Bütün gece uyumamıştı Asude. Daha nice geceler aynı düşüncelerle uykusuz kalacağını bilmeden daha o zamanlarda başlamıştı bu hâli. Doluya koyuyor almıyor, boşa koyuyor dolmuyordu. Çok yakışıklı değildi Emirhan bunu en başta biliyordu zaten ama o havası, tavırları, bakışları herkesten başka kılıyordu onu. Dikkat çekiciydi. ‘Şeytan tüyü var.’ dedikleri cinsindendi. O da tatlı diline ,güler yüzüne kapılmamış mıydı zaten! Ama Emirhan’ ın isteğini de biliyordu! Onu resmen kaşar yerine koyuyordu! Bakışlarında görüyordu bunu! Yine de bir öpücükle kanat takan kalbine sövdü! ‘ Çok matah bir şeymiş gibi yerinden çıkacaksın bir de! Kendine bak ya! O adam seni ne yapsın! Nerene aşık olsun! Hadi oldu diyelim, elinde tutabilecek misin¿’ Bu soruyla göz yaşları sicim gibi akmaya başladı. ‘ Senin nikahlı kocan aldattı lan bu adam ne yapsın!’ diye hıçkırıklara boğuldu. Gecenin bir vakti yatağına oturmuş ağlarken aklına yine bugün ki anlar geldi. Gözlerini kapatıp hayal etmeye başladı. Çok güzeldi! O kadar güzeldi ki! Sevdiği adamla olduğu için mi böyle güzel geliyordu bilmiyordu! Allah kahretsin ne kadın gibi davranmayı becerebiliyordu ne de güzelleşmeyi biliyordu! Hangisi daha çok canını acıtıyordu karar veremiyordu şu anda. Kendisini ona layık bulamaması mı yoksa ona kaşar muamelesi çeken bir adama umutsuzca aşık olması mı¿ Daha önemli dertleri varken onun taktığı şeyler böyle basitti işte! Adam nişanlıydı, yakında evlenecekti ama o ‘ o bana bakar mı¿’ diye hayıflanıyordu. Derya’ nın geçmişte olan varlığı da cabasıydı! Derin bir of çekti Asude ve işe gitmek için hazırlanmaya başladı.
Sabahın tenha saatlerinde Emirhan yine yanına uğramış ‘günaydın!’ diyerek işe başlamıştı. Asude sanki bütün gece düşündükleri onu sıkmamış gibi sevdiği adamı görünce devreleri yanıyor, mutluluktan uçuşa geçiyordu! Gün içerisinde bir kaç defa daha yanına uğrayan Emirhan, en son çıkış saati yaklaştığında yanına gelmiş, hatta gülümsemişti.
“ Bak kıymetini bil, seni görmeden gitmek istemediğim için yolumu uzattım!” Asude duygularının yoğunluğunu fark ettirmemek için dalga geçmeye çalıştı.
“ Lütfettin paşam! Sağ olasın!!”Emirhan’ın verdiği cevap genç kızın yüreğini hoplatmıştı!
“ Rüyalarıma gelmen için uyuyacağım bu gece!” Asude iptallll!!!!
Ertesi gün işe geldiğinde bu sefer o Emirhan’ ı bekler vaziyetteydi. Bugün o günaydın demek istiyordu sevdiği adama. İlk mola saatine kadar neredeyse bulduğu her fırsatta ortalığı kolaçan etmesine rağmen görememişti genç kız. Bunun üzerine artık meraklanmaya başlamışken reyonun önünden geçtiğini görünce ona doğru yürüdü. Normal zamanda her hareketine dikkat eden adam bugün burnunun dibine girmesine rağmen fark etmemişti.
“ Kolay gelsin!” cıvıldayarak selam verdi Asude.
“ Sağ ol!” Kızın bütün neşesi içinde buz kesti resmen! Sevdiği adamın gözlerindeki soğuklukla kalbi üşüdü! Kelimelerini yutarak reyonuna geri döndü! ‘Dün hiç bir şey yokken bir gecede bu hâle gelecek ne olmuş olabilir¿’ sorusu beynini kurt gibi kemiriyordu. Keyifsiz bir halde yemeğe çıktı. Bir şeyler yemeğe zorladı kendini. İyice midesinin kalktığını anlayınca bırakıp mola alanına çıktı. Ona selam verenleri ne görüyor ne de bir tepki veriyordu. Tek derdi bugünü bir an evvel bitirip evine sığınmak ve içi çıkana kadar ağlamaktı! Kaç tane sigara içti bilmiyordu. Ağzındaki tat acılaşmaya başlayınca mağazaya ilerledi. Kapıdan girdiğinde ilerde gördüğü çiftle kalbi ağrımaya başladı. Kalbi ağrır mıydı bir insanın! Ağrıyordu işte! Onu görmesiyle maraton koşmuşçasına atan kalbi şimdi gördükleriyle ağır bir kaya gibi yerinde çırpınmaya çalıştıkça acı veriyordu kıza! Burnunun direği sızlamaya başlayınca onların kendisini fark etmemesi için kafasını önüne eğerek yerine geçti.
Asude’ yi kontrole gelen Erkan şef kızın halini görünce ne yapacağını bilemeden Tuğçe’ nin yanına giderek gördüklerini anlattı.
“ Abiciğim hemen işini bırak Asude’ nin yanına git!” Erkan’ ın panik hâli Tuğçe’ yi de telaşlandırmıştı.
“ Hayırdır abi¿” Erkan hızlı hızlı Tuğçe’ yi reyondan çıkarmaya uğraştu.
“ Bir şey olmuş! Ben sorsam anlatmaz bilirsin. Sen git bir yanına.” Tuğçe başını sallayarak onayladı şefini.
“ Tamam abi ben şimdi gidiyorum.” Tuğçe hemen Gizem’in yanına gitti.
“ Gizem hemen Asude’ nin yanına gitmemiz lâzım!” Gizem korkuyla Tuğçe’ nin bembeyaz olmuş yüzüne baktı.
“ Bismillah! Ne oldu¿” Genç kız bilmediğini belli etmek için ellerini iki yana açarken açıklamaya girişmişti.
“ Valla bilmiyorum. Erkan şef reyon kontrolüne çıkmış, yanıma bir geldi hayalet görmüş gibi! Hemen Asude’ nin yanına yolladı beni ama biliyorsun benimle pek anlaşamadı o yüzden sana haber vermeye geldim.” Gizem düşünceli bir şekilde ortalığını toplarken gözlerini kıstı.
“ Bu ara zaten vardı bir şeyi! Dolmuştur inşallah artık da anlatır! Hadi gidelim!” Gizem’ le Tuğçe hep beraber Asude’ nin yanına gittiler.
O ara Asude reyonda ağlamamak için nasıl bir mücadele içinde bir Allah, bir kendi biliyordu! Kendisini sıkmaktan boğazı şişmiş kemik gibi olmuştu. Gözleri kan çanağına dönmüş, boynunun damarları belirginleşmişti. Onun hâlini uzaktan gören Umut hemen yanına geldi.
“ Gülüm ne oldu sana¿ Biri bir şey mi yaptı¿” Tepki vermeyen kızla iyice telaşlanan adam tekrar konuştu. Bu kez elini omzuna koymuştu.
“ Asude!” Umut’ un sesiyle yerinde sıçrayan kız bir kaç kez yutkunduktan sonra sesini bulabildi.
“ Yok bir şey!” Karşıdan gelen Gizem bu manzarayı görünce kaşlarını çattı. Bu adamda garip bir elektrik vardı. Zaten kalıplı adamlardan oldu olası hep çok hoşlanırdı ama bu adamın başka bir havası vardı. Bir de Asude’ yle olan yakınlıkları vardı. Şimdi bile eli omzunda kızın yüzüne doğru eğilmiş onunla ilgilenmeye çalışıyordu! ‘ Hayır yani bu kızın hiç mi kız arkadaşı yok! Ona mı kalmış Asude’ yle ilgilenmek canım!’ diye kendi kendine söylenirken bir taraftan da ‘ kendi kendini doldurma! Eğer bir şey olsaydı Asude sana söylerdi!’ diye düşünüyordu. Sonra tekrar kendi kendine söylendi ‘şimdi sırası mı ya! Asude’ nin hâline bak! Önce o! Sonra bu koca oğlanın ne ayak olduğunun üzerinde dururum!’.
Hemen arkadaşının yanına giden Gizem önce Umut’ a dönerek çemkirdi.
“ Pardon da bir müsaade etsen de ilgilensek!” Gizem’ in sözleriyle kafasını kaldıran Umut, hayatı boyunca gördüğü en güzel gözlerle kaldı! Bu kızı hep uzaktan görüyordu. İlk defa bu kadar yakından bakmıştı bu bal rengi gözlere! Koskoca adam bir kadının gözlerine esir düşmüştü! Ama o gözler şu an için sinirden çakmak çakmaktı! Hemen toparlanarak cevap verdi.
“ Ben gitsem iyi olacak galiba.” Koca adamın sarsak hareketlerine öfkeden dikkat bile etmedi Gizem.
“ Eh bir zahmet!!!” Neye sinirlendiğini Gizem’de bilmiyordu o an! Adamdan etkilendiğine mi, yoksa Asude’ yi bile ondan kıskanacak kadar ilgilendiğine mi gerçekten bilmiyordu! Kafasını Asude’ ye çevirdiğinde ise şoka girme sırası ona gelmişti! Ağlamamak için kendini sıktığı o kadar belliydi ki! Gözlerine kan oturmuş, o güzel gözleri yeşile çalmıştı! Tuğçe’ yi Erkan şef yerine çağırınca yalnız kalmanın verdiği rahatlıkla elini kaldırıp arkadaşının yanağına koydu.
“ Ne oldu sana yosun gözlüm¿ Bana anlatmayacak mısın artık¿” Gizem’in sözleriyle arkadaşının gözlerine baktığında bir damla yaş süzüldü yanağından.
“ Kaldıramıyorum artık Gizem!” Eğer Asude adını söylediyse problem çok ciddiydi. İyice telaş yaptı genç kız.
“ Anlat gülüm! Anlat ki birlikte taşıyalım!” Kollarını Gizem’in boynuna dolayıp hıçkırmaya başlayan Asude, arkadaşını da kendi kaderine çektiğini bilmeden ağlaması el verdiğince konuştu.
“ BEN AŞIK OLDUM!” Asude’ nin hıçkırıklarıyla panikleyen Gizem, tanıştıklarından beri ilk defa arkadaşını bu kadar bitik görmüştü. İlk önce onu bu halde gören başkaları var mı diye etrafına bakındı. Ortalığın tenha olmasını fırsat bilerek reyonun arkasına doğru götürerek bir tabureye oturttuğu arkadaşına sebilden su getirip içirmeye çalıştı. Biraz sakinleştiğini görünce önünde diz çöküp gözlerine bakarak konuşturmaya gayret etti.
“ Gülüm ne oldu¿ Neden bu haldesin¿ Bir anlatsan artık.” Asude sayıklar gibiydi.
“ Aşık oldum!” Gizem anlayışla kollarını sıvazladı bîtap düşmüş arkadaşının.
“ Eee¿! Ne var yavrum bunda¿” Asude başını iki yana sallarken sanki kendisine itiraz ediyordu.
“ Olmamam gereken birine aşık oldum!” Gizem’ in kaşları çatıldı.
“ O ne demek öyle¿” Asude içindeki derdi anlatamamanın ağırlığıyla iyice çökmüştü.
“ Öyle işte.” Gizem’ in şalterleri attı!
“ Ay Asude vallahi döverim şimdi seni! Anlat çabuk! Ne güzel aşık olmuşsun şu haline bak!” Bir hışım sesi yükselen Gizem arkadaşının iç çekmelerine dayanamayarak tekrar yumuşak bir ses tonuyla devam etti.
“ Gülüm hadi anlat ne olduğunu. Üzme kendini bu kadar. Bulunur bir hal çaresi. Kendini bu kadar yıprattığına değer mi hiç!” Asude yaşlı gözlerini arkadaşına çevirdi.
“ Niye bu kadar acıtıyor Gizem¿” Genç kız bilgece bakışlarını yumuşatmıştı.
“ Acı çekmeden aşık olunur mu ki gülüm¿ Ne ara bu kadar kaptırdın kendini sen¿” Asude de bilmiyordu ki!
“ Ah bir bilsem! Belki aylardır bu haldeyim, belki de 2 gün önce böyle oldum. Hiç bir fikrim yok!” Gizem arkadaşına destek olmaya çalıştı.
“ Neden canın yanıyor peki¿” Genç kız içinin acısı azalır umuduyla fısıldadı.
“ Yine tercih oldum ben! 2 gün önce bana ‘rüyalarıma gelmeni bekleyeceğim.’ derken bugün başkasının burnunun dibine giriyordu!” Tekrar iç çekmeye başladı Asude. Gözlerinin önündeki görüntü bir türlü gitmiyordu. Düşündükçe içindeki ateş daha çok yakmaya başladı. Kızın yine kötüleştiğini gören Gizem konuşmaya devam etti.
“ Gülüm hadi ne olduğunu en baştan anlat bana! Anlat ki yardımcı olayım!” Gizem’ in gözlerindeki hüzün Asude’ nin içine dokundu. Hele ki sevdiği adam tarafından böylesine yok sayılınca, gördüğü âlâka dilinin zembereğini boşaltmıştı. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
“ Ne zaman oldu, ne ara bu hâle geldim inan bilmiyorum ama ona aşık olduğumu kabul ettiğimden beri içimdeki olanlara engel olamıyorum. Her gün biraz daha büyüyor. Bir bakışı, bir gülüşü dünyalara bedel benim için. Öyle seviyorum...” Bunları anlatırken gözlerindeki ışık o kadar farklıydı ki genç kızın, Gizem’ in içi titredi.
“ Ne güzel işte gülüm. Sen hep demez misin bize ‘ Aşk geldi mi yaşamayı bilin. O duyguyu tadamadan ölen nice insanlar var.’ diye. Sen şimdi aşkı en güzel hâliyle bulmuşsun, neden ağlıyorsun¿” Gizem’ in sorusuna derin bir iç çekerek cevap verdi Asude.
“ Hangi birini anlatayım balım¿ Hangi bir derdimi söyleyeyim ki¿ Nişanlı oluşuna mı yanayım, yoksa beni ‘ orospu’ yerine koyuşuna mı¿ Ya da daha dün akşam bana o kadar güzel bakarken az önce eski kırığının dibinde ona gülerek bakışına mı yıkılayım¿ Beni ne gözle gördüğünü, hangi amaçla yanıma yanaştığını bile bile yaptıklarına su gibi akan kalbime mi söveyim¿ Ha balım¿ Hangi birini kaldırayım ben¿” Konuştuklarından sonra tekrar gözleri dolmuştu Asude’ nin. İçindeki acı göz yaşı olup akıyor, gözleri acıdan yanıyordu artık.
“ Kim o¿” Gizem’ in hafif sert sesine rağmen Asude söylememekte kararlıydı.
“ Onu söyleyemem. Ne olur ısrar etme!” Çünkü genç kız hâlâ yediremiyordu kendine. Sesli söylemeye dili varmıyordu bir türlü.
“ Umut mu¿” Gözlerini devirip bıkkın bir nefes vererek Gizem’ in sorusuna cevap verdi Asude.
“ Ayhhh!!! Hayır balım. Allah yukarıda şahit onunla aramızda arkadaşlıktan başka hiç bir bağ yok.” Asude’ nin sözlerinden çok onun gözlerine odaklanmıştı Gizem. Az önce aşkını anlatırken genç kızın gözlerinde oluşan yıldızlar, Umut’ tan bahsederken kesinlikle yoktu. İçi rahatladı istemsizce. ‘ gerçekten yokmuş.’ dedi iç sesi. O sırada Gizem’ in reyonundan çağırıldığını duyunca iki kız ayaklandı.
“ Ben gitmek zorundayım güzelim. Ama aklım sen de kalacak. İdare edebilecek misin¿” Asude arkadaşını ikna etmek için beceriksizce gülümsemeye çalıştı.
“ Merak etme balım. Konuşmak iyi geldi, inan ki şimdi daha iyiyim. Hadi git sen yerine.” Biraz kendi hâlinde kalmasının iyi olacağına kanaat getiren Gizem onu yalnız bırakmıştı.
“ Tamam madem. Bak gidiyorum ama en ufak bir sorunda yanıma geliyorsun. Tamam mı¿” Asude başıyla onayladığı soruyu kelimeleriyle de kabul etti.
“ Tamam!” Gizem emin olmak istiyordu.
“ Söz ver!” Arkadaşının ısrarı üzerine burukça tebessüm eden Asude, “ Söz!” dedi. Gizem Asude’ nin cevabından sonra içi huzursuz olsa da mecburen yanından ayrılıp çalışma alanına geçti. Aklı genç kız da kalmıştı. Bir yandan çalışırken bir yandan da ’ kim lan o dallama¿’ diye düşünerek ihtimaller üretiyordu. Asude Gizem’ in gidişinden sonra içli bir nefes alıp oturduğu yerden kalktı. Kimselerle göz göze gelmeden lavaboya gidip iyice bir yüzünü yıkayarak geri döndü. Bu hâlini kimse görsün istemiyordu. Çünkü utanıyordu! Açıklayamamaktan korkuyordu! Zaten açıklanacak bir durumu da yoktu bu işin! Akşam çıkışa kadar kafasını kuma gömer gibi hiç kaldırmadan çalıştı. Sanki herkes ona bakıyormuş gibi geliyordu. Emirhan her geçtiğinde hissediyor, o uzaklaştıktan sonra arkasından uzun uzun bakıyordu. Sonra yaptığının farkına varıyor kendine ettiği küfürler eşliğinde işine geri dönüyordu.
İki gün boyunca Gizem’ e her şeyi anlatmıştı. Bir tek isim vermemişti, verememişti. Kızın o kadar ısrarlarına rağmen bir türlü söylememişti. Anlattıkça rahatlamıştı. Bunda Gizem’ in hiç yargılamadan dinlemesinin, Asude’ yi olduğu gibi kabullenmesinin oldukça büyük bir payı vardı. Varlığına şükretti Asude. ‘ Nişanlı adama nasıl aşık olursun!’ diyerek onu aşağılayabilirdi ya da ‘ Seni kaşar olarak gören bir adama kapılmasaydın o zaman!’ diye küçümseyebilirdi ama hiç birini yapmadı Gizem. Sadece sabırla arkadaşının derdini anlatmasını bekledi. Onun içini çürüten aşkı dinledikçe temize çekiyordu sanki. Kızın reyondan burnunu dahi çıkartmaması, onun yanına gelirken bile etrafı kolaçan ederek gelmesinden dolayı bu gereksizin mağazadan biri olabileceğini düşünüyordu ama emin olamıyordu. Ta ki o güne kadar.
O gün Asude yemek yemeye gitmemiş Gizem’ in yanına gelmişti. Artık eften püften şeylerden bahsediyorlar Asude’ nin kafasını dağıtmaya çalışıyorlardı.
“ Kız! Al getirdim kutularını!” Günler sonra Emirhan’ ın sesini duymak kurşun etkisi yaratmıştı Asude’ de. Elleri titremeye başlamış, gözleri dolmuştu. Gizem ondaki değişimi fark etmeden Emirhan’ ın getirdiği malzemeleri almaya gitmiş, arkasından söylenmekle meşguldü, ‘ ulan bunda da bir haller var ya! Hadi bakalım hayırlısı!’ . Reyona geri döndüğünde Asude’ nin gözlerini görünce bakışlarını kıstı.
“ Buralarda bir yerde değil mi¿” Genç kız anlamazca arkadaşına baktı.
“ Kim buralarda mı balım¿” Gizem tespitinin doğruluğundan emindi.
“ Seni bu hâle getiren hıyar!” Bu sözlerden sonra panikleyen Asude hiç düşünmeden konuşmaya başladı.
“ Sen nereden anladın¿” Söylediklerini fark edince düzeltmeye çalıştı.
“ Yani onu nereden çıkarttın canım¿!” Asude’ nin panik haline üzülen Gizem arkadaşını ellerini tutarak gözlerinin içine baktı. Artık iyice emindi ki bu kendiliksiz bu mağazada çalışıyordu.
“ Dur hemen panik yapma! Kim olduğunu anlamadım. Sadece buralarda bir yerlerde olduğunu anladım. Gerçi neden söylememekte bu kadar ısrarcısın onu da anlayabilmiş değilim ama neyse. Onu anlatırken bile gözlerinin ışığı değişiyor, yakınlarına gelince içi parlıyor. Sen farkında değilsin!” Arkadaşının anlattıklarıyla Asude’ nin gözleri dolmuştu.
“ Bu kadar çok mu belli ediyorum ya¿!” Gizem genç kızın derdine çare olamasa bile keyfini yerine getirmek için eğlenceyle göz kırptı.
“ Niye söylemiyorsun bilmiyorum ama ben tahmin etmeye çalışayım mı¿” Gizem’ in muzipçe konuşmasının altından ne çıkacağını bilmeyen Asude kabul etti ama devamı tamamen gır gır şamataydı. Gizem mağazada çalışan ne kadar erkek personel varsa hepsinin adını söylüyordu. Bir tek Emirhan’ ın adı geçmemişti bu konuşmada. Ne ilginçtir ki bu detayı o an ne Asude ne de Gizem fark etmişlerdi. Genç kız artık o kadar kaptırmıştı ki kendini kahkahalar atıyordu. Gizem onu güldürmenin gururuyla arkadaşına sarıldı lakin amacına ulaşamamıştı çünkü söylediği bütün isimleri Asude’ nin gözlerinin içine bakarak bile bile söylemişti genç kızın aşkını anlatırken oluşan parıltı adını da duyunca oluşacak mı diye ama olmamıştı.
“ Sen kimse için yıkılmamışsın bu hıyar için de sakın yıkılma! Yıkılırsan bile gel benim yanımda yıkıl, ben seni toparlayayım ama sakın o zırtapoza belli etme! Eğer amacı seni üzmekse ona istediğini elde etmiş olduğunu gösterip sevindirme!” Gizem’ in söyledikleriyle Asude’ nin beyninde bir ampul yandı! ‘ Evet ya!’ dedi! ‘ Ben neden hiç sebebini sormadım ki!’. Bunun üzerine Gizem’ in yanından reyonuna dönerken kıyıdan köşeden değil de mağazanın orta yerinden geçti. Az bir mesafe kala gördüğü adamın önünde dikilerek gözlerinin içine baktı.
“ Senin derdin ne¿” Emirhan Asude’ nin dik sesi ve sinirli bakan gözleriyle kaşlarını çattı.
“ Ne demek derdin ne¿” Asude de kaşlarını çatmıştı.
“ Neden beni görmezden geliyorsun¿” Gözleriyle etrafı tarayan Emirhan tekrar kıza bakınca tıslayarak cevap verdi.
“ Bu kadar belli etme!” Asude neler olduğunu öğrenmek isterken duyduğu şeyle afallamıştı.
“ Neyi belli etmeyeyim¿” Emirhan dişlerini sıkarak bağırmamak için tısladı.
“ Aramızda yaşananları!” Ne diyordu bu adam böyle¿! Hiç bir şey anlamıyordu Asude.
“ Hangi yaşananları¿!” Asude aslında o an Emirhan’ ın ona yürümeye başladığından beri olan bütün tavırlarını düşündüğü için böyle bir soru sormuştu ancak Emirhan duyduğu soruyla öfkelenmişti çünkü kızın onu öpmesini küçümsediğini düşünmüştü!
“ Biz öpüştük farkında mısın sen¿!” Emirhan’ ın öfkesi damarlarında gezerken Asude de ondan farklı değildi.
“ Ne o¿ Hızlı çapkın Emirhan Bey vasat bir kızın öpücüğünden mi korktu yoksa¿ Ondan mı kaçıyorsun benden¿” Artık ikisi de iyice öfke nöbeti geçirir hâle gelmişlerdi. Birbirlerinin gözlerinin içerisine öldürecekmiş gibi bakıyorlardı.
“ Ne kaçacağım senden be¿!” Diklenen Emirhan’ a Asude’ nin cevabı tokat gibi gelmişti!
“ Bence de kaçmana gerek yok çünkü bundan sonra o öpücüğü bile bok bulursun!!!” Depoya giren Emirhan, sinirden önüne gelen kolilere tekme atmaya başladı. Bir yandan da ağzına geleni söylüyordu, ‘ Amına koyduğumun orospusu bilip bilmeden geldi, ağzıma sıçtı ya! Ama yok!! Karının suçu yok ki!! Suç ben de!! Ne demeye insan yerine alıp da laf söylemesinler diye uğraştıysam!! Bırak ister orospu desinler, ister kevaşe!! Sana ne lan!!! Sana neee!!!’ nefes nefese kaldığını fark ettiğinde durup biraz dinlendi. Etrafına bakındığında epey dağıtmış olduğunu gördü ancak iyi de gelmiş, biraz sakinlemişti. Dağıttığı yerleri toparlarken hâlâ söylenmeye devam ediyordu, ‘ Bak! Bak!! Baakk!!! Bir daha da öptürmeyecekmiş hanımefendi! Hadi bakalım lan! Ben de Emirhan’ sam eğer bırak öpmeyi, sikicem kızım seni!’
Mağazada birbirlerine öldürecekmiş gibi bakan çifti uzaktan gören İbrahim, Emirhan’ ın depoya yönelmesiyle peşinden gitmişti ancak içerisini bu hâlde bulmayı beklemiyordu. Emirhan bir yandan homurdanırken bir yandan ortalığa dağılmış malzemeleri toparlıyordu ya da toplama bahanesiyle kolilerle kavga da ediyor olabilirdi.
“ Emirhan!” Duyduğu sesle hafifçe öksüren genç adam sesini ayarlamaya çalışarak konuştu.
“ Efendim abi!” İbrahim şaşkınlıkla etrafa bakıyordu.
“ Oğlum buranın hâli ne böyle¿” Emirhan belli etmemeye çalıştı.
“ Yok bir şey!” İbrahim bu kez şaşkın bakışlarını genç adama çevirmişti.
“ Nasıl ‘ yok bir şey!’¿ Ortalığın anasını bellemişsin! Asude’ yle mi kapıştın sen yoksa¿” Asude’ nin adını duyunca hışımla arkasını döndü Emirhan.
“ O nereden çıktı¿” İbrahim anlamaya çalışır gibiydi.
“ Ben de depoya geliyordum. Karşıdan gördüm sizi. Birbirini ibikleyecek horoz gibi diklendiydiniz.” Bu sözlerin üzerine Emirhan’ ın kulaklarına Asude’ nin sözleri doldu, ‘ bir daha bok bulursun!’ . Tekrar sinirleri zıplarken gözleri alev almıştı.
“ Yok bir şey diyorsam yoktur bir şey abi! Sen karışma!” Emirhan’ın gözlerindeki öfkeyi gören İbrahim ona kafasını sallayarak mağazanın içerisine geri döndü. Asude’ nin reyonuna gidip bir de onun hâline bakmak istedi. ‘Bu içerdeki deli fişek böyleyse, kızcağızın hâli kim bilir nasıldır¿’ diye düşünüyordu ancak gördüğü şeyle dona kaldı.
Asude Emirhan’ ın öfkeyle yanından ayrılmasından sonra sakinleşebilmek adına derin nefesler alarak reyonuna girdi. Kafasını dağıtması gerekliydi. Rafları düzenlemeye karar verdiğinde bir süre sonra hâlâ kendi kendine söylendiğini fark edince kulaklıklarını da takmaya karar verdi. Müzik her zaman düşüncelerini dağıtmaya bire bir gelirdi o yüzden hareketli bir parça açıp hem oynuyor hem de işlerini yapıyordu. İbrahim abisinin sesini duyunca kulaklığını çıkartarak ondan tarafa döndü.
“ Asude!” İbrahim’ in sesini duyan genç kız içten bir gülüşle ona döndü.
“ Efendim abim!” İbrahim bu kez Asude’ ye sordu.
“ Ne yaptın kız Emirhan’ a¿” Emirhan’ ın adını duyunca kızın da içerisindeki öfke kazanları kaynamaya başlamıştı ancak İbrahim abisine belli etmek niyetinde değildi, o yüzden yüzüne güzel bir gülümseme takınıp cevap verdi.
“ Ne oldu ki¿” İbrahim genç kızın gülümsemesiyle şüphelendi.
“ Daha ne olsun yahu! Depoyu savaş alanına çevirmiş şimdi de güya topluyor ama bana daha çok kolilerle dövüşüyor gibi geldi. Doğru söyle, ne dedin de kudurttun çocuğu¿” Asude umursamazca omuzlarını silkmişti.
“ Ben ne diyeceğim abi! Malzeme istedim ‘getiremem.’ deyince ben de ‘Mehmet bey’ e söylerim.’ dedim. Ona kızdı herhalde.” Asude yalan söylediği için ‘ Allah’ ım affet!’ diye içinden dua ederken İbrahim abisinin söyledikleriyle içi buruldu. Adam söylediklerini gerçek sanmış paniklemişti ama Asude de doğruyu söyleyemezdi ki!
“ Ne lazımsa o ‘ getirmem.’ dediyse benden isteseydin ya kızım! Neden ortalığı karıştırıyorsun! Aşk olsun sana! Ne eksik söyle ben getireyim¿” Asude artık ayak üzeri yalan söylemekten cehennemi garantilemişti resmen!
“ Ürün poşeti kalmamış abi.” İbrahim başını sallayarak uzaklaştı.
“ Tamam ben şimdi getiriyorum.” Giden adamın arkasından vicdan azabı çekmişti Asude ama yapması gerekeni yaptığını da biliyordu. Onun arkasından reyona giren Gizem’ i gördüğünde günlerden beri ilk defa gülücüklerle karşıladı arkadaşını. Asude’ nin yüzündeki gülümsemeyle içi aydınlanan Gizem arkadaşına sarıldı.
“ Ohhh beee!!! Nihayet yüzün güldü! Hayırdır¿ Allah bozmasın da bu neşenin sebebi ne¿” Asude biraz yerine gelen keyfiyle arkadaşına Emirhan’ la aralarında geçen konuşmayı anlattı, tabii ki yine isim vermeden. Tam o esnada İbrahim abi’ den Asude’ nin malzeme istediğini öğrenen Emirhan ‘ben götürürüm.’ diyerek adamı durdurmuş kendisi kızın reyonuna gitmişti ancak Gizem’in reyonda olduğunu görünce sadece poşetlerin olduğu paketi Asude’ ye ölümcül bakışlar atarak fırlatmış ve sessizce ayrılmıştı oradan. Genç adamı reyonunda gören Asude istemsizce titremişti yine. Kızın tepkisini gören Gizem bir heves arkasını dönerken giden Emirhan yerine reyonun önünden geçen Ulaş abi’ yi görünce olmayacağını bile bile Asude’ ye bakarak sordu.
“ Kız yoksa şu senin meçhul sevdan Ulaş abi’ mi¿” Gizem’ in dediğiyle yüzünü buruşturdu Asude.
“ Hayııırrr!!! Öööffff!!!! Midem bulandı Gizem yaaa!!!” genç kızın cevabıyla önce Gizem sonra Asude kahkahalara boğulmuştu. Gün içerisinde Asude verdiği kararla Emirhan’ ı umursamıyormuş gibi davranmaya devam etti. ‘ madem derdin benimle oyun oynamak ben seninle oynayayım da gör bakalım.’ Diye kendini doldurmaya çalışıyordu lâkin hem Emirhan’ ın öfke kusan gözleri hem de uzun süreden beri onunla sürekli olan diyaloglarının birden kesilmesinin yokluğu çok zorlamıştı onu. Bir de gün içerisinde işi olsun ya da olmasın Emirhan’ ın sürekli reyon aralarında gezerek kendisini sergilemesi de ayrı dertti. Zaten konuşmuyorlardı bir de böyle kızın gözünün içerisine girercesine ortalıkta dolanınca özlese bile inadından bakmayan Asude iyice tükenmişti.
Gece eve gittiğinde bir günü daha bu psikolojik savaşla atlatamayacağına karar verdi. Sabah kalkınca ilk işi özel bir hastaneye giderek o hafta sonuna kadar rapor aldı. Daha sonra raporlu olduğunu önce Mehmet bey’ e sonra da Gizem’ e haber verdi. Gizem bu duruma sevinmişti çünkü Asude o olayın üzerine buraya gelip giderek kafasını toparlayamıyordu ona göre. O sığır, her kimse, gözünün önündeyken kız bunu başaramıyordu. Bir kaç gün uzaklaşması iyi gelecekti ona. İşe gelmemesine rağmen her gün arıyor, gün içerisinde de mesajlaşıyorlardı.
Asude raporunun 3. gününde yine Gizem’ le konuşurken duyduğu sözlerle içinden sevinç nârâları atmaya başladı.
“ Emirhan seni sordu kız! ‘Nerede o kaçak¿’ dedi.” Kavga ettiklerinin ertesi günü iş yerine gelen Emirhan Asude’ nin yokluğunu hemen fark etmişti aslında. Her ne kadar Asude ona bakmadığını zannetse bile genç adam gözlerinin altından ona hissettirmeden kızın her hareketini takip ediyordu. O gün Asude’ nin uyuyakaldığını düşünerek çok üzerinde durmamıştı Emirhan. Çünkü genç kızın gündüz vardiyasındaki uyuyakalmalarını ve geç gelmelerini sağır sultan bile duymuş vaziyetteydi. Lâkin diğer gün geldiğinde de Asude’ nin o kendisinden önce etrafa dağılıp genç adamı etkisi altına alan kokusunu duyumsamadığında yine gelmediğini anlayınca işin rengi değişmişti. Bütün gün mağazanın altına üzerine getirmiş artık alttan alttan değil alenen Asude’ yi aramıştı ancak yok, gelmemişti. ‘belki reyonunu değiştirmişlerdir.’ diyerek görevli olmadığı diğer katları bile gezmişti genç adam ama sonuç yine aynıydı. Hatta ‘ acaba vardiyasını mı değiştirdiler¿’ diye düşünüp çıkışta bilerek geçe kalmış gelen vardiyanın elemanlarına dahi bakmıştı ama yoktu! Asude hiç bir yerde yoktu!
Bunun idirakıyla o gecesi acaba soruları eşliğinde geçmişti. ‘ bir şey mi oldu acaba¿’, ‘ neden gelmedi acaba¿’ diye diye o kadar düşünceliydi ki nişanlısı Gönül’ ün yanaşma çabalarına bile cevap vermemişti. Evet, evet doğru duydunuz! Yılların fırlaması Emirhan Kurt kafasındaki düşünceler yüzünden bir kadını es geçmişti! Eee atalarımız boşuna dememiş ‘Neydim değil, ne olacağım diyeceksin.’ diye. Ki bu durum Emirhan için ne ilk olacaktı ne de sonuncu ya neyse, biz konumuza dönelim... O gece sabaha kadar doğru düzgün uyuyamadan mağazaya geri gelmişti. Bugün de yoktu kız. Meğerse varlığına ne kadar alışmış olduğunun yeni yeni farkına varıyordu. Onu görünce ışıldayan gözlerini, titreyen bedenini, daha mağazaya girdiğinde varlığını belli eden genç adamı saran kokusunu arıyordu. Ama yoktu! Birilerine sormalıydı lâkin kimseye soramazdı da. Başkalarının ağzına sakız edemezdi onu. Zaten bu düşüncesi yüzünden her şey bu hâle gelmemiş miydi¿ Gerçi soracak insan da yoktu ki yani Gizem ve o Arda lavuğu dışında! Arda’ ya sorup da ondan Asude’ yle ilgili bir şeyler duymak Emirhan için cinnet sebebi olacağı için onu es geçerek Gizem’ de karar kıldı. Gizem’ e de direkt ‘ Asude nerede¿’ diye soramazdı ki! Yani sorardı aslında da Gizem zeki kızdı, Emirhan’ ın niyetini anlar üzerine de onun ağzına sıçardı! Derya’ dan kalan kininin üzerine Asude’ yle ilgili planlarını öğrenen Gizem kesinlikle bu sefer onu yaka paça mağazanın orta yerinde döverdi! Aslında Gizem’ i severdi, harbi kızdı onun için. Şu mağazada adam sayılıp muhabbet edilebilecek ender bayanlardan biriydi ancak korkardı da ondan. Çünkü Gizem asla sözünü esirgemez ve dik başlıydı, ayrıca söz konusu sevdikleri olduğunda aşırı korumacı ve yırtıcı olurdu.
Bu düşünceler eşliğinde o gün Gizem’ i göz hapsine aldı. Kız sürekli telefonla uğraşıyor, arada da konuşuyordu. Belki sevgilisi vardı bilmiyordu ama denemesi gerekliydi. Bugün daha Asude’ den haber alamazsa kafayı takmaktan bu gece hayatta uyuyamazdı. Yüzsüzlüğü ele alıp yanına gitti ve telefonla uğraşan kıza seslendi.
“ Kız ne uğraşıyorsun sabahtan beri o telefonla¿” Emirhan’ ın sesini duymasıyla ona bakan Gizem gayet ciddi cevap verdi.
“ Asude ‘ nin keyfi yok, rapor aldı da ona yazıyorum.” Emirhan bir haber alma ümidiyle atıldı.
“ Hayırdır¿ Hasta mı yoksa¿ Nerede o kaçak¿” Gizem yaptığı işten kafasını kaldırmadan geçiştirdi Emirhan’ ı.
“ Yok ya ne hastası. Dedim ya keyfi yok kafa tatili yapıyor.” Gizem’den aldığı bilgiyle içinden kahkahalar atan Emirhan tekrar merakına yenilip sordu.
“ Ne zaman gelecekmiş¿ Belli mi¿” Asude’ den haber almaya kilitlenen Emirhan Gizem’ in bakışlarının değiştiğinin farkında değildi.
“ Yok, belli değil.” Gizem sonra gözlerini kısarak Emirhan’ a bakıp devam etti. “ Hayırdır¿ Ne bu merak Emirhan¿” Kızın söyledikleriyle ileri gittiğini anlayan Emirhan daha fazla işkillendirmemek için konuyu kapatarak oradan uzaklaştı.
“ Ne merakı ya! Öylesine sordum!” Emirhan’ ın gidişinin ardından Asude’ yi arayan Gizem arkadaşınım cıvıldayan sesini duyunca içinden şükretti. İyi gelmişti bu kaçamak Asude’ ye. 3 gün olmasına rağmen buradan uzaklaşmak toparlamıştı genç kızı.
“ Ne yapıyorsun gülüm¿” Asude evde olmanın rahatlığıyla sesi biraz olsun düzelmişti.
“ İyiyim balım. Yeni uyandım, kahvaltı ettim. Şimdi çay keyfindeyim. Sen ne yapıyorsun¿” Gizem arkadaşının anlattıklarına imrenmişti.
“ Ooooo! Şahaneymiş vallahi! Ne yapsın gariban, sürünüyor buralarda! Emirhan’ la konuşuyorduk az önce seni sordu. ‘ Nerede o kaçak¿’ dedi.” Asude duyduklarına inanamıyordu! Gerçekten onu mu sormuştu Emirhan¿! İçi titreye titreye emin olmak için tekrar konuştu.
“ Ne yapacakmış beni¿” Gizem genç kızın kendisini göremeyeceğini bilse bile dudaklarını büzdü.
“ Ne bileyim gülüm! Zaten o da bir tuhaf! Dün deli danalar gibi orta yerde dolanıp durdu, sanki bir şey arıyormuş gibi. Bu gün de pek düşünceliydi ama şimdi de yüzünde güller açıyor. Deli midir, nedir!” Gizem’in söyledikleriyle Asude’ nin içi mutlulukla doldu. Onu merak ediyor olabilir miydi gerçekten¿! Emin olamıyordu ama öyle olması içinde dua ediyordu. 3 günden beri yaptığı gibi içinden yine Allah’ a yalvardı, ‘ Rabbim bu sevdayı benim yüreğime düşürdüğün gibi onun yüreğine de düşür!’. Gizem’ im sesiyle tekrar arkadaşını dinlemeye devam etti.
“ Niye sordu acaba seni¿” Genç kız aldırmaz gibi görünmeye gayret gösterdi.
“ Bilmem balım! Pek de haz etmez beni aslında ama vardır bir karın ağrısı. Belki de Derya’ yı soracaktır.” Bu ismi anmasıyla Asude’ nin içine bıçaklar saplandı. Arkadaşı da olsa Emirhan’ ı Derya’ dan kıskanıyordu. Aslında Derya değildi kıskandığı, Emirhan’ ın Derya’ ya olan aşkıydı. Onu da Derya’ yı sevdiği gibi sevsin istiyordu sadece.
“ Saçmalama ya adam direkt seni sordu! Derya’ yı bana da sorabilirdi ama seni sordu yani. Neyse dediğin gibi yakında çıkar kokusu. Sen bırak onu da ne yapacaksın¿ Uzatacak mısın raporu¿” Asude şimdiden sıkılmıştı evde.
“ Yok balım. Yeter bu kadar yatış ya. Pazartesi gece vardiyasına gelirim artık.” Gizem de arkadaşına katılıyordu.
“ Gel artık gerçekten. Özledim kızım 3 günde.” Genç kız Gizem’ in samimiyetine yürekten inanıyordu.
“ Ben de özledim balım ben de...” Asude daha sonra vedalaşarak telefonu kapattı. Gerçekten özlemişti, hem Gizem’ i hem de Emirhan’ ı. Emirhan’ ın onu sorması aklına gelince yine şükrederken içindeki umut tohumlarının tekrar ezilmesinden korksa da mutlu olmaktan kendisini alamıyordu. O sevinçle evi temizledi, işi bitince duş aldı. Duştan sonra banyoda saçlarını tararken kendine ne kadar bakmadığını anladı. Kişisel bakım haricinde kuaföre uğramazdı. Ancak şimdi kendinde bir şeyler değiştirmek Emirhan’ ın ilgisini çekmek istiyordu. Bu düşüncelerle uykuya daldı. Ertesi sabah uyandığında dün geceki düşünceleriyle Gizem’ den akıl aldı. Onun da fikirleri doğrultusunda kuaföre gitti. İstediklerini söyleyip uygulanmasını bekledi. Biten işlemden sonra Gizem’ e fotoğrafını yollayan genç kız gelen cevapla kahkahalara boğuldu.
“ DİBİM DÜŞTÜÜÜÜ!!!!”. Aslında Asude Emirhan’ ın tepkisini merak ediyordu ve bunun için bir gece daha beklemesi gerekliydi.