“Bizimle emniyete kadar gelmeniz gerek.” Yakın olduğunu bilmeme rağmen polis memurunun sesi sanki çok uzaklardan, dağların ardından gelmiş gibiydi. İrkilerek kafamı geri çektiğimde koşuşturmuş gibi nefes nefese kalmıştım. Yanaklarım cayır cayır yanarak Atlas’a baktığımda sıcak çikolata kahvesi gözlerinde çok farklı anlamlar vardı sanki. Kafasını onaylar anlamda sallayarak elimden tutup beni beraberinde götürdüğünde vardığının etkisi bambaşkaydı… Karakola gidip de ifade verdiğimizde o canavarla yollarımız ayrışmadan önce bana öyle bir bakış atmıştı ki o ifadesi içimde büyük bir hayal kırıklığı oluşturmuştu. “Sadece Ali’yi kaybettiğime yanıyorum…” Düşüncem istemsizce dile döküldüğünde hayal kırıklığıyla peşinden bakıyorken birden yanımdaki bedenin buz kestiğini hissettim. “Nasıl yani?”