya çıktılar. Medusa o an anladı ki Mirza buraya geleceklerini çoktan planlamıştı. Oda baştan aşağı mumlarla doluydu, içeri girdiklerinde Medusa tereddütle duraksadı Mirza bunu fark ettiğinde kısık bir ses tonuyla, "Gel, korkma! Hiç bir şey olmayacak." dedi ve kolundan tutup çekti ardından sarıldı. Ardından hoparlörden gelen sesle dans etmeye başladılar. Mirza bir müddet sonra onu yatağa doğru çekti, Medusa şu an ne derse yapabilirdi ama ilk gecesini evleneceği adama saklamak istiyordu. Mirza onun tedirginliğini hissetmişti. Önce kendi uzandı yatağa ve ardından Medusa'yı da çekti, onu kolunun altına alıp yatmasını sağladı ardından anlını öpüp, "Hadi uyu." dedi. Medusa huzurla kollarında uyuya kaldı!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD