12. BÖLÜM

1412 Kelimeler
Hira konağa geldiğinde onu bir insan ordusu karşıladı, her karşılaştığı "Gelin ağam hoş geldin." diyordu. Hayatında daha önce hiç bu kadar ilgi görmemişti. Bu insanlar iyi insanlardı ve onu içine alan töre belası yüzünden onları asla kırmayacaktı, hepsini gülümseyerek karşıladı. Mircan Ağa bir üst katta bir adamla konuşuyordu. Hira'yı gördü, onu resmî bir şekilde başıyla selamladı. Hira ise ona yol gösteren orta yaşlı bir hanımla yukarıya çıktı. Kadın yol gösterdikten sonra tekrar aşağıya indi, Hira da odaya girdi. Yeni hayatının başlangıcı onu istemese de bu konağa ve bu odaya mahkum edecekti. Valizlerinin birkaçı boştu, diğerleri de açık bir şekilde yerde duruyordu. Onun geldiğini gören Zişan tüm sevecenliğiyle boynuna sarıldı. Hira da aynı şekilde karşılık verdi. Zişan'da hiç tutmadığı kardeş sıcaklığı vardı. Bölmeden iki genç kız çıktı "Gelin Ağam hoş geldiniz." dedi ikisi birden. Bir yandan da onu inceliyorlardı. "Hoş buldum, ben Hira." Onlara içtenlikle elini uzattı, önce çekindiler ardından tokalaştılar. "Ben Ayşe." "Ben de Nurhan." dedi diğeri ve başlarını kaldırmadan gülümsemeye devam ettiler. Adı Ayşe olan, "Gelin ağam bundan sonra bir şeye ihtiyacınız olursa bizden isteyin ağam sizinle sadece bizim ilgileneceğimizi söyledi." dedi. "Madem ağanız öyle söyledi, madem sadece ben ne dersem onu yapacaksınız o zaman karşımda başınızı asla eğdiğinizi görmeyeceğim." dediğinde kıkırdamaya başladılar ve gülümseyerek yüzüne baktılar. Hira eşyaların yerleştirmesine yardım ederken sıcaklayınca tuniği çıkarıp büstiyeriyle kaldığında, kızlar birbirleriyle konuşup güldüler. Hira dayanamayarak "Niye kıkırdıyorsunuz acaba kızlar?" dedi. Gülümsemek bulaşıcı olmalıydı, Hira da gülümsedi. Nurhan, "Şey gelin ağam, çok güzelsiniz bir de hep televizyonda gördük böyle elbiseli kadınları." deyip başını eğdi. "Sizler daha güzelsiniz." Onların güzel kalpleri yüzlerindeki her izde belliydi. Zişan, "Hadi kızlar akşam oldu işler bitmedi." deyip giyinme odasına çağırdı onları, Hira da banyoya girip kapısını kapadı ardından kişisel bakım ürünlerinin hepsini çıkarıp yerleştirmeye başladı. Son olarak dolaba taraklarını, saç maşası ve düzleştiricisini koydu tam çıkacağı sırada kapı açıldı. Hira geleni görmek için arkasını döndü. Kızlar olduğunu düşünmüştü ama Mircan Ağa gelmişti. Ona şaşkın bir yüz ifadesiyle bakarken, "Burada işin ne senin?" diye sordu. "Banyoma girerken sana mı soracağım?" "Buranın benim odam olduğunu sanıyordum." "Tabi, senin de odan." "Aynı odada mı kalacağız?" "Çok soru soruyorsun, sen akıllı bir kızsın. Cevabını bildiğin sorular sormamalısın bence." "İstemiyorum." "Ben de çok meraklı değilim ama başka şansın yok!" "Çekil geçeceğim." Orta büyüklükteki banyoda sanki sıkışıp kalmışlardı. "Nereye?" "Dama, Mircan! Gelecek misin?" Köşeye sıkışmış gibi söylendikten sonra geçmeye çalıştı ama Mircan izin vermedi. "Bu hâlde mi?" Bir yandan da onu baştan aşağı süzüyordu. "Beni zorlarsan çıkacağımı biliyorsun değil mi?" "Biliyorum... çıkarsın. Çıkmasan mı acaba?" Mircan onu rahatsız etmek için kur yapmıştı. "Çekil, kızlar duyacak şimdi." "Hepsini gönderdim." "Neden?" "Başbaşa kalmak için." "Ağam yanlış anladın ben gerçek karın değilim." "Değil misin?" Mircan bunu gözlerini kısıp onu süzerken tutkulu bir ses tonuyla söylemiş ardından da belinden tutarak kendine çekmişti. Şimdi çok yakın bir pozisyonda duruyorlardı. Mircan ise hiçbir şey söylemeden sadece ona bakıyordu. "Değilim." Mina sesini yükselmişti. "Ama olacaksın!" Mircan bunu öyle bir söylemişti ki sesinin her tonunda Hira onun olacağını hissetmişti. Aralarındaki çekim Mircan'ın banyodan çıkmasıyla son buldu. Yine vurdu kaçtı yapmış, Hira'nın cevap vermesine fırsat tanımamıştı. Hira çabucak toparlanıp peşinden yetişti ve Mircan tam odadan çıkacağı sırada onu kolundan tuttu. Yüzünde imalı bir gülümseme ile ona dönen Mircan usulca, "Demek gitmemi istemiyorsun." dedi. "Tabi ölüyorum, ne olur gitme(!)" "Sabret bebeğim, şu düğünü de atlattık mı tüm geceler bizim olacak." Mircan bu oyundan hoşlanmıştı. Onu orada öylece bırakıp gitmek içinden gelmese de çıktı ve yavaş adımlarla aşağıya indi. Hira ise şaşkın ve kızgın bir biçimde arkadından sadece baka kalmıştı. Demek savaşacaklardı, tamam dişe diş kana kandı o zaman... *************** Kına günü... Hira'nın tanımadığı yığınla insan, yanına gelip duruyordu. Odasının camından olan biten görünüyordu. Hira'ya gösterişli bir Kına giysisi giydirmişler, kınaya katılan kızlara ise ona benzer kıyafetler giydirmişlerdi. Bir yığın âdet yerini bulsun diye çevresinde olup biterken annesi durmadan ağlıyordu. Hira onun biricik kızıydı. Kim bilir bu bilmediği memlekette onu neler bekliyordu. Bunu düşünüp kahroluyordu. Sonunda dayanamayıp annesini rahatlatmak için yanına gitti. Gülümseyerek, "Anne." dedi ve ellerini tuttu. Onun üzülmemesi için bir şeyler söylemesi lazımdı. Tüm cesaretini toplayarak, "Anne, endişelenmene gerek yok başta ben de istemiyordum ama Mircan tahmin ettiğim gibi biri değil, çok anlayışlı, anne onu sevmeye başladım ben hazır hissedene kadar da aramızda bir şey olmayacak, çok kibar biri anne..." dedi, son umut gözlerine baktı. Bunu inandığını belirten bir işareti görmek için yapmıştı. Annesi onu alnından öptü ve "Hiç böyle hayal etmemiştim kızım, madem senin de gönlün ısındı bu kadar üzülmeyeceğim." dedi ve sıkıca kızına sarıldı. Zılgıtlar çalıp kadınlar eğlenmeye başladılar ve en baş köşeye de Hira'yı oturttular. Kına yakılırken Mircan da geldi ikisine de kına yaktılar ve Hira asla kınanın kokusunu sevmezdi. Gitseler de yıkasam diye bekliyordu. Saat on ikiye gelirken insanlar nihayet dağılmaya başladılar, nihayet bu fasılda bittikten sonra ellerini hemen bahçedeki çeşmede yıkadı. Maalesef geç kalmıştı, elleri kıpkırmızı olmuştu. "Demek kınayı sevmiyorsun." diyerek Mircan ağa arkasından yaklaştı, ruh gibi mübarek nereden çıkacağı belli olmuyordu. Hira korkmuştu ama biraz alışmıştı da. Ailesi yukarıdaydılar teyzemleri de odalarına gidiyorlardı. Hira sessizce "Sen gitmemişmiydin, nereden çıktın şimdi?" dedi. "Saat birde kapının önünden alacağım seni." "Yorgunum yatacağım." "Gelir misin demedim, alacağım dedim." Onu reddetmesinden hoşlanmamıştı. Hira odasına gittiğinde telefonun ışığı yeni sönmüştü. Bu saatte kim aradı diye bakmak için eline aldığında otuz iki cevapsız çağrı ve yirmi beş w******p mesajı vardı. Hepsi de Taha'dandı. Üzerini çıkarıp kot pantolon ve kısa kollu bir gömlek giyindi. Saat yarımdı, mesajları okumaya başladı. "Güzelim kimsenin bizi bulamayacağı bir yer ayarladım." "Kaçıracağım seni o lanet yerden." "Her şey hazır, buluşmamız lazım." "Her şeyi tek tek anlatacağım." "Bebeğim aç telefonu." Hira daha fazla okumadan bir mesaj yazmaya karar verdi, net olması lazımdı. Zira Taha laftan anlamıyordu. "Taha! Buradan çıkma gibi bir şansım yok, nereye gidersek bulurlar bizi, en doğrusu beni unutman böylesi daha iyi olacak." diye yazıp diğer mesajlarla birlikte hepsini sildi ve telefonunu arka cebine koydu ardından aşağıya çardağa indi. Kapıya çıktığında Mircan ağa arabanın içinde onu bekliyordu, hızlıca bindi ve "Neden çağırdın beni gecenin köründe?" diye sordu. Mircan hiçbir şey demeden arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. "Nereye gidiyoruz?" Hira sabırsızdı, her zaman sorularına cevap bulmak isterdi. "Bir kere de sorgulama be kadın!" "Ne bileyim ben nereye gidiyoruz, sorgularım koyun gibi gel, gel... Git, git... Yapamam!" "Tamam yeter ki sus gitmiyoruz bir yere." dedi ve durdurdu arabayı ardından cebinden çıkardığı kutuyu atar gibi eline koydu. Hira bir şey olmamış gibi kutuyu açtı, içinde tam tur bir alyans ve tek taş bir yüzük vardı. O an içinden kendine küfretti. Acaba nereye gidecektiler?Mircan romantik bir şeyler yapacağa benzemiyordu ama nerede verecekti bu yüzükleri merak etmişti doğrusu. "Takmayacağım ben bunları." Hira artık naz yapmanın dibine vurmuştu. "Takar mısın diye sormadım, takacaksın!" "Gideceğimiz yerde zorla mı takacaktın peki?" "Gerekirse evet." Mircan onun karşısında zorlanıyordu. "Ne gerek." "Herkes bir sahibin olduğunu bilecek!" Mircan bu tür davranışlardan hoşlanmasa da bile isteye yapmıştı. Çünkü o da laf nereye gider düşünmeden konuşuyordu. "Tabi, köpek yavrusuyum ya ben bir sahibim olmalı, başı boş uyuz, kuduz filan olurum, önlem almak lazım tabi!" "Ne saçmalıyorsun sen?" "Ben bir köpek yavrusu değilim, sen de benim sahibim değilsin." "Evet sen bir köpek yavrusu değilsin, yavru köpekler uysal olur sen vahşi bir kısraksın ve ben seni ehlilestireceğim." "Ölümün elimden olacak Mircan Ağa, biraz daha susmazsan fena olacak." Hira sinirden deliye dönmüştü. Mircan ise sinir bozucu bir şekilde ona bakıp gülüyordu. Hira, "Lanet pislik o aklından neler grçiyor acaba?" derken Mircan kutuyu elinden aldı ve zorla yüzükleri parmağına taktı. Çıkartacaktı ama izin vermedi... Bu sefer yüzüğü çıkartmak için didişmeye başlamışlardı ki Hira'nın telefonu ardı ardına iki mesaj sesiyle arabanın içini doldurdu. Hira duymazdan geldi, az çok kim olduğunu tahmin ediyordu. "Kim gecenin bir buçuğunda yazan, bilgi mesajı deme yemem!" Mircan hissetmişti ama emin olmak istiyordu. Hira, "Hi... hiç ar... arkadaşım." diyerek geveledi ama onun inanmadığına bahse bile girerdi. "Ver o telefonu bana!" Hira dediğini yapmayınca cebine uzandı ama Hira ondan önce davranıp aldı ve camı açıp elini dışarı çıkardı. Mircan onun üzerine doğru uzanıp camdan çıkan eline ulaşmaya çalışırken Hira onun yakınlığının verdiği sıcaklıkla bocalamıştı. Teninin kokusu ciğerlerini doldurmuş kalbi teklemeye baslamıştı. Telefona uzanamayan Mircan bedenini geri çekince kendine gelen Hira onun uzaklaşmasıyla zafer kazandığını düşünse de bu uzun sürmedi. Mircan geri çekildi ve camı kapatmaya başladı Hira'nın elini çekmesini bekliyordu. Hira elini çekmedi, sadece bileği dışarıda telefonla birlikte kalınca Mircan kontağı kapatıp aşağı indi. Araba istop edince eli camda kaldı, maalesef çekemedi. Mircan arabadan inip onun tarafına geçti. Hira'nın telefonu sıkmasına rağmen zorla telefonu aldı elinden, telefon alınınca bileği rahatladı ve zor da olsa elini içeri çekti ardından da arabadan çıktı. Mircan bir eliyle mesajı açıp okumaya başlarken diğer eli Hira yaklaşamasın diye onu engelliyordu.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE