ASMİN DİRİJAN; SABAH; Üstümdeki nevresimi usulca kenara itip, yataktan doğruldum. Beşik hemen iki adım yanımdaydı, fazla uzakta değildi; ama Berçem’in minik ağlaması sanki odanın her köşesine doluyordu. Ayağı kalkıp Kucağıma aldım, sıcaklığı tenimde hisseder hissetmez biraz rahatlamasını umdum ama nafileydi. O minicik beden, hala hıçkırıklarla sarsılıyordu, sanki dünyadaki tüm huzursuzluk o ağlamada toplanmış gibiydi. Berçem’i kucağıma daha sıkı alıp yatağın ucuna oturdum. Göğsümü açar açmaz Berçem anlamış gibi dudaklarını göğsüme dayayıp için için emdi. O an içimde tarifsiz bir his vardı; hem çaresizlik, hem sonsuz bir koruma arzusu. Minik dudakları göğsüme değdiğinde, ilk başta hâlâ ağlamaya devam etti; ama yavaş yavaş emmeye başladığında sanki dünya biraz daha sakinleşti. O küçük