ASMİN DİRİJAN; Boğazım kurudu. Kaşığım hâlâ masada duruyordu ama elim gitmiyordu almaya. Ezman’ın babası hâlâ yerinden kıpırdamamıştı. Yüzündeki öfke… öyle tanıdıktı ki. O yüzü daha önce bir kadının hayatını darmadağın ederken görmüştüm. Ezman’ın annesi, Didar Hanım… onunla da araları pek iyi değildi ama yine de töre ve aile geleneği için birbirlerine katlanıyorlardı. Fakat ben onlara katlanamıyordum işte. Artık onları kaldıramıyordum. O an ses yine ondan geldi. Didar hanım. Didar Hanım, ellerini eteğinin önünde kenetlemiş, çenesini dikleştirerek sertçe konuştu: “Bu işin bir adabı vardır. Kadının doğum yaptığı, çocuk dünyaya geldiği yer… ailesinin evi olmalı. Burası öyle rastgele bir yer değil ki! Hele sen Ezman…” Bakışları oğluna saplandı. Yargılayıcı bakışlarını öylece dikip bir