Titreyen gözlerimle Timur'a bakıyorken dışarıdan gelen motor sesi beni cezbetmeye devam ediyordu. Kuruyan boğazımı sertçe yutkunarak ıslattığımda ne yapacağımı şaşırmıştım. Oyunuma devam etmeli miydim? Yoksa her şeyi bir kenara bırakarak kaçmak için yol mu izlemeliydim? Hangisinin akıbetim için daha iyi olacağını ne yazık ki bilemiyordum. Timur işaret parmağını dudaklarına götürerek bana sus işareti yaptığında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yavaşça yerinden kalktığında belindeki çıkıntıyı fark ettiğim an nutkum tutulmuştu. Aman Allah'ım! Silah! Belinde silah vardı. Adeta buz kestiğimde elim ayağım titiriyordu ve dudaklarım mosmor olmuştu. Kalbim sıkışıyorken panikten neredeyse ölecektim. Ölecektim ölmesine ancak şu an şoka giremezdim. Bu adam tam bir ruh hastasıydı ve belinde silahı