ÖNİZLEME

485 Words
Üzerim de emanet gibi duran gelinliğimi aynadan süzdüm, askılı dar balık model dantel detaylı aslında hayalim olan gelinliğim bedenimde bir emanetten farksızdı. Dağınık yapılan topuzum iyice dağılmış saç tutamlarım yüzüme düşmüştü. Bu görüntü yalnızca gözlerimin dolmasına sebep oldu, sevdiğim adamla sevdiğim düğünle evlenmiştim ama mutsuzdum. Sebebi çok açıktı, o beni kardeşi olarak görüyor ve bunu bile bile de evlenmişti. Ne olacaktık, nasıl olacaktık bilinmezdi ama ben kalbime ağır gelen sevdayla yarışacaktım, ilk önce kim yenilirdi bilinmezdi. Gelinliğin tülünde gezdirdim parmak uçlarımı, sertçe yutkunup göz pınarlarıma dolan gözyaşlarımı geriye gönderdim. Ağlamayacaktım, yapmayacaktım bunu kendime. Güçlü olacaktım, hele Pamir'in karşısında daha da güçlü olacaktım. Odanın kapısının gürültüyle açılmasıyla irkildi bedenim, gözlerimi kırpıştırıp o tarafa döndüm. Siyak takımının ceketini çıkarmış sadece yeleği ve beyaz gömleğiyle içeriye girdi. Kalıplı bedenini saran yeleği, beyaz gömleğinin iki üç düğmesinden gözüken esmer yakışıklı teni ise gecenin karanlığında parlıyordu. Kapıyı aynı sertlikle kapatıp hazırlanmış yatağa doğru gitti. "Gelinliğini çıkar..." diyen Pamir'in odada yankı yapan tok sesiyle gözlerim yuvalarından fırladı. "Ne?" diye bir tepkide bulundum. Bana bakmadan üzerinde ki yeleğinin düğmelerini çözen Pamir aynı cümleleri tekrarladı "gelinliğini çıkar" yani yanlış duymadım. Kaşlarım havalandı, dudaklarımı yalayıp soluğumu bana dar gelen odaya bıraktım. "Ne yapıyorsun sen?" diye şaşkınlığımı dile getirdim, gece gece Pamir'in saçmalığıyla uğraşmak en son isteyeceğim şey bile değildi. Üzerine yapışan yeleğini çıkarıp yatağın üzerine atıp o kara gözlerini benimkileriyle buluşturdu. "Soyunuyorum" dedi gayet rahat bir şekilde sonra gözleri bedenimde emanet duran gelinliğimi buldu "sende soyun" *** "Eda, eda eda... " dedi o efsunlu sesiyle. Omzunun üzerinden bana dönmüş elinde ki sigarasıyla bana bakıyordu, bu gece içmiş bir şekilde gelen adama aynı ters tavrımla cevap verdim "ne var?" aslında kendindeydi ama içkili gelmesinden nefret ettiğimi de biliyordu. Bile bile bu gece içmişti. "Atarlı giderli karım" Gözlerimi devirip "karın?" dedim kendimi tutamayıp gülerek. Her günümüz abi kardeş gibi geçen Pamir'in bu hali benim sevdama da hakaretti. Dumanını içine çekip havaya ağır ağır saldı "şu kelimeyi bir yabancıymış gibi dile getirmekten vazgeç. Karımsın işte" dedi, benim aksime az bir sinirli halde. Yerimde duramayarak oturduğum koltuktan ayağa kalktım "sen kendini kandır ancak Pamir. Biz seninle bir adım öteye bile gidemiyoruz, gidemeyizde" "İzin versen gideceğiz de" "İçmişsin, yat uyu. Rahatsız da etme beni" Elinde daha bitmeyen sigarayı küllüğe bastırıp söndürerek tam dibimde bitti. "He içtim Eda. Evet." dedi kafasını hızla onaylar anlamda sallayarak, "aynen öyle. İçtim." "Seninle bir adım bile gidemeyiz, ben ayrılmak istiyorum" Güldü, ruhsuz bir şekilde yüzünde gülümseme oluştu "her kavgamız da aynı şey dile geliyor farkında mısın? Ayrılacağım, boşanacağım..." dedi söylediklerimi kendi dilinde bu seferde bana karşı söyleyerek "sormadın neden böyleyiz diye. Bir gün sormadın." "Neyini sorayım" dedim haklı bir isyanla, titreyen dudaklarımı zorlukla zapt edip "biz evlendiğimizden beri böyleyiz. Yürütemiyorum" "Eda, sabah konuşalım tamam. Kırmak istemiyorum seni" "Neyi? Neyi konuşacağız" "Boşanmıyorum tamam mı? İzin de vermiyorum. Karımsın ve artık bu konuyu kapat" "Ha bir de...." dedi aklına yeni bir şey gelmiş gibi iyice dibime girerek kulağıma eğildi "bir daha boşanma kağıdı elime gelmesin Eda."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD