5. BÖLÜM

994 Words
Instagramdan takip ederseniz çok memnun olurum. i********:: yazar editör Semra İmamoğlu  Medusa, resepsiyondan çağırıldığını duyduğunda, merakla oraya doğru yöneldi ve kıza ''Ben Medusa çağırıldığım için geldim." dedi. Bunu üzerine kız, ''Size bir paket var." dedi. Medusa kadının yüzündeki ifadeyi çözememişti. Nedenini bilmiyordu ama o kızın yüzündeki ifade kıskançlık ve nefret doluydu. Bunun sebebini anlayamadı, onunla kendisinin hiçbir derdi yoktu. Yürürken paketi açmaya başladı, iyi bir markanın en son çıkan telefonuydu. Böylelikle paketin kimden geldiği de anlaşılmış oldu. O kimdi ki Mesuda'ya telefon alıyordu? Gerçi telefonunu kırmıştı mecbur almalıydı ama o bunu asla kabul etmeyecekti. Ve ilk gördüğü anda geri verecekti, bunda kararlıydı. Saat bayağı ilerlemişti, tanıdık birini görmeye ihtiyacı vardı bunun için Efe'nin ofisine doğru yol aldı. Efe, Madusa içeri girdiğinde ofis kısmında bilgisayarda bir iş yapıyordu. Medusa tatlı bir dil ile kahve ısmarlamasını istedi. Efe Medusa ile kahve içerken aynı zamanda da işini yapıyordu. Bir ara telefonu çaldı ve ardından Medusa'ya dönerek, "Telefon senin için canım." dedi. Medusa şaşkın bakışlarını Efe'nin üzerinde sabitlerken, "Neden ne oldu ki?" diye sordu. "Çalışacağın alan değişmiş canım VİP müşterilerimizin katı ile ilgilenecekmişsin." "Aaaa neden? Bilmeden bir kusur mu ettim." "Sorunların üstesinden iyi geldiğini fark etmişler, VİP müşteriler maalesef biraz nazlı oluyorlar." Korkuyla gözlerine bakarak, "Sürekli sorun olmayacak ya? Yoksa olacak mı?" dedi. Efe, "Yok yok endişelenme," dedi gülerek ve devam etti konuşmasına ''boş kaldığında takılırsın istediğin gibi buralarda çok dikkat çekmezsin.'' "İyi, o zaman yarın transfer oluyorum.: Efe, "Aynen öyle." dedi ve çalan telefonuna baktı Medusa da daha fazla meşgul etmemek için usulca odadan çıktı. Gösteri çok mükemmel olmuştu arkada da sahnede de herhangi bir sorun çıkmamıştı. İyice yorulmuştu ve hazırlanıp çıkacaktı. Saat on bire geliyordu, epeyce geç olmuştu ve Medusa çok yorulmuştu. Bu onun stajı hariç ilk çalışmasıydı. 'Umarım yarından sonraki işim daha kolay olur yoksa sezon sonuna kadar dayanabileceğimi sanmıyorum.' diye düşünerek çıkışa yöneldi. Kapıdan çıktığında Mirza bor köşeye çekilmiş kızgın bir şekilde telefonla görüşüyordu. Medusa, kendisini görmediğine dair bahse bile girebilirdi. Zaman intikam zamanıydı, sessizce arkasından yaklaştı ve kasıtlı olarak koluna sert bir yumruk attı.    Neye uğradığını şaşıran Mirza, üstelik korkmuştu da. Bu hâli Medusa'nın komiğine gitti, istemeden kısa bir kahkaha attı. Mirza'nın ise arkasını dönerken ki suratı kireç gibiydi. Medusa ise hâlâ pis pis sırıtıyordu, kendisine yaptığının şokunu hâlâ üstündeb atamamıştı. Hiç konuşmuyordu daha da çok keyifle gülmeye başladı ama Mirza'nın üzerine doğru gelmesiyle gülümsemesi yüzünde dondu ve arkasını dönüp topuklamaya başladı. Koşar adımlarla yetişip onu kolundan tutan Mirza onu yandaki duvara çarparcasına yasladı. Medusa işte şimdi korkuyordu. "Boşuna mı tekvandoya gittin, boşuna mı savunma sporu öğrendin, sersene yere şunu yapabilirsin hadi..." diye konuşuyordu kafasındaki ses ama hiç bir şey yapamıyordu. Medusa duvarla onun arasında sıkışıp kalmış öylece bekliyordu. Mirza, hiçbir şey konuşmuyordu ama her an onu dövecekmiş gibi bakıyordu Medusa'nın gözlerine. Onun konuşmaya niyeti yoktu bu sebeple bu işi yapmaya Medusa karar verdi. "Çekil önümden." "Ya çekilmezsem." "Fena olur." "Bak sen nasıl olacakmış? Anlat da güleyim biraz(!)" Medusa, Mirza'nın karnına sıkı bir yumruk çaktı ama bunu anladığı için kendini sıkmıştı. Medusa da boşa kendini yormuştu. Mirza sonunda, Medusa'nın ellerini iki yanında duvara kenetledi ve yüzüne doğru yaklaşmaya başladı eğer öperse tekmeyi yiyecekti. Mirza daha çok yaklaştığında kafasını çevirdi. Ama bu da işe yaramadı bu kez de kafasını sıkarak avuçlarının içine aldı. Medusa artık kafasını hiç kıpırdatamıyordu. Bu yakınlın yetmezmiş gibi tüm bunların ardından Medusa'nın alnına alnını değdirdi ve başına doğru bastırdı. Medusa'nın canı yanıyordu. Sonunda geri çekildi ve "Bir daha sakın ama sakın böyle bir şey deneme seni buna pişman ederim, öyle bir hâle gelirsin ki, çıkacağın yolu bulamazsın." dedi. Korktum kesinlikle yalan konuşmuyordu. Göğsünden yavaşça itekleyerek, "O biraz sıkar, şimdi ödeştik." deyip ona gönderdiği telefon çantasını Mirza'ya uzattı ama almadı. "Al şunu, verdiğim bir şeyi almam." Medusa, "Verdiğiniz kişi size tenezzül etmiyorsa bal gibi alırsınız." dedi ve çantanın ip askılarını koluna geçirdi. Mirza da ona aynısını yaptı ve "Ben verdiysem geri veremezsin onu kırarım yine de geri veremezsin." dedi, imayla yüzüne bakarken "Kullanmayacağım bunu bilmelisin.'' dedi. Bir müddet öylece bakıştılar, Medusa çantayı Mirza'nın koluna taktı ve bir anlık boşluğundan yararlanıp hızla güvenliğe doğru yürüdü ve otelden ayrıldı. Taksi bulana kadar bir müddet meydana doğru yürümeye karar verdi. Oteller sıra sıraydı, güvenlik kısmına gelene kadar tedirgin yürüyordu ki karşıdan gelen valizli kızı fark etti. Birileri kıza sarkıntı oluyordu. Turist miydi acaba? Yine bir Türk skandalı daha olsun istemediğinden hızla onlara yaklaştı ve kızın yanında durdu. Genç kız Medusa'yı görünce biraz da olsa rahatlamıştı. Medusa dayanamayarak, "Ne var? Neden leş kargaları gibi üşüştünüz kızın başına?" dedi, bakışları kızgın, tavrı da netti. Onun sert çıkmasından eğlendikleri yüzlerinden belli oluyordu. Kendi aralarında pis pis gülerek konuşuyorlardı. "Bak bak sarışına ne diyor duydunuz mu?" "Çok da ateşli beyler." "Sarıları severim ben." İğrenç bir muhabbetti Medusa dayanamayarak, sarıları severim diyene "Gel canım ben de esmerleri severim." dEyip elinden tuttu ve elini arkasına doğru büktü gençler ne olduğunu anlayamadan sarıları seveni ustaca yere sermişti. Diğerleri durumu kavrayana kadar birine sıkı bir tekme atıp diğerine de yumruk attı. Yumruk attığı hâlâ ayaktaydı. Çantasından biber gazını çıkarıp üzerlerine sıktı artık etkisiz hâldeydiler. Kız şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu, gelen taksiye el etti ve birlikte bindiler Medusa, "Hangi otele gidiyordunuz?" dedi. Genç kız şaşkın bir tavırla "Mardan Palace." dedi. En yakın otel orasıydı zaten, taksici oraya doğru ilerlerken kız konuşmaya başladı. "Taksi bulamadı, yürüyeyim dedi ama böyle bir şey olacağını tahmin etmemiştim ne kadar teşekkür etsem az gelir." "Sorun değil." Otelin önüne geldiklerinde bahçe girişe kadar görünüyordu Mirza hâlâ bahçedeydi bir oraya bir buraya volta atarak telefonla konuşuyordu. Kimle konuştuğunu bilmek için delice bir arzu duydu, onu böylesine bahçede sinirle konuşturan kimdi? Bir gün öğrenmeyi diledi içinden daha sonra da kendi kendisine "Sana ne be kızım?" diyerek söylendi... Eve geldiğinde saat on ikiye geliyordu. Biraz yazmalıydı, hayatında ilk kez yazdığı romanın içinden hissediyordu kendini. Güzel ve gerçek bir hikâye olacaktı. Bugün olanları akıcı bir şekilde kaleme alarak yazdı ve ardından gazetedeki köşe yazısını taslak hâline getirdi, son bir kez daha okuyup hata var mı diye kontrol ettikten sonra da editörüne mail attı. Yorucu ve heyecan dolu bir gün daha bitmişti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD