2 AY SONRA ASMÎN DİRİJAN; Urfa’ya iki ay önce, Ezman’ın verdiği evin anahtarı elimde titreye titreye geldim. Mehirimdi. Hakkımdı. Ama her sabah o sokağın başında Ezman’ı görmek hâlâ sinirlerimi bozuyordu. Her gelişinde “tesadüfen geçiyordum” diyordu ama aynı saate denk gelen tesadüf her gün tekrar etmezdi. Evin içi genişti. Bahçesi bile vardı. Ama o ev, her ne kadar hakkım olan mehir olsa da bir mükafat değil, bir bedeldi. Her duvarına Ezman’ın varlığı sinmiş gibiydi. Ona rağmen burada kalmak, kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum. Bu evde artık yalnız değildim. Karnımda altı aylık bebeğimle birlikteydim. Ve en azından bu kez, ne annesinin aşağılayan bakışları vardı, ne de konağın buz gibi duvarları. Ama içimdeki sessizlik hâlâ dağ gibi duruyordu. Yukarı da ki odamda çayımı